Virginia, Tom's Bistro, 2 Ekim 2018, saat 20:01.
Sarı ışıklarla güzel ve tatlı bir şekilde aydınlatılmış şık restorana adım attığımda kapıda bekleyen kadına baktım. Gülümsediğinde ben de gülümsedim, garip bir şekilde rahat hissediyordum. Oysaki hissetmemem gerekiyordu.
"Hood için bir rezervasyonum vardı." Restoranın içine doğru yürümeye başladığında onu takip ettim. Hızlıca etrafa göz gezdirdim. Çoğunlukla pahalı şaraplar içen çiftler vardı. Huzurlu bir şekilde yemeklerini yerken sevgiyle karşılarındakine bakıyorlardı. En köşedeki büyük masada ise kalabalık bir grup vardı. Yaş ve giyimlerini görünce üniversite öğrencisi olduklarını varsaydım; zamanı da göz önüne alırsak vizeler başlamadan güzel vakit geçiriyor olmalıydılar.
"Calum!" Sesle beraber dikkatim tekrardan toparlandı. Masaya çoktan gelmiştik ve kadın çoktan başkasına yardım etmek için gitmişti. Şimdi karşımda pahalı ve mat bir elbiseyle dikilen bu akşamki randevum vardı. Gülümsedim. Uzattığı elini nazikçe sıktım. Ardından karşısındaki yerime geçtim.
"Merhaba Rosalinda." O uzun süre önce gelmişti, belliydi. Etrafta kontrolü sağlamak için erken geldiğini biliyordum. Bana gülümsüyordu ama birazdan neler yaşayacağımızı sadece tanrı bilirdi.
Elini yanağına yaslayıp bana baktı. Vücut dilini okumaya başladım ezbere bir şekilde. O da benim onu izlediğim gibi izliyordu beni. Elbisesi yeni alınmıştı, kolyesinde de tek bir karartı dahi yoktu, o da yeniydi. Yüzünde de abartı olmayan ama çok özenilmiş bir makyaj vardı.
Benim için hazırlanmıştı. Benden şüpheleniyordu. Aptal değildi sonuçta.
Konuşmak için boğazımı temizledim. "Artık niçin burada olduğumuzu konuşabiliriz-"
"O kadar hızlı değil." Gülümsemesi daha da genişledi. Güzel ve etkileyici olduğunun farkındaydı. Ne yaparsa yapsın uyacağımı biliyordu. Uymak zorundaydım. "Önce biraz konuşalım, bu randevu için ne kadar heyecanlı olduğumu bilemezsin." Bir yudum su içtiğinde ona gülümsedim. Benim de heyecanlı olduğum söylenebilirdi.
Ceketimin yakasını düzelttim. Heyecanlı gözükmek istiyordum. O beni çözmeden ben onu çözmek istiyordum çünkü. "Günlerce ekranın arkasından konuştuktan sonra yüz yüze olmak gerçekten güzel bir his." Kravatım boynumu sıkmaya başlamıştı. Derin bir nefes aldım. İyi gidiyordum. Dengemi bozmamalıydım.
Bordo ojeli parmaklarını birbirine kilitledi, gözlerinin tüm odağı bendeydi. "Ne kadar sana katıldığımı bilemezsin." Bir süre durdu. Bana sormak istediği çok şey olduğunu gözlerinden görebiliyordum. Tuzağa mı yoksa gerçekten bir buluşmaya mı geldiğini hala tartıyor olmalıydı. "Bana hayatından ve eşinden bahset. Ne kadardır berabersiniz?"
Dudağımı ısırarak gülümsedim. Gözlerim parmağımdaki yüzüğe kaydı.
Ah siktir. Bir kusur vardı.
İçimden yüzüğü istememesi için yalvarırken gözlerimi ona çevirdim. "Liseden beri beraberiz, geçen yıl evlendik."
"Ah lise aşıkları. Çok tatlı olmalısınız." Gözleri parlarken kıkırdadı. O kadar doğal davranıyordu ki bir an için gerçekte kim olduğunu unuttum. Gerçekten iyi bir manipülasyon yeteneği vardı.
"Öyle, ama bilirsin, artık bir şeyleri değiştirmek gerek. İkimiz de mutlu değiliz." Farkında olmadan iç çektim. Kendimi böyle kaptırdığımda inanamıyordum. İyi bir oyuncu değildim ama sanırım karşımda o otururken beynim kendi kendini daha iyi yönetiyordu.
Gözlerini oyuncu bir şekilde devirdi, o kadar iyi mimikleri vardı ki kendimi ele vermemek için tutuyordum şu anda. Bana doğru yaklaştı. Merakla ben de ona eğildim. Parfümü bile pahalı kokuyordu. Eh, doğaldı. O kadar param olsaydı ben de pahalı kokardım. "Konuyu buraya getirip duruyorsun Calum. Ama seni suçlamıyorum," Arkasına yaslandı. Ben hala kollarım masaya yaslı bir şekilde onu izliyordum. Bakışlarındaki tatlılığın solar gibi olduğunu gördüm. Rolünü bırakıyordu. "Senin gibi çok insan tanıdım, seni anlıyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/189378599-288-k260775.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the profile || hood
Fanfiction"Biz cesetlere baktığımızda katilin zihnini, olay mahalline baktığımızda zanlının karakterini görürüz. Çünkü biz profilciyiz. Ama bazen bu işler ters de gidebilir. Örneğin ona baktığımda ne zihnini, ne de karakterini görüyorum. Sadece tatlı bir par...