19

6.5K 176 191
                                    

SELAMLARRRRR BAKIN BÖLÜM FIRLATIYORUM MUAH

İyi okumalar beyniler!

"Çekil şurdan." Lottie boy aynasında beni ittiğinde derin bir nefes alarak sinirlenmemeye çalıştım. Dudağındaki pembe rujun taşan yerlerini sildi ve dudağını garip şekillere sokarak poz verdi.

"Bitti mi?" Bıkkınca konuştuğumda bakışlarını bana çevirdi ve küçümsercesine bakarak konuştu.

"Aynaya bakmana ne gerek var? Bu çirkinlik düzelecek iş değil."

"Şişirdiğin dudağınla ilgilenmeyi kesip yüzüne baksaydın asıl sen ne kadar çirkin olduğunu anlardın ama, nerde." Dedim aynadan onu iterek.

"Yine kaşınmaya başladın Madison."

"Kabullenmesi zor, biliyorum." Sırıtarak konuştum ve elimdeki kremi iyice yüzüme yedirdim. Cildim çok kurumaya başlamıştı.

"Kendi odana gitsene sen!" Omzumu ittiğinde tekrar geriledim.

"Sen o 2 metre tırnaklarınla neden dokunuyorsın ki bana!" Bende onu itip bağırdığımda salondaki bakışların bize döndüğünü hissettim.

"Ne diyorsun ya? Ne 2 metresi aptal?!" Lottie üstüme yürümeye başladığında gerilemek yerine bende ona ilerledim. Bu sırada araya Niall girdi. İkimizin de omzuna kolunu attıktan sonra bizi salondaki koltuklara yönlendirdi. Lottie'yi tekli koltuğa oturttuktan sonra benimle beraber başka bir koltuğa oturdu. Diğer yanımda Louis vardı.

"Bir daha kavga istemiyorum." Dedi Harry telefonuna bakarak. Gözlerimi ellerime çevirdim ve parmaklarımla oynamaya başladım. Kulağıma dolan ağlama sesiyle derin bir nefes alarak Harry'nin odasının yanındaki odaya girdim. Burası Timmy'nin odasıydı. Timmy beşiğinde ağlarken onu kucağıma aldım ve yavaşça mırıldanarak sakinleşmesini sağladım.

"Şşş, geçti Timmy. Ağlama lütfen." Yavaş yavaş ağlamayı bıraktığında hala kucağımdayken odadan çıktım ve salona girdim. Az önceki yerime oturduktan sonra kucağımdaki Tim'in saçlarını okşamaya başladım.

"Hazza?" Konuştuğumda Harry'nin bakışları bana kaydı ve sorarcasına baktı.

"Walton'a çorba hazırlar mısın?"

"Başka bir seçeneğim var mı?" Dediğinde cevap vermeden ona bakmaya devam ettim. Derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalkarak mutfağa ilerledi.

Walton'un karnını doyurduğumda Niall ve Gemma onunla oyun oynuyordu. Telefonuma gelen mesajla gözlerimi sehpadaki telefonuma çevirdim. Elime alıp ekranı açtıktan sonra gizli numaradan gelen mesaja baktım.

-Peşindeyim güzellik-

Mesajı içimden okuduktan sonra bakışlarımı Harry'ye çevirdim. Gülümseyerek Walton'u izliyordu. Kaşlarımı çatarak salonda göz gezdirdim. Kimdendi bu mesaj? Belki de yanlışlıkla atılmış sıradan bir mesajdı. Ya da belkide sadece işletiyorlardı. Telefonumun ekranını kapattığım sırada çalmasıyla bakışlar bana kaydı. Ekranda yazan 'gizli numara' yazısının ardından telaşla aramayı reddettim.

"Kim o?"

"Bilmiyorum." Omuz silktiğimde herkes tekrar önüne dönmüştü. Harry hariç. Oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi ve elini omzuma atıp beni kendine çekti.

"Arayan numarayı alabilir miyim?" Dediğinde kalbim telaşla hızlandı. Şimdi yine sinirlenecekti.

"Mads, hadi."

"Ne gerek var?"

"Bakmak istiyorum." Bu sırada telefonum tekrar çalmaya başladığında Harry ekrana bakarak kaşlarını çattı.

Daddy's Little Babe [Styles] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin