》8《

206 25 3
                                    

- Multimedia'da Gece ve annesi
- Dinleyin; Adele - Someon Like you
############

"Uyuşturucu bağımlısısın öyle mi?" diye sordum. Hızlıca başını salladı.

"Ve bağımlı olduğun gibi satıyorsunda." diye devam ettim.

Sandalyeye bağlanmış kol ve bacakları, gri bir bantla kapatılmış ağzıyla sadece gözleri dikkat çekebiliyordu.

Ne kadar korktuğu belliydi. Neredeyse ağlayacaktı zaten. Beni maskeden dolayı beni görememesi daha da korkutuyordu onu.

Karşımda eli kolu bağlı adam Cenk adındaki bizimle uğraşmaktan zevk alan sersemin sağ koluydu. Cenk bu adama çok değer veriyordu. Şimdi ise onu öldürme zamanıydı.

Yavaş adımlarla adamın arkasına geçtim ve eğildim. Belimdeki silahı çıkarıp adamın kafasına dayadığımda "Cehennemde sahibinle görüşürsün. Çok yakında tekrar buluşacaksınız." dedim ve ondan biraz uzaklaşıp tetiği çektim.

Kanlar her tarafa yayılırken silahı belime yerleştirip hızlıca deponun merdivenleri çıktım.

Kapıda bekleyen korumalara "Cesedi yakın. Küllerini bana getirmeyi unutmayın!" diye emir verdikten sonra üzerimdeki ceketi ve maskeyi çıkarıp ellerine verdim. "Bunlarıda yakın!" dedikten sonra hızlıca arabama bindim.

Arabayı çalıştırıp bu dar sokaktan çıktım. Boş caddede ilerlerken kırmızı yanan ışığı geçip ilerlemeye devam ettim.

Melek ve benim tuttuğumuz bir ev vardı. Melek o evde yaşardı bende arada gelirdim. Bir kafenin üstündeydi ve kafenin içinden oraya kolayca gidilebiliyordu. Arkadada bir kapı vardı ama oraya gitmek şahsen çok üşendiricydi.

Kafenin önüne arabayı park ettim ve arabadan hızlıca çıkıp kafenin içine girdim.

Tezgahta kahve fincanlarını düzenleyen tezgahtara white mocka sipariş ettikten sonra beklemeye başladım. Tezgahtar kahveyi bana doğru hafifçe itince tezgahtan aldım ve ücretini ödedikten sonra kafenin en geride bulunan kapısına ilerledim. Kapıyı açtıktan sonra merdivenlere yönelip yavaş yavaş çıkmaya başladım.

Tam tamına 2 kat çıktıktan sonra cebimden anahtarları çıkarıp kapıyı açtım ve kapıyı kapatıp anahtarları koltuğa fırlattım.

Ayağımdaki botlardan kurtulup tam koltuğa atlayacakken çicekleri olan boyası eskimiş mor kutu çarptı gözüme.

Yavaşça sehpaya ilerledim ve kutuyu elime aldım. Çok tanıdık gelmişti bu kutu bana.

Kutunun üstündeki anahtarla kutuyu açtığımda hemen kapağının arkasımda annem ve benim resmim vardı. Ben oldukça küçüktüm, annemde genç. Bu resim bile gözlerimin dolmasına neden olurken kutunun içindekilere baktım.

Anneme yaptığım 'Anneler Günün Kutlu Olsun' temalı kartlar, 'İyi ki doğdun' hediyeleri, ne olduğunu anlayamadığım kalp şeklinde bir kolye, katlanmış bir kağıt ve cd vardı.

Kolyeyi incelerken açılabildiğini fark ettim ve açtım. Kolyenin yarısında annem ve benim resmim diğer yarısında tüm ailemizin resmi vardı.

Gözyaşlarım benden izinsin şelale gibi akarken katlanmış kağıdı açtım. Bu annemin bana piyano çalarken söylediği şarkının notalarıydı. Cd'yi elime alıp üstünde yazana baktım. 'Minik prensesime' yazıyordu. Cd'yi müzik çalata taktım ve başlattım.

Annemin sesi tüm salonu doldururken ben tekrar koltuğa oturup, mor kutuya bakmaya devam ettim. Göz yaşlarım şelale gibi akmaya devam ederken artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin