4. BÖLÜM

154 12 23
                                    

...

"Hazır mısın?"

"Gelemeyeceğim demiştim."

"Peki. Seni sorarlarsa gelmek istemedi derim."

"Peki."

Babam gidince koltuğa uzanıp telefondan resim çizmeye başladım. Bir süre sonra sıkılıp Güney Kore ile ilgili şeyleri araştırmaya başlamıştım. Bir sürü bilgi edinmiştim. Bakalım ne zaman kadar aklımda duracaklar?
...

"Öğretmeninle tanıştım. Ama derse başlamadan önce seninle ön görüşme yapmak istiyormuş."

"Niye ki?"

"Seni daha iyi tanımak istiyormuş."

Ben onun sadece öğrencisiyim adımı bilse yeterli değil mi?

"Ne zaman? Nerede?" 

"Kendisiyle konuşmak ister misin?"

"Umarım Türkçe biliyordur."

"Çok iyi değil ama biliyor."

Telefon numarasını alıp odama çıktım. Mesaj yazdım. Şuan hiç arayasım yoktu.

Texting:

Y/N: Merhaba. Tanışmak istediğiniz öğrenciniz Y/N.

Öğretmen: Merhaba Y/n. Nasılsın?

Y/N: Iyiyim.

Öğretmen: Peki. Neyse seninle dersimiz için ön görüşme yapmak isterim. Bugün yemeğe gelmediğin için.

Y/N: Yer ve tarih?

Öğretmen: Ah çok istekli olduğunu görüyorum sanki. ***** kafe. Yarın saat 12 de.

(Görüldü)

Çok istekli olduğumu görmüş. Nerden gördü sanki?

Babamın yanına inip söyledim. Gidip saat geç olduğu için yattım. Birde yarın 12 de kalkacaktım.

...

Ah şu alarmlar! Sinir bozucu sesi var sabah sabah. Öğretmenden de mesaj gelmiş.

Texting:

Öğretmen: Geliyor musun?

Y/N: Geliyorum ama bana fotoğrafınızı atmanız gerekiyor.

Öğretmen: Niye?

Y/N: Merak etmeyin sapık filan değilim :) Birbirimizi daha önceden görmediğimiz için kafe de görebileyim diye.

Öğretmen:

Öğretmen:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Türkiye'den Güney Kore'yeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin