TANITIM

346 122 59
                                    

........KEYİFLİ OKUMALAR........

Canım inanılmaz acırken hiç tanımadığım ve attan düşmeme sebep olan bu adamın, omuzuma dokunup.
"İyi misin.?"sorusuna sinirle, yüzüne bile bakmadan.
"Çek lan elini" diyip terslemiştim.
Ayağımda ki ağrıyı içimde hissede biliyordum. Yetişmem gereken bir yer vardı üstelik. Ve sanırım şu an ayağımı kırdım.

"İstanbul'luyum ben buraların yabancısıyım. Ayağın çok kötü görünüyor. İstersen seni gitmen gereken yere bıraka bilirim." diyen adam, hala tepemdeydi.  Üstelik  atım korkmuş beni bırakıp gitmişti. Ve bunun da sorumlusu köy yolunda süratle araba süren şu yabancı adam dı. Adamın suratına bakıp bütün sinirim ve asiliğimle.
"Ne sanıyorsun kendini.! Araba na binip sana minnet edeceğimi mi. ?"diye çemkirdiğimde hiçte kibar değildim. Zavallı adam iyi niyetle yaptığı teklifin, pişmanlığının şokuyla geri çekildi. Bense acıyla ayağa kalkmaya çalıştım. Ama inanılmaz bir ağrı vardı ayak bileğimde. Şişmiş ve morarmıştı. Kolumda şu yabancı adamın, ayağa kalkmam için uzattığı yardım elini hissettiğimde.
"Sana çek elini demiştim dimi" diye bağırmış ve bütün gücümle onu geriye itmiştim. Adamın yüz ifadesinde dalga geçer gibi bir hal sezince kaşlarımı çatıp.
"Neden s*ktir olup gitmiyorsun.!" diye kibarca sordum. O ise gitmek yerine sinsi sinsi gülüp, beni çileden çıkaran sözler söyleme cesaretini kendinde bulup.
"Siz köylü kızlarını saf ve sakin sanırdım.  Böyle Asi ve hırçın olduğunuzu hiç düşünmemiştim doğrusu , yanılmışım. " dedi.

Ve ben bu şehirli hatsize elbette haddini bildiricek bir tokat atıcak kadar cesurdum ama ayağıma  basamıyordum. En az onun o tahrik edici gülümsemesi kadar iğrenç sözler düştü aklıma. Hicte tereddüt etmeden şu hatsiz şehirlinin gözlerinin içine bakarak.
"Bende kendimi bildim bileli siz istanbullu zengin züppeleri fırsatçı bilirdim. Görüyorum ki hiçte yanılmamışım. " diyip az sonra yüzünün alacağı ifadeyi merakla bekledim. Önce kaşları çatıldı, ardından morardı. Sonra usulca olmasa da, son model arabasına binip gitti.  Ve ben Asi, hırçın, huysuz ve deli bir köylü kızı olarak kazandığım bu zaferi, İstanbullu zengin, fırsatçı, züppenin  ardından okkalı bir küfür savurrarak kutladım.

Tabi az önce kendisine zengin züppe, fırsatçı dediğim adamla imkansız bir AŞKın pençesine düşeceğimi elbette bilemezdim. Belkide onun tek hatasıydı bir deli kıza aşık olması.

Ben onun düşündüğü gibi  bir , köylü kızı degildim. Babası DAĞANLI aşiretinin ağası olan ve evin şımarık büyütülen ama şımarıklıktan uzak olan , varlık içinde büyüyen  psikolojik sorunları olan deli ,asi bir başka tanımla doğunun hırçın kızıydım.
Asilik kanımda vardı.
Ve ben hayallerimi benden alanlara karşı  kinliydim.
AŞK, VEFA VE İNTİKAM üçlüsünün, gel gitlerini yaşayan, İçindeki intikamı bir türlü unutamayan, ve neyle ölcerse ölçsün İNTİKAM'ın  her zaman ağır bastığı gönül terazisiyle yaşamaya mecbur bırakılmış  "DOĞUDA BİR KADIN (HAVİN)'"im ben.!

..........BÖLÜM SONU............
++++++++++++++++++++++++++++++++


¿¿BÖLÜM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ.?

¿¿karakteler hakkındaki  fikirleriniz??

Selamün aleyküm arkadaşlar.

DOĞUDA BİR KADIN adlı romanın , okuyucularının yoğun isteği için bölüm yazmak istedim.  Bu roman diğer romanım olan DELİKANLI KIZ dan çok farklı, gerçeğin tam içinden olan bir hayat hikayesi. Doğunun gerçeklerini, törelerin doğuda yaşayanlar için ne ifade ettiğini, kısacası DOĞUDA BİR KADIN  olmayı  anlatmaya çalışıcam.
Beğeneceğinize eminim (çünkü ben yazdım:) Hayal gücüme ve kendime çok güveniyorum.
Yazım hataları için üzgünüm elimden geldiğince düzenleme yapıcam.


                                                      Not;

✔Hikayenin kurgusu tamamen bana aittir. Alıntı yada çalıntı değildir!

✔Gerçek hikayelerden ilham alınarak yazılmıştır.

Tüm hakları bana aittir.

Oy vermeyi ve tabiki yorum yapmayı unutmayın.

Allaha emanet olun.

DOĞUDA BİR KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin