42

2.6K 118 188
                                    

HIII ÇOK SİNİRLİYİM. MERAK ETMEYİN HARRY SİKECEK ŞİMDİ ONU. ÇOK FENA GEBERTECEK ÇOK FENA. HIIIII ÇOK SİNİRLENDİM YAAA.

İYİ OKUMALAR BEYNİLER!

"Ona nasıl dokundun?" Dedim sakin kalmaya çalışarak.

"Efendim, izin verin alalım sikini, fırına atalım yesin." Sandalyeye bağlanmış çıplak bedeni titriyordu. Yüzü kandan görünmüyordu ama sinirimi 1 gram bile atamamıştım.

"Benim küçük bebeğime nasıl vurdun?!" Yüzüne attığım yumrukla sandalyeyle beraber düştü.

"Çözün şunu." Dedim gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalışırken. Jeffrey sandalyeyi kaldırıp herifin ellerini çözdüğünde boğazını tutarak kaldırdım.

"Sana acılı ve uzun bir ölüm ayarladım. Kendini özel hissetmelisin." Yüzüme öylece bakıyordu. Dayanamayıp yüzüne bir yumruk daha geçirdim. Yere düşerken kıvranmaya başladı. Üzerine çıkıp yumruklarımı rastgele yüzüne geçirmeye başladım. Son 1 saattir bunu yapıyordum aslında. Gözümden akan bir yaşı hızlıca elimin tersiyle sildim ve üzerinden kalktım.

"Çivi-" Nefes nefese kalmıştım. Biraz durduktan sonra konuşmaya devam ettim.

"Çivi saplayın, diline, ellerine, sikine, gözlerine. Sonra da kollarını ve bacaklarını gövdesinden ayırıp ormanlık alana atın. En acımasız şekilde yapın bunları, yoksa sizi de gebertirim."

"Emredersiniz Bay Styles." Jeffrey, Patrick ve diğerleri adama ilerlerken adamın gözlerinin kapalı olduğunu fark ettim.

"Önce yüzüne işeyerek uyandırın." Dediğimde etraftakiler güldü.

"Vakit kaybetmeyin! Hadi hızlı! İşiniz bitince fotoğrafını atın." Bağırdığımda herkes gülmeyi kesti. Kevin pantolonunun fermuarını açarken arkamı döndüm ve garajımdan çıktım.

Mads,

Timmy yanıma gelmiş bana sorular sorarken öylece duvarı izliyordum.

"Anne, ne oldu sana? Yüzünü kim böyle yaptı?" Cevap vermediğimde ellerini koluma koydu.

"Hiç konuşmuyorsun, yoksa dilini mi yuttun?" Derin bir nefes alıp ona döndüm.

"Timmy, biraz başım ağrıyor. Odana git olur mu? Sonra geleceğim."

"Peki." Dedikten sonra yanağımı öptü ve yanımdan kalktı. Merdivenlere ilerleyip çıkarken arkasından bakmayı kestim. Dakikalar sonra bende koltuktan kalkmıştım. Harry'ye ihtiyacım vardı. Merdivenlerden çıkıp terasa girdiğimde Harry arkası dönük, korkuluklara tutunmuş manzaraya bakıyordu. Yavaşça ona ilerleyip yanında dikildiğimde ağladığını fark etmiştim.

"Harry?" Dedim şaşkınlıkla. Bakışları bana kayarken gözyaşlarını hızla sildi ve konuştu.

"Bir şey mi istiyorsun?" Kızarmış gözlerine bakmak ağlama isteği veriyordu. Onu ilk kez ağlarken görüyordum. Hızla kollarımı ona sardığımda o da bana sarıldı.

"Belki biraz daha erken fark edebilseydim, o herif sana dokunamayacaktı."

"Harry, lütfen yapma bunu. Benim suçumdu."

"Erken gelebilirdim, erken fark edebilirdim. Her gün kontrol ettiğim telefonu bugün kontrol etmedim." Dediğinde dudağımı dişleyerek gözyaşlarımı geri gönderdim. Ondan ayrılıp ellerimi yanaklarına koydum ve kızarmış gözlerine bakarak konuştum.

"Sen tam zamanında geldin, gelmeseydin daha kötüsü olacaktı." Bu durum olayın en boktan kısmıydı işte. Ağlaması canımı çok yakmıştı.

Daddy's Little Babe [Styles] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin