Bölüm şarkıları
Sokrat St. - Korkularıma Dair
İC3PEAK - Pain
6. Bölüm: Ölümsüz Acılar
9 Ağustos 2002
Kan bir mürekkep gibi avuçlarındaki kader çiziklerinin içine dolarken, avuç içlerine ve parmak boğumlarına saplanmış cam parçaları canını yakmıyordu. Elleri titrese de buna aldırmıyordu. Ellerinin içinden kayıp giden kan bileğine kadar kayarak ilerliyor, bazense yere damlıyordu. Lavabo kan ve cam kırıklarıyla doluydu.Karan, içindeki can kırıklarını zaten kaburgalarında taşıyordu.
Kapının yumruklanması umrunda değildi. Camı parçalara ayrılmış aynanın hâlâ çerçeveye tutunan bir parçasında ifadesiz bakan sol gözünü görebiliyordu. Kanıyla lekelediği lavabonun önünden geriye çekildi ve mermer duvara yaslandı. Ardından kayarak duvarın dibine oturdu ve bacaklarını öne doğru uzattı. Ellerini dizlerinin üzerine koydu ve cam kırıklarıyla dolu avucunun içini, kesilmiş bileklerini izlemeye başladı. Küçük elleri durmadan titriyordu. Bunu durduramıyordu. Kanı siyah pantolonunu ıslatsa da siyah her şeyi gizliyordu.
Banyonun kapısının ardından bir kız çocuğunun sesini duyabiliyordu. Kız deli gibi kapıyı yumrukluyor ve tekmeliyordu. Karan kaşlarını çattı ve çocuksu yüzüne tezat bir ciddiyetle kapıya baktı. Bu yurtta onu umursayacak birilerinin olmadığını düşünüyordu. Ama bu kız inatla kapının önünden ayrılmıyordu. Onun kim olduğunu da bilmiyordu.
Annesini, babasını ve doğmamış kız kaşdeşini öldürenler, babaannesinin de ölmesine neden olmuşlar ve Karan'ı tamamen kimsesiz bırakmışlardı. Karan'ın babaannesinden başka hiçbir akrabası yoktu. Olanların üzerinden birkaç gün geçtiğinde Karan kendini bu çocuk yurdunda bulmuştu. Bir yıldır buradaydı ve burasının bir çocuk yurdu olmadığını daha geldiği ilk gün kavramıştı fakat sesini kimse duyamazdı. Konuşamıyordu. Bağıramıyordu. Ağlayamıyordu ve en çok da bu yoruyordu onu.
Gözlerini kapattı ve alabildiği en derin nefesi ciğerlerine doldurdu. Oturduğu mermer kanın uğursuz kızılına boyanmaya devam ederken zihninin içindekiler susmuştu.
Henüz dokuz yaşına girmemişti. Dokuz yaşına girmek de istemiyordu. Yumruğuyla parçaladığı aynanın kırıkları bileklerini ve avuç içlerini kan içinde bırakmıştı. Acıyı hissedemeyecek kadar yaralıydı. Sessizce ölümü kucaklamayı bekliyordu. Aldığı her nefes ciğerlerine batıyor, ve onun içindeki acıyı ölümsüzleştiriyordu. Yaşadığı fiziksel acılara artık alışmıştı çünkü bu yurda geldiği ilk günden beridir dayak yiyordu.
Kapının kilidinin kırıldığını duyabildi fakat gözlerini açmadı. Daha ne kadar vardı ailesine kavuşmaya?
Kanlı ellerinin üzerinde bir çift el daha hissetti ve büyük bir ağırlıkla gözlerini araladı. Karşısında ağlamaktan gözleri ve burnu kızarmış küçük bir kız görmeyi beklemiyordu. Kız onun ellerinin tersini avuçlarının üzerine koymuş, kan ve cam kırıkları dolu ellere bakıyordu. Gözyaşları Karan'ın avuç içlerine damlarken, Karan boş bakışlarla ve çatık kaşlarla küçük kızı izliyordu. Kızın açık bıraktığı kapının önünde bir kalabalık olduğunu ve onları izlediklerini biliyordu. Ardından bir adamın bağırış seslerini duydu ve kalbi korkuyla sıkıştı. Bu Kemal'di. Onu bu halde bulduğunda neler yapabileceğini tahmin edebiliyordu ve korkuyordu.
Gözlerini hıçkırarak onu izleyen kıza çevirdi. Küçük kız dizlerinin üzerine çökmüştü, beyaz elbisesinin etekleri ve çıplak dizleri kanın rengini almıştı. Küçük kız Karan'ın hiç beklemediği bir şekilde dizlerinin üzerinde ona doğru ilerledi ve kanlı ellerini Karan'ın beline sardı. Yanağını onun göğsüne yaslayarak ona sıkıca sarıldı. Karan şaşırmıştı ama bir tepki veremiyordu. Gözyaşları Karan'ın göğsüne dökülürken küçük kız acıyla fısıldadı: "Lütfen ölme, lütfen."
Karan kızın bu fısıltısına şaşıp kalmıştı. Onun kim olduğunu bilmiyordu. Göğsünde onun için ağlayan bir kız çocuğu vardı.
Kız çenesini onun göğsüne yasladı ve koyu kahverengi gözlerini Karan'ın ela gözlerine dikti. Burnunu çekiyor ve hâlâ ona sarılmaya devam ediyordu. "Lütfen sen de ölme." diye fısıldadı hıçkırıklarının içinden ve tam tekrar başını onun göğsüne yaslayacaktı ki birden saçlarının arasında bir el hissetti ve hiddetle geriye savruldu. Sırtı mermer duvara çarpmıştı. Saçları yüzünü örterken saçlarının oluşturduğu parmaklıkların arasından korkuyla karşı duvara yaslanmış Karan'a baktı.
Kemal Karan'a doğru eğilmişti ve deli gibi bağırıyor, küfürler ediyordu. Kapının önündeki çocuklar korkuyla kendi odalarına koşmaya başlamışlardı. Karan'ı kucağına aldı ve ayağa kalktı. Karan yerdeki küçük kızın dizlerine cam kırıklarının saplandığını ve dizlerinin kanadığını gördü. Kemal, kızarmış gözlerle ona yalvaran ve paçasına yapışan kızdan onu iterek kurtuldu. Karan banyodan çıkarılmadan hemen önce küçük kızla göz göze geldi. Onun kim olduğunu öğrenmek istiyor ve ölmekten vazgeçiyordu.
Onun son vazgeçişi ölmekti.
❄
İnstagram: gamze.brn0
Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin!
ÖPÜYORUM<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın İçindeki Karanlık (DÜZENLENİYOR!)
Teen Fiction"Her katil olay mahaline geri döner." ~ Bu hikaye yalnızlığın çaresizliğinde karanlığa sığınan iki yaralı ruhun hikayesi... Fakat biri karanlığı bile utandıracak kadar kara. Diğeri karanlığa karışmak zorunda olan kimsesiz. Birgen Korkmaz. Annesini...