Birkaç gün sonra sana yarın görüşürüz diyemeyeceğim.
Ama şimdiden dönüşünü hayal ediyorum, bir güneş doğumunda karşılaşacağımızı seziyorum.
-teşekkürler her şey içinHoseok'un ailesiyle birlikte bir süre buralardan gideceğini öğrendiğim ve dizinde saatlerce uyuduğum o günden sonra her şey fazlalık gibi gelmeye başlamıştı.
Geceleri ayaklarıma dolanıp durduğu için çok sevdiğim mavi battaniyemi tekmeliyordum.
Üzerimdeki kıyafetler beni sıkıyor, sürekli onları çıkarmak istiyordum.
Okul formamın kravatı ise tam bir felaketti. Beni elleri varmış gibi boğuyor ama öldürmüyordu.
Ve saçlarım.
İşte onları bir makasla kökünden kesmek istiyordum.
Bütün bunların bir anda fazlalalıktan başka bir şey olmamasını malesef ki tek bir sebebi vardı.
Hoseok.
Arkasından gelen kalp tıkırdamaları ve ileri düzeyde özlem.
Gözüm önümdeki test kitabımın kenarına karaladığım H harfine takıldı.
Çalışma masamda oturmuş önümdeki testi çözüyor ve yanlış saymadıysam yirmi sekizinci yanlışımı yapıyordum. Doğrum yoktu.
Okula gitmiyor evde test çözüyordum.
Saçmaydı ama yapıyordum.O günün ardından 2 gün geçmişti. Okula gitmemiş Hoseok ile bir kere bile konuşmamıştım.
Oda aramamıştı zaten.Başım sıkıştığında ilk yaptığım okulu ekmek oluyordu. Ben başıma gelenlerle başka türlü savaşmayı bilmiyordum. Yüzleşmek yerine kaçmayı seçiyordum. Büyük ihtimalle bu yüzden yıpranıyordum.
Ama bu sefer garip hissediyordum. Çatıdan itilmiş son anda elimden tutulmuş gibi. Aşağı doğru sallanıyordum kurtulacak mıyım yoksa düşecek miyim?
Bilmiyordum.Dizinde uyurken daha doğrusu uyuyormuş gibi davranırken anlattığı şeyleri dinlemiştim. Annesinin psikolojik durumu pek iyi değildi. Babası annesini yanına almak ve yurtdışına gitmek istiyordu.
Eski karısına ve oğluna bir iyilik yapmak istiyordu. Onları bu şekilde yüzüstü bırakmak istemiyordu. Onu hasta eden kendisiydi ve bunu düzeltebileceğine inanıyordu. Bu babası içinde zor bir durumdu.
Ama yanında Hoseok'u da götürmesi...
Doğru gelmiyordu.
O, buraya gelebilirdi.
Onları yanında götürmek yerine o buraya gelebilirdi.
Bu yaptığı bencilceydi.İçimden babasına kızarken aklımda bir soru beliriyordu bencil olan kimdi?
Hoseok'u alıştığı, yaşadığı yerden götüren babası mı?
Yoksa bir suçu olmamasına rağmen Hoseok'a kızan ben mi?
Aklımda Hoseok'un babasını kötü bir adama çevirmiş, Hoseok'u ise kendi isteğiyle gidiyor konumuna sokmuştum.
Aptalın tekiydim.
Ama bir seçeneği öylece kenara atamıyordum.
Gitmeyebilirdi.
Annesi babasının yanında güvende olurdu.
Hoseok burada yalnız kalmazdı. Arkadaşları ve ben vardım.