Hayatta tesadüfi olmayan tek şey aşktır, tamamen kurgudur.
Yaz kaçmak üzereyken üç arkadaş ucundan yakalamış, çekilişte kazandığım arabayla İstanbul'dan başlayan yolculuğumuzu Ege kıyaları ile taçlandırmıştık. Makato öndeki yolcu koltuğunda bana eşlik ederken Merve ve Happy de arkadaki koltukta yerlerini almıştı. Çocukluğumdan beri teknelerde hep denizin üstünde yol alırken; denizin altındaki dünyayı hep merak edip, ağlara takılıp kaçmak için çırpınan balıkları gördükçe suyun altında nasıl hareket ettiklerini hayal etmiştim. Bir deniz ne kadar büyük olabilirdi? Hayatımda merak ettiğim sorulara cevap ararken kendimizi Dalyan'da bulmuştuk.
Dalyan deltası
Kafam biraz karışıktır oldum olası
Neden bilinmezDenize doğru, yüzlerce yol var ama
Hangisi doğru, hangisi çıkmaz...Jehan Babur'un şarkısında da söylediği gibi Dalyan, cennetin gizli labirentleri olmalıydı. Dalyan Kanalı, Köyceğiz Gölü'nden Akdeniz'e kıvrıla kıvrıla, sazlıkların bulmacasını çöze çöze ilerlerken anahtar sözcükler mavi deniz ve yeşil çam ormanları iken indiği deltayı cennetle ödüllendiriyordu. Muğla'nın Ortaca ve Köyceğiz ilçeleri arasında tatlı ve tuzlu suyun dansında gözleriniz lezzetle kamaşırken kumsalın sakinliğine karşılık sazlıkların karmaşasının zihninizde yarattığı ironi, nesillere kafa tutan en eski canlı deniz kaplumbağalarını ve insan eli antik kalıntıların zamana yenik düştüğünü gördüğünüzde inanın, hayatı tekrar sorguluyorsunuz. Köyceğiz Gölü'nün tatlı suyunu, sarmal olmuş dalyan deltasından geçirip Akdeniz'e dökmek için verdiği mücadelesi eşsiz güzellik ve nadir görülen bitki ve hayvan türleriyle taçlandırılmayı gerçekten hak ediyordu. İlk gün tekneyle sazlıklar arasında yol alıp yanı başımızda yükselen dağların ihtişamını tam seyre dalmışken birden gökten kendini cüssesine bakmadan uzun gagalı rengârenk bir kuşun suyu dalıp, tüm balıkçılara haddini bildirmek istercesine avını nasıl zarafet içinde yakaladığına tanık oldum. Gözlerimin önünde gerçekleşen sahnenin bir tarifi yoktu, ağzım açık sadece hayranlıkla izlerken teknedeki insanların heyecanla "Yalıçapkını bu... Yalıçapkını..." diye seslendiklerini duyunca kendi kendime gülmeye başladım. Dalyan da 180 çeşit kuş türü yaşıyordu herhalde bunlardan biriyle karşılaşmam çok olağandı ancak bir yarışma da böyle bir soruyla karşılaşmam tesadüf olamayacak kadar mükemmeldi. Üç bin yıldır ayakta kalan kral mezarlıklarını görüp Kaunos antik kenti gezip dolaştıktan sonraki gün hepimizin heyecanla beklediği ana gelmiştik.
Dalmak, denize dalmak aşk gibi bir şeydi bir an tereddütte kalıp korkup tüm vücudumu bir ürperti kaplasa da hemen sonrasında gelişen o his... Ayaklarımın yerden kesilmesi... Kendimi hiç olmadığım kadar özgür ve rahat hissettim. Çocukluğumdaki hatıralar ve denizin o bilinmezliği beni daha çok içine çekiyordu, daldıkça daha derinine dalmak dibini görmek ona dokunmak istedim ve farkında olmadan gruptan ayrıldım. Dipte parlayan beni çağıran sarı ışığa doğru kontrolsüzce yüzerken, o an aşkın tokadını denizin vurgunuyla karşılaşacağımdan habersiz sadece o ışığa doğru yüzdüm. Birden hâkim deniz tüm gücüyle bana hükmetmeye başladı. Nefes almakta zorlanıp ne kadar ona boyun eğdiğimi kabul etsem de deniz bana haddimi bildirmek istercesine beni dibe doğru çekmeye başladı ve kurtulmak için elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ben artık yenilgiyi çoktan kabullenip gözlerimi kapadım. Dipteki parlak ışık şimdi tepemde yanıyordu, denizde değildim sanki bir yere uzanmış yatıyor gibiydim ancak yine tepemde o parlak ışık, olduğum yer denizden bile soğuktu sonra kalbimin atmadığını hissettim daha çok üşüdüm, korktum ancak hareket edemedim sadece o parlak ışık... Ve kendime geldiğimde gözlerimi teknede açtım. Ben bayıldığımdan habersiz başımda toplanan insanlara şaşkınlıkla bakarken, Makato elimi tutuyordu. Merve ise gözyaşları içinde "Uyandı, uyandı..." diye bağırıyordu. Ben suyun altında hipotermi geçirmiş ve bayılmışım ancak ben başıma gelen hiçbir şeyi hatırlamıyordum sadece baygınken gördüğüm o rüya o parlak ışık aklımdan çıkmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Profesyonel Hayaller
General FictionTanrı adaletli miydi?Adaletli ise peki nasıl dağıtıyordu?Bu hikayeyi herkes okuduktan sonra eline bir kağıt kalem alıp hayallerini ve hayatlarını baştan yazacak. Hayatın bir matematiği var mıydı? Peki, Tanrı her şeyi hesaplamış mıydı? Hayatın olasıl...