Patenci Gençler

94- Köfte...

1 Hafta sonra...

Bu sefer Doğanların evinde toplanmıştık. Haziranın sonuna geldik ama yaz günü bile hasta olmayı becerebilen Doğan'ın ateşi vardı evet ateşi. Doğan yatağında uzanıyor başında Nur etrafında da diğerleri vardı.

Ela: Yaz günü nasıl becerdin?

Doğan: Ne bileyim ya?

Deniz: Neyse o biraz dinlensin biz içeri geçelim?

Uğur: Aynen.

Hepimiz salona geçtik. L şeklinde koltuğun kısa kısmına uzandım Deniz'de koltuğun uzun kısmına uzanıp başını dizlerime koydu. Gözlerine uzun uzun bakarken, bu bakışmayı '' Ulan ayılar bütün koltuğu kapladınız'' diyen Uğur bozdu.

Deniz: Aman be gel otur.

Bu sefer Uğur kafasını dizlerime koymuştu. 

Deniz: Yalnız orası bana özel çekil.

Uğur: Allah allah ya sabır.

Deniz: Benim sabır çekmem gerekiyor çık!

Bu tartışmalarının biteceği yok. Derken diğer odadan bi gümbürtü koptu. Herkes hızlıca odaya koşarken o izdihamın içinden sıyrılıp yerde yatan Doğan'a baktım.

Ela: Ne oldu?

Doğan: Aq iyiyki bi yanınıza geleyim dedim insan ışığı açık bırakır takıldım düştüm.

Yaren: Haahhaah.

Doğan: Ah! gülme kafam şişecek yha.

Deniz: Gel buz koyalım.

Buz koymak için mutfağa geçtik. Deniz buzluğu açtı ve ''Doğan sizin evde neden buz kalıpları boş?'' dedi. Kendimi tutamadım ve bir kahkaha attım sonrada yüzümdeki ifadeyi ciddileştirerek '' kıymayı koyun '' dedim.

Deniz: Evet mantıklı.

Uğur: Yemekte de artık köfte var ohh miss.

Herkes Uğura' ne diyor bu mal der gibi bakarken kimsenin anlamadığını anlamış olmalı ki '' Çocuk 39 derece ateşli bir zahmet kıyma pişsin''

Nur: Hahah bu nasıl aklına geldi?

Uğur: Mizah anlayışı işte haha.

[Aranızda Karantina okuyan varsa bu sahne azda olsa tanıdık gelir ;)]

....

Deniz'in telefonuna gelen bildirime bakmak için telefonu elime aldım. Mesaj instagramda bir kızdan gelmişti tam mesaj atacaktım ki kapıdan Deniz'in kafasının uzandığını gördüm.

Deniz: Ne yapıyordun bakayım?

Yaren: Hiçç hiçbir şey.

Deniz: Bak ben artık ünlü birisiyim o kızları kıskanmana gerek yok zaten bir sürü var.

Yaren: 1 Bir haftada ne ünlüsü Deniz?

Deniz: Bak şu an tam olarak 2389 takipçim var.

Nur: Ohaa ne zaman oldu bu?

Deniz: Oldu işte bi ara.

....

Parkta hepimiz dolaşırken yanımıza 5-6 kız geldi ve Deniz'den imza istediklerini diziyi merakla beklediklerini söylediler.

Ela: Ya dizi çekimleri yeni başladı hemen televizyona verildi mi?

Doğan: Fragman ya da dizi tanıtımıdır.

Nur: İmza ne abi ya?

Uğur: Lan buda iyice kendini kaptırdı ha fanları gelince bizi satıyor.

Doğan: Öhk öhhk (hasta olduğu için) normalde de fanları vardı zaten.

Uğur: Evet ama, bir dakika sen neden hasta hasta çıktın ki?

Nur: Söz dinlemiyor ki.

Yaren: Ben bu kızlara imza yerine bir kaç kırık çıkık versem?!

Uğur: Komikti güldük geçtik.

Yaren: Ben ciddiyim.

Uğur(içinden) Biliyorum.

- Ya hadi kafeye geçelim. Bunu derken bir eliylede Deniz'i kafeye doğru çekiyordu.

Deniz: Tamam oğlum bırak.

Uğur: Sen kendini iyice kaptırdın ha.

Deniz: Kıskanma aq.

Uğur: İnan kıskanılacak değil acınacak durumdasın sevgilin aynında kızlarla fotoğraf çekiniyorsun pes.

Deniz sanki yeni farketmiş gibi bana bana baktı. Sonrada ama onlar fan sadece bu.

Yaren: Başlarım senin fanına ben eski Deniz'i istiyorum bir haftada nasıl değiştin sen?!

Deniz: Ama dizi?

Uğur: Oğlum yaşın daha küçük bırak allah aşkına.

Deniz: Yaşla ne alakası var?

Yaren: Ben sen dizi çekimine giderken çok mutlu olduğunu gördüm ve izin verdim sende benim sana ne kadar sinirli ve kırgın olduğumu görüp keşke diziyi bıraksan Deniz. Umarım gözünde azıcık değerim vardır.

Bunu söylerken yavaş yavaş geri adımlarla kafeden çıkmıştım bu sözler kavga amaçlı değildi sadece şu dizi işine son versin diye.

Uğur: Haklı.

Ela: Katılıyorum.

Deniz: Azıcık değer mi? Az? Azz?

Uğur: Kız o kadar şey söyledi buna mı takıldın?

Ben sürekli ondan ayrılmak istemiyorum sadece şu fan dediği gıcıklar bir an önce kaybolur. Sadece bu kadar değil gece geç saatlere kadar takipçileriyle konuşuyor aq ben varım onlar neyine? Ego mu kastım ne? Kendi kendime konuşmakta üstüme yok :)

****

Şarkıyı dinlemeyi unutmayınn<3