11:Benimle

8.8K 272 5
                                    


"Yine sana bakıyor."
"Ciddi misin Of Ebru ben ne yaptım?"
"Faka bastın sanırım."
Dudaklarımı büzerken keremle göz göze gelmemem için sınıfa girdik.
"Keşke kime aşık olacağımı beynimle seçebilsem."
"Aşkta beyin yoktur incim hele sende hiç yoktur."

"Laf mı soktun şimdi?"
Gözlerimi devirip sıraya kafamı gömdüm.
"Güneyi gördün mü?"
"Sevgilisi olan sensin."
"Biz sevgili değiliz, saçma sapan bir şeyiz."

"Selam kızlar."
Güneyin sesiyle yüzümü buruşturdum.
"Selenanın erken versiyonu musun sen?"
"Bırak şimdi o büyücü karıyı, babam sizi akşam yemeğe çağırıyor."

Aklıma Eray gelirken yutkunmaya çalıştım.
Kıskandırmaya çalıştığımı itiraf ederken 'başardın' diyişi gözlerimin önüne gelirken kocaman gülümsedim.

Aramızdaki yaş farkından dolayı fikir ayrılığına düşebileceğimizi düşünüyordu ve sınav senemde bana zarar vermek istemediği için uzak duruyordu. Artık buna emin olmuştum.

Onun bana karşı bir şeyler hissettiğini
düşünmek bile içimi kıpır kıpır ederken buna emin olmak bulutların üzerinde uçmama neden oluyordu...
Ama hatırladığımı belli etmeyerek onu sıkıştıracaktım ve onun bana karşı koyuşlarını keyifle izleyecektim.

"Bunun nesi var kendi kendine sırıtıyor?"
"Bilmem sağ tarafından kalkmış olmalı."
"Keremle alakası olabilir mi?"
Keremin adını duymamla gözlerim büyürken hızla konuştum.
"Tabiki hayır onu tam anlamıyla tanımıyorum bile."
"Ama dün 'tanımadığın birinin' içine düşüyordum."
"Sarhoştum güneycim tam olarak hatırlamıyorum bile."

Keşke o anları gerçekten hatırlamasaydım ve deli gibi vicdan azabı çekmek zorunda kalmasaydım.

"En yakın zamanda keremle adam akıllı konuşsan iyi olur."
"Neden?"
"Çünkü birbirinizden hoşlandığınızı sanıyor seni aptal."
"Merak etme halledeceğim."
Diyerek başımı Güney'in omzuna yasladım.

"Bazen senin yerinde olmak istiyorum Güney. Hiçbir şeyi umursamayan, kendi halinde takılan, dik başlı eğlenceli bir serseri."
"Serseri kısmı olmasa teşekkür edebilirdim."
O görmemede gülümseyerek tekrar konuştum.
"Karıncayı bile incitmeyen herkese değer veren tatlı bir çocuksun."
"Alkolün etkisi geçmedi herhalde." Güldüğünde bende güldüm.
"Sadece içimden geldi."
Başımı omzundan kaldırarak gözlerine bakmamı sağladı.
"Belkide her şey bir oyundur ve rol yapıyorumdur."
Omzuna vurarak saçlarını karıştırdım.
"Senin ciğerini bilirim ben..."

"Kıskanıyorum ama!"
Ebru yanımıza gelerek sıranın üzerine oturdu ve anne edasıyla ikimizde kucakladı.
"Bu anı ölümsüzleştirmeliyiz." Diyerek cırladığımda telefonumu çıkartarak selfie çektim.
Ebru fotoğrafa bakarak iç çekti.
"Yıllar sonra evimde size ait bir köşe yapacağım."

-

"Ebru hangisini giymeliyim??"
Baygınca bana bakarak sıkıntıyla ofladı.
"Başımda dolaşıp durmayı keser misin?"

Dünya tersine dönmüş ve ben Ebru olmuştum.

"Elimde değil, o günden sonra ilk defa erayı göreceğim ve beni güzel görmesini istiyorum."
"Sakinleş ve elindeki kırmızı elbiseyi giy."
"Çok çiçekli değil dimi?"
Güldü.
"Bir soru daha sorarsan dilini keserim."

Ağzıma gizli bir fermuar çekip elbiseyi hemen üzerime geçirdim.
Kibar ve güzeldi.

"Şimdi otur ve kendini benim sihirli parmaklarıma bırak."
Açık sarı saçlarımı düzleştirip alnımdaki bir kaç sivilceyi kapatırken müzik açtım.
Bu hayattaki en güzel şeylerden birisi de müzik açıp en yakın kankanızla hazırlanmaktır.
Hafif bir far, maskara ve parlatıcıdan sonra beğeniyle kendimi süzdüm.
Bu kız saç ve makyaj konusunda gayet iyiydi.

Aşka EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin