1.Bölüm⚡️Bundan sonra ne olacaktı?👩‍👧⚡️

6.6K 444 99
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar...💟


Ufuğun ucundaki gemide her insanın umutları ve hisleri saklıdır. Bazılarının kırık hayalleri, bazıların ise gerçeklemesini umduğu dilekleri büyük dalgalarla kıyıya yaklaşırdı. İçinde tarif edilemeyecek bir his geminin her yaklaştığında artar, yüzlerdeki gülümseme büyürdü. Beklentiyle beklerlerdi. Çünkü biz insanoğlu hayata büyük bir beklentiyle gözlerimi açardık.

İlk doğduğumuz anda rahat nefes almanın beklentisini vücudumuz beklerdi, zaman geçtikçe ise beklentiler isteklere dönüşür ve sonu görünmeyen bir girdabın içine girmekten kaçamazdık. Karanlık girdabın başı ve sonu görünmeyen, nerede olduğumuzu bilmediğimiz bir yerde bilinmezlikler bizi kucaklardı.

Ve biz insanoğlu hiç bir şey yapamadan öylece kaybolurduk.

Derin bir nefes alırken parmaklarımın arasında kuruyan kana baktım. Burnuma gelen metalik kokusu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu, yıkamak istiyordum fakat ayaklarımı kaldıracak halim yoktu. Oturduğum sandalyede saatlerdir beyaz duvarın pütürlü yüzüne bakıyor, önümden gelip giden insanların tuhaf bakışlarını karşılıyordum. 

Umursamadan yaşamak benim en iyi bildiğim şeydi.

Parmaklarımı avuç içime bastırdım, kafamı yukarıya kaldırdım ve yüzüme gelen saçlarımı geriye savurdum. Aldığım her nefeste içimdeki kaybolmuşluk hissi, saniyeler dakikaları kovaladıkça artıyor ve verdiğim her nefeste sol yanımı sıkıştırıyordu. Kaç saattir bu hissi yaşadığımı, oturduğum sandalyede ne kadar beklediğimi bile bilmiyordum. 

"Ahsen!" Kulaklarımda ismim yankılanıyordu. Gözlerimi beyaz tavana sabitledim, yaşadığım şoktan gaipten sesler duyuyor olmalıydım. "Ahsen Duru!" Dudaklarımı sertçe kenarlarına kıvırdım, hadi ama benim adımı seslenecek kimsem kalmamıştı. "Ahsen'im!" Gözlerimi tavandan indirdim, gittikçe yaklaşan ses dikkatimi çekmişti.

Uzun hastane koridorunda gelip geçen insanlara baktım, bana seslenen onlardan biri olabilir miydi? Gözlerim etrafta dolandı, fakat acı bir gerçek vardı. Benim adımı seslene bilecek kimsem yoktu, annem ve babam yıllar önce trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Ağabeyim ise... Boğazımın düğümlenen yerinde keskin bir acı vardı. Gözlerimi yavaşça ameliyathanenin mavi kapısına çevirdim.

Ağabeyim içeride yaşamak için çabalıyordu.

"Ahsen!" Derin bir nefes alırken gözlerimi kulaklarıma dolan sesin sahibine çevirdim. Yeşil gözlerimin içi dolarken buraya geldiğimden beri ağlamadığımı fark ettim. Oturduğum sandalyeden usulca kalkarken aceleyle bana koşan kadına baktım. Üstüne giydiği gömleğin düğmeleri yanlış iliklenmiş, ayağına giydiği ayakkabı ise farklıydı. Şimdi bana doğru koşan aceleci ayakları belli ki haberi aldığında da aceleciymiş.

"Hala?" Dudaklarımın arasından yıllardır söylemediğim kelime çıkarken kendimi tuhaf hissetmemek mümkün değildi. Gözlerim şaşkınlıkla açılmış, akmaya hazır göz yaşlarım yanaklarımdan aşağıya düşmek için izin bekliyorlardı.

"Halasının kuzusu." Halam kollarını genişçe açtı ve omuzlarımdan tutarak beni kendine çekti. Kolları belimin iki yanından sıkıca sarıldı, parmakları sırtımı sıvazlamaya başladı. Yıllardır yokluğuna alışmak zorunda kaldığım anne kucağı gibi acıma benimle beraber sarıldı.

"Hala..." Dudaklarımın arasından kelimeler çıkmıyordu.

"Söyle halasının güzeli." Kelimeler dudaklarından çıkarken ağlamaklı olduğunu anlayabiliyordum. Boşta sallanan ellerimi iki yandan halamın beline doladım, kafamı omzuna yaslarken gözlerimden aşağıya göz yaşlarım akmaya başladı. Yanağımdan hızla akıp, boşluğa karışan göz yaşlarımın hemen ardından hıçkırıklarım geniş koridorda yankılandı.

Ah'senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin