3.Bölüm

23 10 1
                                    

Sonunda savaşın bitmesiyle Windsor kendini öylece yere saldı. Canmore ve diğerleri onu öyle birden kendini ölü gibi salınca korktular çünkü üzerinde baya kan ve yara vardı durumu o kadar iyi durmuyordu ama Windsor iyi olduğunu belirtmek için eliyle tamam işareti yaptı. 

Canmore: Biliyorum bana çok kızgınsın hakaret etme hakkın bile var ama neden yaptığımı dinleyince yaptıklarıma anlam vereceksin. 

Windsor zorla da olsa kafasını kaldırıp Canmore'a baktı ardından kafasını yeniden yere yasladı. 

Canmore: Yaralarına bakacak birini bulsak iyi olur daha sonra konuşsak... evet kesinlikle daha iyi bir fikir. 

Canmore Windsor'u yerden kaldırdı Wolf'ta ona yardım etti. 

Canmore: Wolf, aramızda yaralarına bakabilecek biri var mı ? 

Sentra Wolf konuşmadan önce araya girdi. 

Sentra: Onu tapınağa getir içeride Taht odasında havuz şeklinde küçük bir alan var onu içine sok. 

Windsor birden gülümseyerek Canmore a baktı. 

Windsor: Sanırım ben kazandım. 

Canmore: Olasılığı ne olabilirdi ki ? her neyse ne istediğini sonra söylersin.

Aralarında küçük bir iddiaydı bu iyileştiren bir su birikintisinin olma şansını konuşmuşlardı kazanan Windsor olmuştu. Taht odasına geldiklerinde Sentra'nın bahsettiği havuzu gözden kaçırmaları imkansızdı hatta Canmore ilk gelişinde bunu nasıl fark etmediğine şaşırmıştı. Suyun yanına yaklaştıklarında yüzlerine vuran soğuk bir anda onları durdurdu. 

Windsor: Belki de bir insan taraf- 

O sözünü bitirene kadar Canmore onu suyun içine atmıştı bile. Aradan saatler geçmişti her şey bir anlığına da olsa normaldi. Canmore neden böyle bir şey yaptığını anlattığında Windsor onu kısmen haklı bulmuştu özellikle rakibi ikiye bölme konusunda sonuçta ikisinin de amacı tapınağa Lancaster'dan önce varmaktı eğer Lancaster onları beraber bulsaydı ikisini de bir arada işini bitirebilirdi ama ayrı oldukları için ve çok az kişinin bir yaratıcıyı durdurabileceği için Lancaster'ın onları bir bir halletmesi gerekecekti bu da Canmore'a veya Windsor'a zaman kazandıracaktı. bir araya geldiklerinde Elytra'nın da Aurora'nın kanından geldiklerini öğrenmiştiler ama Sentra ve Elytra arasında tek bir fark vardı Sentra'nın kanı daha sonradan başka bir ırkla etkileşime girmediği için kendi özünü korumuştu ama durum Elytra için aynı değildi. Windsor Canmore'un yolculuğunu dinledi onlarca gezegenden gezegene gidişini gördüğü farklı yerleri. Oldukları bu çöl şimdi tekrar hayatla dolmuştu tabi her yeri için aynı denilemezdi belli bölgeleri hiç yoktan kendini toparlamıştı özellikle yapıtların bulunduğu yerler. Tabi ki bela başlarından ayrılmıyordu. Tera taht odasına aceleyle girdi üzerinde hala zırhı vardı Lancaster yani Karanlık Lancaster'ın vücudunu hemen toparlamış olamazdı. Başka bir şey olmalıydı, Sentra'nın yüzünü büyük bir endişe kapladı. 

Tera: Baş tanrılar burada. 

Sentra: Benim için geleceklerini söylemiştim.

Canmore bunu söylediğini biraz stres ve heyecandan unutmuştu. 

Windsor: Seni öldürmek isteyecekleri kadar ne yapmış olabilirsin ki ? 

Sentra gözlerini kısarak ona baktı.

Sentra: bence bilmesen de olur. 

Windsor derin bir nefes aldı belli ki kötü şeyler yapmıştı anladığı buydu.

Windsor: Zaten bir kez başımız beladan kurtulsa şaşıracağım. Peki sizce Sentra'yı teslim edersek bizi bırakırlar mı dersin ? 

Canmore: O konuya gelirsek ben bizimle kalmasını tercih ederim. 

Efsanevi Savaş (Serinin 2. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin