Bölüm şarkısı
The Chainsmokers - Hope (feat. Winona Oak)
Bu bölüm oz_srgn'a ithaf edilmiştir.
2. Bölüm: Karanlık
Şafak daha atmamışken ben odamdaki ahşap ve eski pencereden görünen sokak lambasının fersiz turuncu ışığını izliyordum. Yaydığı ışık hûzmesine hapsolmuş bir kelebek yanmış kanatlarını umursamadan uçmaya ve yine kanatlarını yakan sokak lambasının sıcak ampulüne çarpmaya devam ediyordu.
Belki de bir kelebeğin intiharına şahit oluyordum. Bütün bedeni parlayarak yandığında yere çakıldı ve kaldırımın üstünde bir süre daha parlayan bedeni yağmurun damlalarından nasibini alarak kaldırımdan aşağıya doğru sürüklenmeye başladı. Cesedini gözüm görmeyene kadar takip ettim.
Göğsümün üzerinde bağladığım kollarım iki yanıma düştü. Öylece koyu lacivert gökyüzüne ve meleklerin gözyaşları olduğunu düşündüğüm yağmur damlalarına baktım. Açık olan camdan birkaç damla gözyaşı yanağımda yerini almıştı. Belki de bir meleğin gözyaşı yanağımdan çeneme doğru kayıyordu. Ben ağlamıyordum.
Abimin yanına gitmeliydim. Ona kahvaltı hazırlayıp onu işe göndermeliydim. Ayrıca babamla da karşılaşmak onun için de bir şeyler hazırlamak zorundaydım.
Babam birazdan kalkacaktı ve eğer hazır bir sofra bulamazsa edeceği lafları duymak istemiyordum. Onun sesini unutmak istiyordum ama bunun mümkün olmadığını zaten biliyordum.
Pencereyi kapattıktan sonra önünden ağır adımlarla uzaklaştım ve yatağımın kenarında asılı olan kapüşonlumu giyindim. Odamın kapısını yavaşça arlamama rağmen tiz bir gıcırtı duyulmuştu.
Sessizce koridora çıktım ve odamın hemen yanındaki abimin odasının kapısının önünde durdum. Aralıklı duran kapıyı tamamen açtım. Abim burada değildi. Muhtemelen uyanmıştı ve balkonda sigara içiyordu. Hiçbir şey yemeden sigara içmesine artık takılmıyordum.
Adımlarım tekrar can bulduğunda mutfağa doğru yöneldim. Ayaklarım çıplak olduğundan topuklarımın soğuk mermere temas ettiğinde kızardığından emindim. Mutfağa girdiğimde açık olan balkonun kapısından giren soğuk hava ürpermeme neden olmuştu ama önemsemedim. Abim balkonda sigara içiyordu.
Yanına ulaştığımda ben de onun gibi balkonun demirlerine dirseklerimi dayadım ve bakışlarımı ona çevirdim. "Günaydın." dedim kısık ve pürüzlü bir sesle. Abimin üzerindeki siyah tişört yağmur damlaları sayesinde daha koyu görünüyordu ve mavi gözleri kısılmıştı. Yavaşça başını salladı ve parmaklarının arasındaki sigarayı dudaklarıyla buluşturdu. Şakaklarından akan yağmur damlaları sigarayı içine çektiği için içeri doğru çöken yanaklarına tutunuyorlardı.
Sigaranın zehirli dumanını üflediğinde burnundan da gri dumanlar taşıyordu. Bana doğru döndü ve gözlerini daha da kısarak ıslanmış saçlarıma baktı. Ardından gözleri gözlerimle buluştuğunda, " Üşüteceksin, Papatyam. İçeri girmeli ve Kayhan'a zıkkımlanacak bir şeyler hazırlamalısın. Bunu yapmanı istemiyorum ama onun dırdırını çekmeni de istemiyorum. Hadi," dedi başıyla mutfağı göstererek. Dayandığı balkonun korkuluklarından ayrıldı ve daha yarısına bile gelmediği sigarayı aşağı doğru fırlattı. "İçeri girelim." dedi sözünü tamamlayarak. Başımı sallayarak onu onayladım ve içeri doğru yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın İçindeki Karanlık (DÜZENLENİYOR!)
Teen Fiction"Her katil olay mahaline geri döner." ~ Bu hikaye yalnızlığın çaresizliğinde karanlığa sığınan iki yaralı ruhun hikayesi... Fakat biri karanlığı bile utandıracak kadar kara. Diğeri karanlığa karışmak zorunda olan kimsesiz. Birgen Korkmaz. Annesini...