Satır arası yorum gelir mii?
Toprak Yenilmez
"Çok özledim." dedim ellerimi birbirine kenetleyip. Ne ona dokunabiliyor ne sarılabiliyordum. Ama öyle çok seviyordum ki tüm bu sınırları yıkıyordu aramızdaki. Kalbim kalbine sarılıyordu hem de o kadar sarılıyordu ki, hiçbir zaman bırakmayacağım dercesine.
"Doktorların hepsi senden umudu kesti siyah kızım. Herkes derin bir uykuya yattığını ve artık senden umudu kesmem gerektiğini söylüyor." başımı yere eğdim.
Gözyaşım parkeyle buluştuğu sıra her şey baştan sona kahrolmuştu sanki.
"Onlara verebileceğim en güzel cevap senin güçlü oluşun, o kalbini siyaha boyayan kızın çok güçlü, sağlam bir kız oluşu.
O kadar asil, o kadar güzel bir siyahsın ki sen, herkesten farklı, herkesten ayrı..." başımı tekrar kaldırıp kapalı gözlerine baktım."şuan beni duymadığın için bu kadar rahat söylüyorum bunları ve şimdi söyleyeceklerimi. Gözlerine bakarak söylesem sesim titrer boğazıma dizilirdi cümleler. "
Yutkundum.
" Keşke şuan hissetsen tüm bu söylediklerimi. Çünkü bunları sana söyleyecek cesareti kendimde bir daha bulabilir miyim inan bana bilmiyorum. "
Başımı yere eğdim ve sanki beni duyuyor gibi bekledim. Heyecanlandım. Ardından yavaşça başımı yukarıya kaldırdım.
" Seni seviyorum siyah kızım. Sabah uyanıp yanıbaşımda seni görmek isteyecek kadar, o güzel mavilerinde günahsız kaybolmayı dileyecek kadar ve her namazdan sonra Rabbimden hayırlısını isteyip içten içe inşAllah hayırlısı o dur diyecek kadar çok seviyorum. Kelimelere sığdıramayacak kadar... " gözlerimden bir damla yaş akarken çenemin titrediğini hissettim. Yüzündeki morluklar gördükçe kahroldum ve doktorun söylediği vücudundaki yanık, morluk izlerini düşündükçe kahrolmaya devam edecektim.
"Özür dilerim." diyebildim sadece.
"Sen tüm bunları yaşarken yanında olamadığım için, sen ölürken nefes aldığım için ve hala tüm dünyada bu olayların sonu gelmediği için özür dilerim siyah kızım."
Artık gözyaşlarımın bir sınırı kalmamıştı ve yanaklarıma bir sağanak misali yağmıştı.
O sıra arkamdan bir ses geldi.
"Artık sizi dışarı almam gerekiyor." diyen hemşireye karşı başımı salladım ve ayağa kalktım.
"Biliyorum çok yorgunsun ama seni iyileştirmem için tüm yükünü üzerinden almam için uyanman gerekiyor siyah kızım." dedim ve odadan yavaş adımlarla çıktım.
O uyanmadan onu iyileştiremezdim çünkü benim iyileşmem için onun uyanması gerekiyordu.
Adımlarım birbirini takip edip sonunda hastane çıkışına geldiğinde arabama binip gitmem gerektiğini kendime aşılıyordum. En azından o uyanana kadar onu yoran şeyleri ortadan kaldırmam gerekiyor bunun için de çok çalışmam gerekiyordu.
Arabama binip çalıştırdığımda telefonum çalmaya başladı arka cebimdeki telefonu alıp ekrana baktım.
Arayan Murat'tı.
"Abi hemen buraya gelmen lazım Almira'nın annesinin buluduğu yere ait birkaç bilgi geçti elimize." diyen Murat'la gülümsedim.
"Hemen geliyorum." diyerek gaza kökledim. O sıra yüreğimde kocaman bir umut beydah oldu.
Bir film kesiti gibi bir sahne geçti önümde. Baş rollerinde ben yoktum. Ben yan roldüm ve bu beni oldukça mutlu ediyordu. Sahne basit ve kısaydı aslında. Yıllar sonra birbirine kavuşan anne ve kız sarılıyorlar ve ben ise onlara sadece uzaktan bakan bir yan rolüm. Baş rollerde Almira ve annesi var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah'ın Gri'si (Tamamlandı)
SpiritualSiyah bir tablo. Gri'ye hasret siyah bir tabloyum, tam 3 yıldır. Gülümsemeyi bile kendine yakıştıramayan o simsiyah kız. Peşimde bir piskopat, her an ölüme sarılabilecek uzaklıktayım. Herkesten uzakta, kapkara bir noktayım. Fakat beni kaygıya düşür...