İyi okumalar ♡
"Ya Jungkook sevgilim! Düzgün dursana çizmeye çalışıyorum." demiştim çemkirerek, seksi sevgilim ise gülümseyip başını sallamıştı.
Dün o kızı zevkle kovmuştum, ardından ise eve gelip film gecesi yapmıştık.
O'nunla geçen her anım daha uzun olsun istiyordum, her saniyem de yanımda olsun istiyordum.
O'nu sevmenin nasıl bir şey olduğunu anlatamazdım sanırım. Sonu mutlu biten bir dizinin verdiği mutluluk desem az kalırdı.
Uzun uğraşlar sonu annesini ikna edip parka oynamaya gelen bir çocuğun mutluluğu desem, yine az kalırdı.
O'nu anlatmaya kelimeler yetmezdi, kelimeler-cümleler ne kadar güzel olsa da utanırdı kendinden. Yetersiz kalırdı o'nu anlatmaya, o'na olan sevgimi anlatmaya.
"Sana bir sekreter tutacağım, Young Jae'ye söyledim." demiştim karşımda put misali duran sevgilime itafhen.
"Tamam, bebeğim." ağzını kıpırdatarak konuştuğunda haline gülmüştüm.
"Kasma o kadar kendini, hem az kaldı zaten." derin bir nefes verip dudaklarını ıslatmıştı.
"Sana bir şey söylemek istiyordum aslında.." merakla kaşlarım havalanmıştı.
"Nedir?" derin bir nefes verip dudaklarını gerdi.
Duruş şekli sebebiyle gözleri başından beri gözlerime sabitliydi.
"Lafa nasıl girsem bilmiyorum." dudaklarını bir birine bastırıp, gülümsemişti.
"Seni ilk gördüğüm andan bahsetmeliyim sanırım. İlk izlenim de gerçekten sinir bozucu gelmiştin bana. Şımarık zengin çocukları gibi..
Ama sonra sende farklı bir şeyler sezdim, aslında şımarık değil de başka bir şeylerin olduğunu.
Biliyorum, öğretmen ve öğrenci ilişki olası bir şey değil. Bunu defalarca kendime söyledim, tembihledim. Fakat seveceğimiz kişiyi mesleklerine göre sevmiyor kalbimiz.
Kimi sevip-aşık olacağımızı da kendimiz seçemiyoruz tabii. Bir türlü çektin beni kendine, düşünmemeye çalıştıkça daha çok aklımı meşgül ediyordun.
Sonrasın da sende takılı kaldım zaten, kopamadım. Kalbime söz geçiremedim. Ve ben ilk defa bir kadını böylesine sevdim, canı acıdığında canımın acıdığını hissettim, ağlasa içimin parçalandığımı hissettim.
Ama yine bir gülüşüyle hayata dönüyordum, bu yüzden o'nu mutlu etmeye çalıştım. Çünkü o üzüldüğünde ben ölüyordum." yutkunup elimdeki fırçayı bir kenarı koydum.
"Çok şey yaşadık, fakat yine beraberiz. Kader ya işte.." gülmüştü.
"Böyle romantik konuşmaları pek beceremem, bunun için üzgünüm." dudaklarımı ıslatıp konuşmasının devamı bekledim merakla.
"Eun Mi.." gülümsemişti. "Benimle bir olur musun? Sen ben değil de, biz olalım. Hep bir olalım, hiç ayrılmayalım. Çünkü anladım ki, sensiz ben bir hiçim.
Benimle evlenir misin?" gözlerimi şokla açıp cebinden yüzük kutusunu çıkaran sevgilime bakmıştım.
nE?
Kalp krizi falan geçirmiyorum, sadece beyaz bir ışık görüyorum o kadar.
Kutuyu açtığında tek taşın parıltısı gözlerimi almıştı.
"Biliyorum, pek romantik bir evlilik teklifi olmadı. Ama dayanamadım." omuz silkip ayağı kalktım ve önümde diz çöken sevgilime baktım sevinçle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dear teacher 2 ° jjk
FanficMDT kurgusunun ikinci kitabıdır. tamamlandı "Çok güzel kokuyorsun, hiç değişmemiş kokun." "Çünkü hala aynı vücud losyonunu kullanıyorum, gerizekalı." Başlangıç tarihi:01.10.2019 Bitiş tarihi:03.01.2020