Onunla beraberken bir gün doğumunu izliyor gibiyim, hem de güneş etrafta yokken bile. Batı yakasında bir yaz gezisine çıkmış gibi, en güzel, en romantik Fransız filmleri gibi.
Bir bebek doğurmuş gibi tıpkı, yabancıyım bu duyguya. Çok farklı ama öylesine güzel, öylesine mutluluk verici.
Gerçek yaşam bir hayal gibi geliyor onunla beraberken. Tüm evrenle bir aşk yaşıyorum onu seviyorken. Evren var olmasının nedeni sayıyor bizi ve çokça teşekkür ediyor. Meteorlar yağıyor ve yıldızlar kayıyor, bu evrenin bize iyi ki varsınız deme şekli. Anlıyorum artık. Elini her tuttuğumda çimenlere uzanıyoruz beraber ve yıldızlara bakarken ben hayatı görüyorum, ya da onun gözlerine bakıyorum. Bilemiyorum. Onunla beraberken yaşamadığım onca güzel günü biriktirdiğim kavanozumu kırıyorum, dört bir yana saçılıyor masalsı günlerimiz; hepsini bir avuç mutlulukla yaşıyoruz.
Bazı şeyleri anlamaya başladım, yaşamayı emekler gibi öğreniyorum. Elimden tutup beni yürütüyor, yere düşmeme ve bir yere çarpmama izin de vermiyor. Her daim yanında yara bantları var, yaralarımı sarmak için. O benim ilacım.
Kim Taehyung, Greenlake Psikiyatr kliniğinin kapısından son kez çıkmıştı. Psikoloğu Hoseok artık iyileştiğine tanı koymuş ve hasta defterini kapatmıştı.
Yıllar geçtikten sonra yazdığı hasta kaydı notu Hoseok'u da heyecanlandırmıştı; üç yılı aşkın süredir neredeyse her gün gördüğüm hastam Kim Taehyung Şizofreni, Halüsinasyon ve ataklar geçirmesi nedeniyle gelmişti kliniğe. Daha sonrasında ise yaşamış olduğu travmaları ortaya çıkardığımızda bu genç adamın çocukken yaşadığı onca şeyi yenebilmek için çocuk kaldığını öğrendik. İntihara meyilli ve ölüm hakkında uzun uzun konuşan bir çocuktu. İlk geldiği günü ve son geldiği günü karşılaştırdığımda bu başarısını herkese yıllar boyu anlatacağımı fark etmiştim. İlk geldiği gün, ağabeyinin arabasından kucakta indirilmişti. Ayakta duracak hali yoktu. Bir sinir krizi geçiriyordu, evdeki her şeyi kırıp parçalamıştı, şimdi ise kırdığı her bir parça onarılmıştı. Taehyung, kendisini iyileştirmişti.
Klinikten çıktıktan sonra ağabeyinin arabasına bindi Taehyung. Yanında ise biricik bebeği vardı. İncilere sararak her şeyden sakınmak istediği o genç çocuk vardı. "Nasıldı?" diye sordu Jeongguk. Çok umutluydu çünkü Taehyung'un iyileştiğini hissedebiliyordu. "Her şey tekrardan başlıyor." dedi Taehyung gülümseyerek.
Her şey seninle başlıyor Jeongguk, en baştan. Tertemiz bir sayfayla.
**
Taehyung, sevgilisi ve abisi yakınlarındaki gölün çevresinde hoş bir parktalardı. Göldeki kuğular beraber geziyorlardı, yemyeşil çimenlerin üstünde tavşanlar zıplıyordu. Gölün kenarında yüzen anne ördek ve yavrularını izliyordu bu ikili, Jeongguk ise Taehyung'a Çirkin Ördek Yavrusu'nun hikayesini anlatıyordu.
"Sırf rengi yüzünden mi sevmemiş çocuğunu, bu çok acımasız." deyip dudaklarını büzdü Taehyung, Jeongguk ise biricik aşkının üzüntüsünü hafifletmek için: "Hikayenin devamında şöyle oluyor," diye devam etti. "O yavru bir kuğuymuş. Bu yüzden diğerlerine benzemiyormuş. Bir kuğu topluluğu bulunca onların yanına gitmiş ve onlarla musmutlu yaşamış. Ait olduğu yere gidince bulmuş mutluluğu, evine gidince."
Taehyung, Jeongguk'un gözlerine uzun uzun baktı. Çünkü Jeongguk 'Ait olduğu yer' derken Taehyung'un kalbini işaret etmişti gözleriyle. Jeongguk ona zamanında gökkuşağının ötesinde gerçek mutluluğu bulacağını ve bu gerçek mutluluğun kalbinde olduğunu söylemişti. Tekrardan aynısını söylüyordu, sevgi ve geri kalan her güzel şey kalbine verdiğin değer kadardır. Taehyung etrafını ve kendisini sevmeye başladığında dünya aydınlanmıştı, her şeyi kendi kalbiyle başlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad ● taekook
Fanfic"sen bu dünyadaki insanlardan daha özel bir şeye sahipsin taehyung, senin bir kalbin var." jeon jeongguk, akıl rahatsızlığı nedeniyle chimchim isimli bir hayali arkadaşı olan kim taehyung'a bakmaya başlar. mad!au