chan sabah uyandı ve duş almak istedi. işini bitirdiğinde beline bir havlu sardı ve çıktı. minho hâlâ uyuyordu. dolabından birtakım kıyafetler çıkardı ve onları giydi. sonra başka kıyafetler de seçti ve sandalyenin üzerine koydu. son olarak da bir not yazıp yatağa koyduktan sonra odadan çıktı.
çocuklar uyanıktı ve chan mutfağa geldiğinde kahvaltı yapıyorlardı. kendi yerine oturdu ve o da kahvaltı etmeye başladı.
ve aniden konuştu, "bugün sizinle geleceğim."
"chan biliyorsun, bunu yapamazsın."
chan'ın woojin'e yanıtı şu oldu, "burada lider benim ve emirleri ben veririm. eğer geleceğimi söylersem de gelirim." chan elini masaya vurdu. ve sessizlik. kimse bir şey demedi. kahvaltıdan sonra ise evden ayrıldılar.
*
minho uyandı ve artık hücrede olmadığını fark etti. daha sonra dün olanları hatırladı.
yataktan kalktı ve üzerinde not olan bir dizi giysi gördü. notu okudu."kıyafetlerin kirlenmiş, bunları giyin. eğer istiyorsan da duş alabilirsin.
- bc."
minho ayağa kalktı ve banyoya girdi. hızlıca bir duş aldı ve dışarı çıktı, sonrasında ise chan'ın kendisine bıraktığı kıyafetleri giydi. odadan dışarı çıktı ve derin bir nefes aldı.
dağınıktı. yeri süsleyen cam kırıkları, oraya buraya atılmış olan kıyafetler ve masa ve rafların üzerindeki tozlar. mutfağa ise sadece kirli bulaşık dağıyla buluşmak için gitti. minho'nun bugün bir sürü temizlik yapması gerekiyordu.
*
çocuklar bekliyordu. chan, aradığı adamı kaçırmamak için etrafa bakarken, seungmin'in arabasındaydı. chan aniden elinde çantayla beraber sokakta yürüyen adamın kız kardeşini gördü.
ve emretti, "onu takip et, seungmin." sonrasında ise jeongin'den bir telefon aldı.
"chan hyung, kız kardeşinin hastaneye girdiğini gördük."
"tamam, teşekkürler jeongin." aramayı sonlandırdı. seungmin arabayı hastaneye doğru sürdü. chan ise maskesini takarak arabadan indi.
"hemen döneceğim." dedi ve hastaneye doğru yürümeye başladı. adamın kız kardeşi bir hemşireyle orada duruyor ve konuşuyorlardı. chan biraz daha yaklaştı ve kızın sorusunu duydu:
"kardeşim nasıl?"
hemşire cevap verdi, "o iyi olacak. araba ona o kadar da sert çarpmamış."
"onu görebilir miyim?"
"evet, tabii ki. beni takip et." ve onlarda chan gibi oradan ayrıldılar. arabaya bindiğinde ise seungmin sordu:
"ne oldu?"
"ona araba çarpmış. bir hafta boyunca hiçbir şey yapamayacağız." iç çekti. "her neyse, eve sür."
(yaşadıkları ev.)
çocuklar eve döndüklerinde kapıyı açtılar ve nefes aldılar. kirli olan evleri şimdi temiz ve düzenliydi. mutfaktan ise harika kokular geliyordu. masanın üzerindeki lezzetli yemekleri ve temizlenmiş olan mutfaklarını görmek için mutfağa gittiler. bulaşıklardan inşa edilmiş olan dağdan eser bile yoktu.
(oturma odaları.)
(mutfak.)
jisung sordu, "bunu kim yaptı?"
woojin ise cevapladı, "hiçbir fikrim yok."
felix masaya doğru yürürken konuştu, "woah~ bu çok güzel kokuyor."
"oh, geri mi döndünüz?" sesin geldiği yöne doğru döndüklerinde chan'ın hücreye kilitlediği çocukla karşılaştılar. ama onları daha çok şaşırtan bir şey varsa, o da çocuğun şu an da chan'ın kıyafetlerini giyiyor olmasıydı.
hyunjin elindeki bıçağı çocuğa doğrultarak sordu, "oradan nasıl çıktın?"
"bıçağı indir, hyunjin. onu ben çıkardım." chan mutfağa girerken konuştu ve ardından da minho'nun yanına oturdu.
"evi sen mi temizledin?" diye sordu ve minho başıyla onayladı. "fazla abartma, haydi yiyelim."
oturdular ve hep birlikte yemeye başladılar. yemekten sonra ise herkes uyumaya gitti. chan, minho'ya pijama olarak gri bir tişört ve siyah bir pantolon verdi. minho'nun üzerini değişmesine izin vermek içinse balkona çıktı. minho chan'ın kendisine verdiklerini giyindikten sonra o da balkona çıktı.
chan'ın üzerinde kısa kollu bir tişört olduğunu gördükten sonra ise sordu, "üşütmez misin böyle?"
"sorun değil. teklifimi düşündün mü?"
"bilmiyorum. daha fazla düşünmeye ihtiyacım olduğunu düşünüyorum." başını aşağı indirmesiyle beraber chan konuştu:
"tamam, o zaman uyu." ve minho tekrardan içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ー don't kill me, love me ♡ banginho
Fanfiction❝bir çetenin üyeleri yanlışlıkla minho'yu kaçırıp onu liderlerine, chan'a, getirirlerse neler yaşanırdı?❞ /hyunsung ☆ changlix\ ᐷ çeviri, angst.