17.Bölüm

7 6 0
                                    

Lancaster aniden uyandı içinde kötü bir his vardı ve bu birden bire olmuştu, kötü bir şey vardı ne zaman böyle hissetse gerçekten bir problem oluyordu. Syran'ın yavaşça kafasını omuzundan çekerek yastığa koydu. Kendisi hızlıca kalktı Wolf'u veya başka birini bulmalıydı. Şansına daha odasından çıktığı anda Yven'le karşılaştı Lancaster'ın  yüzünün hali ve acelesi Yven'nin bir problem olduğunu anlaması için yeterli olmuştu. 

Yven: Problem ne ? 

Lancaster emin değildi bilmiyordu ve o da aynı şeyi merak ediyordu problem neydi ? 

Lancaster: Aynı soruyu ben soracaktım, bir şeyler oluyor ama ne emin değilim buradaki herkes iyi mi ? 

Yven: Sakinleş, nefes al burada ki herkes iyi Canmore'dan bir haber yok Atrium'un durumunu da bilmiyoruz: 

Lancaster: Gidip bakmalısın, lütfen. 

Yven: Eğer bir kaç dakikaya geri dönmezsem Wolf ve diğerlerine Antik ormana gelmesini söyle.


******************************


Canmore rahat bir yatakta gözlerini açtı kollarından duvara zincirlenmiş olduğunu anlaması biraz zaman alsa da sonunda fark etmişti, vücudunun çoğu kısmını hissetmeyince ve bütün duyuları zayıfken bunu normal buldu. Hapiste veya bir hücrede değildi son savaştığı gruptan sonra bayıldığını hatırlıyordu o kadar ama onu böyle güzel bir odaya koyacaklarını düşünmemişti. Zincirleri sökmesi zor olmamıştı özellikle zincirlerin zaten gevşek durumda olması işini kolaylaştırmıştı. Etrafına baktı küçük bir odadaydı ama yine de düzenli ve güzel bir odadaydı, kapıdan öylece çıkmak istese de neyle karşılaşacağından emin değildi durduk yere savaşmak istemiyordu. Göğsünde hala açık olan yaraya dokundu kanamayı tamamen kesmişti hatta iyileşiyor gibi duruyordu işte bu biraz rahatlamasını sağlamıştı. Tekrar düzgün şekilde hareket edebildiği an bu gezegenden çıkacaktı burada bir saniye bile harcamak istemiyordu. Dışarıda neler olduğunu bilmiyordu ama herkesin iyi olmasını umuyordu. Bileğindeki zincirleri tamamen kırarak ayağa kalktı bir an başı dönünce yatağa geri oturdu, odaya bakarsa görüşlerinde haklıydı eski çağın yaşandığı bir gezegendeydi. Bir kaç dakikalık stres dolu beklemenin ardından kapısı açıldı, iki kişi içeri girdi ve ikisini de hatırlıyordu bu savaştığı grubun lideri ve yardımcısıydı tabi rütbelerinden emin değildi belki lord, çavuş, belki de prensti ama bilmeden bir şeyle hitap etmek istemiyordu. Canmore zincirlerinden kurtulmuş olduğunu gördüklerinde onların korkacağını düşünse de yüzlerinde herhangi bir ifade oluşmamıştı. 

Lord: Sen buradan değilsin öyle değil mi ?

Canmore soruyu böyle aniden sorulunca bir anlığına duraksadı. 

Canmore: Evet... 

böyle bir soruya nasıl karşılık vermeliydi bir fikri yoktu. 

Lord: Gitmekte özgürsün. 

Daha fazlasını söylemeden arkasını dönerek kapıya yöneldi. Canmore bir şey söylemedi bir kaç dakika daha odada kendi başına durduktan sonra kapıdan çıkacak cesareti buldu. Uzun koridorlarda yürürken kendini garip hissediyordu ait olmadığı bir yerdeydi, hiç bilmediği kimseyi tanımadığı bir yerde. İlginçti kalenin iç kısmında soylu veya yüksek rütbeli kişilerin olmasını bekliyordu ama içerisi yaralı insanlarla doluydu ve çoğunun durumu kötüydü belli ki savaş halindelerdi ve savaşı kaybediyorlardı. Yardım edebilecek güce sahipti ama yine de yanlarından öylece yürümeye devam etti. Sonunda kaleden ayrıldığında karşılaştığı durum çok daha acıydı, savaş bitmiş gibiydi kaybetmiyorlardı çoktan kaybetmişlerdi. Sadece olduğu yerden bakarak bile binlerce yaralı insanı ayırt edebiliyordu. Kendini kötü hissediyordu yardım etmeli miydi bilmiyordu bildiği tek şey buradan gitmesi gerektiğiydi o kadar, ama onu buradan çıkaracak portalı nereden bulacaktı ? Buna pişman olacağını biliyordu ama kalenin içine doğru yürümeye başladı, kale muhafızlarından birine yüksek rütbeli herhangi birinin burada olup olmadığını sordu. Muhafız ona bir kapıya kadar eşlik edip burada bir süre beklemesini söyleyerek ayrıldı. Canmore duvara yaslanıp kollarını birleştirdi beklemeli miydi ? belki de kapıyı açıp öylece içeri girmeliydi. Ne zamandan beri beklediğini bilmiyordu ama en fazla on dakika falan olduğuna emindi, Daha fazla dayanamayınca kapıyı açarak içeri girdi içeride en az on kişi olmalıydı herkes ona doğru dönünce kendisi de dona kaldı. Şanslıydı ki savaştığı o grup lideri onu kendisinin çağırdığını söyleyerek dikkati Canmore'un üzerinden çekti. Canmore onun yanına gitti.

Efsanevi Savaş (Serinin 2. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin