38

2.8K 124 160
                                    

Selamlar. Bugün2. Kez bölüm atıyorum, yorumlarınızı bekliyorum canlarım.

İyi okumalar beyniler!

Eşortman takımını üzerime geçirdikten sonra saçlarımı topuz yaptım ve aynada kendime bakıp gülümseyerek odadan çıktım. Merdivenlerden inerken dış kapıdan çıkmak üzere olan Harry'yi gördüğümde ona seslendim.

"Bekle!" Bakışları bana döndüğünde hızlıca ona ilerledim.

"Bende geleceğim."

"Sıkılırsın." Dediğinde omuz silktim.

"Kendall da gelmiyor mu? Onunla konuşurum."

"Çok zamanım yok, istiyorsan gel o halde."

"Timmy!" Seslendiğimde saniyeler sonra Tim koşarak yanıma geldi.

"Efendim?"

"Babanın saçlarını kestirmeye gidiyoruz." Dediğimde bakışlarını Harry'ye çevirdi. Harold nefesini memnuniyetsiz bir şekilde üflerken Tim'in montunu ve ayakkabılarını giydirdim. Hazır olduğunda birlikte evden çıktık. Harry Tim'i kucağına aldığında Tim bağırdı.

"İndir beni baba!" Harry gülerek Tim'in yanaklarını öperken Tim ellerini Harry'nin çenesine koyup onu itmeye çalıştı. Gülümseyerek onları izlerken Tim çırpınmaya devam ediyordu.

"Bırak beni!" Dedi o da gülmeye başlarken. Bu güzel manzara karşısında ağlama istiyordum. Beraber çok iyilerdi.

Harry en sonunda onu bıraktığında bakışları bana kaydı. Durup yanlarına yetişmemi beklediklerinde hızlıca yanlarına adımladım. Harry arabanın bagajından bebek arabasını çıkarıp açtıktan sonra Walton'u içine oturtup bagajı kapattı ve arabayı kilitledi. Birlikte yürümeye başladık.

-

"Sen tanıyor musun Harry'nin sevgilisini?" Başımı iki yana salladım.

"Hayır, işlerine pek karışmıyorum."

"Sen bir de o kıza sor. Harry'nin söylediklerinden anladığım kadarıyla çok kıskanç bir kız. Sahte olduğunu bile bile ilişkimizi kıskanıyor resmen. Anlamıyorum." Dedi kollarını göğsünde bağlayıp arkasına yaslanırken. Kıskanmam gayet de normaldi bir kere. İyice sinirlenmeye başlamıştım.

"Senin kalbinde var mı birileri?" Dedi sırıtırken. Bıkkınca derin bir nefes aldım.

"Var."

"Adını benimle paylaşmak ister misin?"

"Aslında hayır." Dedim kahvemden bir yudum daha almadan hemen önce.

"Pekala, sen bilirsin Madison." Bozulmuş gibi görünmüyordu ama ben bozulmasını istiyordum.

"Anne bak." Timmy elindeki oyuncağı bana gösterdiğinde gülümsedim.

"Aa ne güzelmiş." Elindeki küçük bir peluş aslan tutuyordu.

"Bu abi verdi." Minik parmağıyla bir yeri gösterdiğinde Kendall'ın da benim de bakışlarımız oraya kaydı.

"Bir sakıncası yoktur umarım?" Sarışın adam elleri ceplerinde konuşurken başımı iki yana salladım.

"Var tabii ki. Bu ne cüret? Bu kadının kim olduğunu bilmiyor musun sen?" Kendall sinirle konuşmaya başlarken Timmy bir Kendall'a, bir sarışın adama, bir bana bir de Harry'ye bakıyordu. Bir dakika, Harry mi?

"Ne oluyor?" Kısa saçlı halini özlediğimi şimdi fark etmiştim. Her neyse, bunu düşünmenin sırası değildi, bir ara uzunca bakar keyfini çıkarırdım.

Daddy's Little Babe [Styles] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin