28.Bölüm

5 6 0
                                    

Canmore tek başına uzun bir süre oturmuştu buraya geldiklerinden beri zamanın pek bir anlamı yoktu. Gezdikleri veya gittikleri gezegenlerde gece gündüz olayı değişiyordu, zaten Auralarını kullandıkları sürece herhangi bir yorgunluk hissetmiyorlardı ama yinede uyumak hoşuna gidiyordu. Canmore kalkmak üzereyken Wolf yanındaki sandalyeye oturdu. 

Wolf: Demek ki burada mutfak varmış. 

Canmore hafifçe gülümsedi ama içten içe üzgündü.

Canmore: evet... 

Canmore'un sesi üzgün geliyordu. 

Wolf: Ne içiyorsun ? 

Canmore: Meyve suyu, canım ne istiyor emin değilim. Sence alkol içeren bir şeyler içsem sarhoş olur muyum ? 

Wolf: Hayır, Auranı kullandığın sürece bir problem olmaz. Garip olan ne biliyor musun ? ben alkol içeren şeyler içemiyorum küçük bir bardak bile beni bitirmeye yetiyor. 

Canmore gülümsedi bu komikti Wolf gibi birinin küçük bir bardağa sarhoş olacağını tahmin edemezdi.

Canmore: Vay, senden beklemezdim. 

Wolf: Sentra'yı düşünüyorsun öyle değil mi ? 

Canmore başını sallayarak onayladı. 

Wolf: Onu geri getirmenin bir yolu olsaydı bunu yapardık emin ol Canmore ama Sentra saf Aura kullanan nadir kişilerden ve Ölüm lordları onları vermeyi ne olursa olsun reddediyor. 

Canmore: Anlıyorum, fazla kafama takmamaya çalışıyorum zaten ama... 

Wolf: Size neden Shawna bu kadar kızgın olduğumu anlatmış mıydım ? 

Canmore: Hayır hiç söylemedin. 

Wolf: Biliyorsun ben doğmadım ben daha önce gelmiş Lancaster'lardan birinin yapımıyım. Siz öldükten sonra ne yapacağımı hiç bilemedim hatta kısa süreliğine kötü şeyler bile yaptım. O zamanlar Kurt armam yoktu yani kısaca zırhım da yoktu ama o zaman çok daha güçlüydüm. Auramın gücü bir baş tanrınınkine denkti. Hala kullanmıyor olsam da kurt arması sadece gerçekten zor durumlar için kullanılması gereken bir silah. Bir insanın ruhunu ölüm lordundan geri almaya yetecek kadar değerli bir şey. Shawn o zamanlar şu gittiğimiz merkezdeki en iyi gruplardan birinin komutanıydı, onla karşılaşmamız pek hoş olmamıştı çünkü ben o zamanlar insanları öldürmekten pek çekinen birisi değildim. Auram hala sahip olduğum korkutucu bir özelliğe sahip benim saldırılarım vücudun normal şartlarda yenilenmeyecek bir kısmını parçalarsa yenilemesini engelliyor ve ne kadar güçlü yenilemen olursa olsun işe yaramıyor. Yani kolun koptuysa öyle yaşamaya alışmaya başlasan iyi olur. Shawn ve grubu beni durdurmak, hiç yoktan gözetim altına alıp daha fazla zarar vermemi engellemek için gönderilmişti. O gün her savaşı kazanamayacağımı anladım. Shawn o zamanlarda hem aslan hemde kaplan armasına sahipti aslında hayvanların bizim dilimizde isimleri bu değil ama size göre anlatıyorum. Zaten benim armam da ki canlıda kurt değil, her neyse kazandılar ve üstelik savaşı en ufak bir kesik bile almadan kazandılar. Tabi ki öldürmek yerine gözetim altına alındım. Gözetim altındayken bazı testlere sokuldum çoğunlukla psikolojik durumumu kontrol etmek amaçlıydılar. Daha sonra ise bende merkeze katıldım çünkü yaptıkları şey Lancaster'ın amacıyla aynıydı tek farkı onlar zamanla tehlike olabilecek şeyleri durduruyordu her şeyi değil. Shawn beni kendi grubuna almaya gönüllü oldu, onunla yıllar boyunca beraber savaştık o zamanlar her şey daha güzeldi ta ki bir gün Aiden ortaya çıkana kadar. Hani şu Atrium'la birlikte savaşan sonradan tekrar hapsettiğimiz. Önüne gelen her şeyi yıkıp geçiyordu karşısında durmak neredeyse imkansızdı Shawn ve ben değil merkezin en iyileri bile Aiden'ın karşısına çıkmaya korktu. Zamanla hepimizi alt etti tek başına, sadece tek başına efsane sınıfının yüzde yirmilik kısmını bir yıldan kısa sürede yok etti. O efsane sınıfıyla uğraşırken tanrılar son bir kaç kez daha saldırı düzenlemek için plan yapıyordular. Shawn herkesin içinden beni başka bir yere ışınladı işte o zaman bana şu an taşıdığım armayı verdi. 'Sadece en ihtiyacın olduğu zamanda kullan', dediği hatırladığım son şey olmuştu, çünkü biz bir dakikalığına gitmişken Aiden'ın merkeze saldırı düzenlediğini öğrendim. Sanki Shawn bunun olacağını anlamıştı ya da sadece şans eseriydi. Bizde geri dönerek son bir kez daha saldırdık, savaşabilecek olan herkes Aiden'a saldırıyordu ama bu gerçekten çok anlamsız bir savaştı Aiden'ın her saldırısı onlarca kişiyi biçerek geçiyordu. Herkes geri çekilirken Shawn en önde iyi durumda olan bir kaç kişi ile Aiden'ın karşısında durmuştu iki armanın sağladığı zırhta Aiden'ın saldırıları ile parçalandı. Bana ne kadar gitmemi söylemiş olsa da dayanamayıp geri döndüm. Aiden önde kalanlardan herkesi çoktan öldürmüştü Shawn ve birisi yaralı ve yorgun şekilde yine onu tutmaya çalışıyordu. O anın heyecanı ile Aiden'a düşünmeden saldırdım ama ben daha ne olduğunu anlamadan kılıcı kaburgamı parçalayarak ilerledi. Shawn'ı o an ilk kez o kadar öfkeli görmüştüm ben orada onu dinlemeliydim... Yaram fazla derindi bir dakikadan kısa bir ömrüm vardı kanama beni Aiden'dan önce öldürecek gibi duruyordu. Shawn kalan gücü ve öfkesi ile Aiden'ı benden uzaklaştırmaya çalışıyordu ama bu tek taraflı bir savaştı. Ben nasıl oldu bilmiyorum ama o an ölmeyi reddettim orada öylece ölemezdim. Ayağa kalkmaya çalıştım zorla da olsa yerden kalkmayı başardım. Aiden Shawn'la oyun oynuyordu onu yaralıyordu ama öldürmüyordu onu hareketsiz kılıyordu ve bundan zevk alıyordu. Aiden beni tekrar ayakta görünce üzerime doğru geldi ama tepki veremeyeceğim kadar hızlı hareket etmişti. Kılıcı göğsümdeki yaranın hemen yanında başka bir kesik açmıştı. Kontrolümü kaybettim, Aiden'ın kılıcını hala göğsümdeyken sapından tutarak kavradım, Aiden'ın bana o an diğer eliyle vurduğuna emindim ama acıyı hissetmiyordum hiç bir şeyi hissetmiyordum. Kılıcı çekemediğini anladığımda diğer elimle kılıcı parçaladım kılıcın yarısı Aiden'ın elinde diğer yarısı ise benim vücuduma saplı duruyordu. Yaralarım büyük bir hızla iyileşti kılıcın kalan kısmını elimle tutarak çektim. Aiden başka bir forma geçerek kılıcını yenilemişti ve yeniden üzerime saldırmıştı. Vücudumda art arda kesikler açıyordu ve çoğu derin ve ölümcül yaralardı ama vücudum onun verdiği zarardan daha hızlı iyileşiyordu. Saldırma sırası bendeydi, Kurt armasını kuşandığım anda saldırmaya başladım Aiden saldırılarımı savunamıyordu zırhı kılıcımın her darbesi ile parçalanıyordu. İkimizde sürekli olarak birbirimize saldırıyorduk ama iki tarafta kendini artık savunmaya çalışmıyordu. Aiden'ın kılıcı zırhımı delip geçmek yerine parçalandığında savaşı kazanamayacağını anlayarak kaçtı. Ben gücümü çok fazla kullanmıştım öfke formundan çıktıktan sonra tam iki ay boyunca komada yattım. Uyandığımda yanımda gördüğüm ilk kişi Shawn olmuştu, bana uykuda olduğum sürede neler olduğunu anlattı Aiden hala dışarıdaydı ama merkez kendini toparlamayı başarmıştı, o tekrar ortaya çıkana kadar güvende sayılırdık. O son olaydan sonra ben savaşamayacak duruma gelmiştim Auram öfke formundan sonra kırılmıştı yani sınırı çoktan aşmıştım. Bu artık savaşamayacak olduğum anlamına geliyordu. O gün savaşma işini tamamen bırakmıştım ama Shawn'la hala iletişim içindeydim bazen beraber geziyor bir şeyler yapıyorduk. Bende normal insanların yaptığı şeyleri yaptım kendime hobiler edindim, farklı işlerde çalıştım ama en önemlisi Aile kurabileceğim birini bulmuştum ama birlikteliğimiz sadece bir yıl sürdü. Aiden bir gün yeniden belirdi ve doğruca beni hedef almıştı, son savaşımızdan sonra ben zayıf düşmüştüm ve o daha da güçlenmişti ama Auramı kullanamama rağmen  bana karşı savaşmakta yine de zorlanıyordu kurt arması ve sahip olduğum güç birleştiğinde onu alt edebilecek kadar güçlüydüm. Diğerleri yardıma gelse de bu sefer Aiden'ın yanında da savaşan kişiler vardı, Aiden bu sefer Shawn'ı öldürecek saldırılar yapmıştı sonra ise doğruca beni hedef almıştı. O an Shawn'ın öldüğüne yemin edebilirdim, Ben Aiden'ı ağır şekilde yaralamıştım ama aynı şekilde bende ölümün eşiğindeydim. Aiden'ın beni öldürecek son darbeyi vuracağından emindim, kılıcını kaldırdığını gördüm ama yapmadı. Kılıcı yarı yolda durdu ve beni öldürmek yerine hapsetti. Tam on yıl boyunca sonsuz karanlığın içinde hapsoldum çıktığımda her şey değişmişti, Shawn geri geldiğimi gördüğünde çok mutlu duruyordu. Bana ne olduğunu anlattı söylediği şeyler biraz şüpheliydi, öldüğünü görmüştüm dediğim zaman Shawn başka bir yere ışınlanmış ama bunu yapan başka birisiymiş o da kim olduğunu bilmiyor. Shawn'a onlara yardım edebileceğini söylemiş yani yardım dediği şey beni kurtarmak çünkü Shawn'ın istediği şey buydu. Shawn düşünmeden anlaşmayı kabul etmiş, benim canıma karşılık sevdiğim birinin hayatı. Açıkçası eşimin ölmesi yerine binlerce kez ölmeyi tercih ederdim, Shawn'a o an fazlasıyla kızmıştım ama bu geçici bir öfkeydi tabi daha sonra eşime ne olduğunu öğrendiğimde ona saldırmıştım. Söylenmeyecek hakaretler etmiştim. Benim o karanlıkta geçirdiğim on yılın karşılığında eşim on yıl boyunca eziyet görerek ölmüştü. O öldüğünde bende karanlıktan kurtulmuştum. Shawn'a söylediklerimden sonra o da merkezden ayrıldı, ona bu kadar kızgın olmamın sebebi bu. Aslında bakarsan sayesinde burada sizin yanınızdayım ama eşimin çığlıklarını hala gece yatarken duyabiliyorum. Acı çekişini veya eziyet edildiğini görmememe rağmen sanki oradaymışım gibi her şeyi hatırlıyorum. Birisi sanki olan her şeyi bir anda zihnime yerleştirmişti. Herkesin geçmişi ne yazık ki iyi değil ama bizi şu an ki kişi yapanda bu, yaşadıklarımız. Elytra'nın geçmişi çok daha kötü, buradaki herkesin kötü anıları var. 

Efsanevi Savaş (Serinin 2. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin