8. Bölüm

12 7 0
                                    

Wolf: Hazırlanın Brynn'ın tam olarak yerini ve nereye gittiğini biliyoruz. 

Windsor: Aynı Brynn'dan bahsediyoruz öyle değil mi ? hani Phys'ın babası olan Brynn. 

Wolf başını sallayarak onayladı. 

Wolf: Aynen öyle ve acele edin hemen çıkacağız. 

Windsor: Of, Brynn'la savaşmak tam bir eziyet olacak çok hızlı hareket ediyor çok sert saldırıyor ve zırhı gerçekten çok sağlam. Phys bizimle gelecek mi ? 

Wolf: Evet gelecek. 

Canmore tapınaktan ayrılmadan önce son sorusunu sordu neredeyse çıkmak için hazırdılar. 

Canmore: Ecore Brynn bu lanet altındayken ölürse serbest kalıp normal olur mu ?" 

Bunu sormuştu çünkü Atrium onlara Ecore'u öldürdüğünü söylemişti. 

Wolf: Hayır lanet onu kontrolsüz şekilde etrafa saldırmasına iter... Oo, şimdi anladım Ecore öldü yani. 

Lancaster: Duruma bakarsak öyle görünüyor. 

Wolf: İyi bari uğraşacağımız bir kişi eksilmiş oldu. Tamam herkes hazırsa gidelim. 

Canmore: Sadece Brynn'ı halletmek için bu kadar kişiye ihtiyacımız var mı ? 

Wolf soruyu  garipsemiş bir şekilde Canmore'a baktı. 

Wolf: Sadece Brynn ile savaşmıyoruz Brynn ve etrafında bunca zamandır onun için savaşan bütün Brynnlar ile savaşıyoruz. Hem zaten Sanctum, Sentra ve Elytra savaşa gelmiyor burada da birilerine ihtiyacımız var.

Herkes hazırlandığında Portal kapısından içeri girdiler. Portaldan çıktıklarında etrafa baktılar her şey yerle birdi ağaçlar ve bitkiler farklı renklerde ateşlerle yanıyordu kırmızı, Mavi, açık yeşil. Yaratıcılar ilerlerken etrafı dikkatli bir şekilde gözledi. Etrafta bir çok çukur oluşmuş yerde bir sürü küçük kan birikintileri vardı ama, ama etrafta hiç vücut yoktu. Bunu Brynn'ın yaptığına pek inanamıyorlardı ama bunu yapacak güce sahip olduğunu biliyorlardı. Etrafta görüşlerini engelleyecek ağaç yoktu denilebilir çoğu parçalara ayrılmıştı ve hala yanıyordu tek problem ateş olacak gibi duruyordu bu yangını durdurabilecek birisinin yanlarında olmaması kötüydü. 

Canmore: Wolf ateşi kontrol edebilen birisi yanan başka bir şeyi söndürebilir mi ? 

Wolf etrafa dikkatli şekilde bakmaya devam etti. 

Wolf: Sadece kontrol ettiği ateş etrafı yakan ateşle aynıysa.

Canmore: Nasıl yani ? 

Wolf: Yanisi şu, şu an etrafımızda normal ateş yani her zaman gördüğünüz renkte olan, ruh ateşi yani açık yeşil renkli olan ve soğuk ateş dediğimiz mavi renkli olan ateş var. Eğer ruh ateşini kontrol edemiyorsan onu söndüremezsin ya da etrafa yayılmasını engelleyemezsin. Bence yeterince açık anlattım. 

Yaratıcılar için yeterince açıktı. Onlar ilerledikçe sol taraflarından gelen sesleri duydular bir savaş vardı çarpışma sesine bakılırsa Brynn kimle savaşıyorsa onu zorlayacak biri olmalıydı ya da Brynn tek devasa bir saldırıda onun işini bitirmişti. Acele ederek sesin geldiği kısma doğru koşmaya başladılar tahmin ettikleri gibi de Brynn buradaydı. Savaş daha bitmiş gibi durmuyordu ama Brynn kazanıyordu. Wolf herkesin durması için işaret verdi. Yaratıcılar neden hemen savaşa katılıp diğerlerine yardım etmediklerini anlamıyordu ama yine de beklediler. Brynnlar sayı ve güç olarak üstün olsalar da savaştıkları üç kişi durumu iyi idare ediyordu. Tek bir problemleri vardı o da üçünün de sadece sürekli olarak savaşa uygun olmalarıydı aralarında bir birlerini destekleyecek birisi yoktu. Sağlam bir saldırı hepsinin işini bitirmeye yeterliydi ama yine de koordine hareketleri ve saldırıları Brynnları onlardan uzak tutmaya zorluyordu. Brynn'ın üzerinde yıldırım zırhı ve çift yıldırım kılıcı vardı bunlardan birinin kırıldığına emindiler. Wolf'tan hala bir ses çıkmayınca savaşı izlemeye devam ettiler. Zaman geçtikçe üç savaşçının durumu kötüleşiyordu çünkü Brynnlar sürekli savaş ve hızlı hareketler üzerine eğitimlilerdi özellikle yıldırıma dönüşüp hızlıca yer değiştirmeleri ve bunu çok fazla Brynn varken yapmaları hangisinin nereye gittiğini anlaşılmasını imkansız kılıyordu. Brynnların sürekli saldırıları sonunda savaşçıların engelleyemeyeceği duruma gelmişti zırha çarpan her kılıç etrafa hem zırhın parçalarını hemde kanı etrafa saçıyordu. Savaşçılardan birinin bacağına saplanan kılıç iyice derine girerek zırhın arkasından geri çıkıp kılıcı toprağa sapladı kılıcın uzun olması bunu kolaylaştırıyordu. Savaşçı hareket edemez hale gelmişti vücudunda art arda oluşan küçük kesikler durumunu daha da kötü hale getiriyordu diğer ikili yardım etmek istese de hepsi kendini kurtarma çabasındaydı. Brynnlardan biri kılıcı boğazına doğru sallasa da kılıç savaşçının kaskında kırıldı. Saldırı yapan Brynnlardan biri kendisine gelen kılıçtan kurtulmaya çalışırken çoktan göğsünü çapraz şekilde parçalayan kılıç darbesi ile düştü. Brynn'ın zırhının üzerinde ve kılıcının üzerinde hareket eden elektrik gerçekten çok dikkat dağıtıcıydı. Savaşçı sonunda bacağına saplanan kılıcı parçalayarak tekrar hareket etmeye çalıştı ama kılıcın bir kısmı hala bacağındaydı. Brynn onun daha hareket etmesine izin vermeden savaşçının fark etmediği bir hızda yıldırım formunda içinden geçmişti. Savaşçının gördüğü tek şey üstüne doğru gelen hareketli bir yıldırımdı daha sonra ise karın kısmından boşluğuna doğru derin ölümcül bir kesik açılmasıydı. Savaşçı ne olduğunu anlamamıştı ve şimdi yerde kanlar içinde duruyordu. Yaratıcılar hala neden hareket etmediklerini anlamamışlardı neden onların ölmesini bekliyorlardı ki ? geriye sadece iki kişi kalmıştı onlarında sonu yakın gibi duruyordu Brynn sürekli olarak saldırmak yerine onları en zayıf gördüğü anda saldırıyordu. Bunu yaparak birinin işini bitirmişti şimdi sırada diğerleri vardı. İçlerinden biri Wolf'un bahsettiği açık yeşil renkli ruh ateşini kontrol edebiliyordu oluşturduğu bariyerler bu ateştendi. Vücudunu ve kılıcını, Aurası yerine bu ateş sarıyordu. Diğer savaşçı ise zırhı ve ikiz kılıçlarının dışında fazla bir şeyi varmış gibi durmuyordu hatta etrafını saran bir Aurası bile yoktu bu garip bir durumdu. İkisi de verdiği savaşın umutsuz olduğunu biliyorlardı ama yine de savaşmaya devam ediyorlardı bu kadar Brynnın arasında sağ kaldıklarına Wolf bile şaşmış görünüyordu. Ruh ateşini kontrol eden savaşçı diğerine göre daha fazla zorlanıyordu kullandığı kılıçlardan birisi parçalanmıştı ama yine de kullanmaya devam ediyordu. Diğeri için ise durum ayrıydı ne kadar darbe alsa da saldırılar zırhına ancak çizik atıyordu ama aynı noktalara art arda yapılan saldırılar zırhı parçalamaya başlamıştı. Yaratıcılar daha fazla burada durup savaşı izlemek istemiyorlardı evet belki Brynnlara öylece saldırmak pek iyi bir fikir değildi ama onlara ileride yardım edebilme şansı olan kişileri öylece ölüme terk etmek... Savaşçının etrafını saran ateş aldığı her yara ile gittikçe sönüyordu. Brynn en iyi anı seçerek saldırdı savaşçının doğruca üzerine doğru hızlı ve kesin bir saldırı. Ateşten oluşan bariyer ve kırık kılıcı tutan elinde bir kalkan oluşturup saldırıyı engellemeye çalışsa da boşunaydı Brynnın saldırısı hem bariyeri hemde elinde tuttuğu kalkanı anında ikiye ayırmıştı. Savaşçı saldırının etkisi ile geriye savruldu yerde kendini durdurmaya çalışsa da sürüklenmeye devam etti. Brynn o durduğu anda yanında belirdi kılıcını yere doğru sapladı. Savaşçı hızlı bir hamle ile saldırıdan kaçınıp ayağa kalktı. Brynn'ın tam olarak arkasındaydı tek şansı buydu ya hep ya hiç. Vücudunu sarmaya devam eden ateş kılıcına doğru hücum etti kılıcını kalan son gücüyle savurdu kılıç ateşten bir çizgi oluşturarak bütün herkese çarptı. Başardığını sanmıştı saldırısı Brynna ulaşmış ve çarpmıştı. Tabi onun bir kopya olduğunu anlaması için çok geç olmuştu. Sırtından giren kılıcı hissetti kılıç doğruca göğsünü parçalayarak dışarı çıktı. Brynn kılıcı geriye çekmeye çalışsa da savaşçı kılıcı eliyle sıkıca kavradı. Ateş vücudunu tekrar sarmaya başladı üzerini saran ruh ateşi aniden büyük bir patlama oluşturdu. Gökyüzüne kadar ulaşan bir ışık dalgası yayıldı. Savaşçının etrafını saran alev etrafındaki her şeye yayılıyordu sürekli hareket eden siyah bir bulut etraflarında bir çember oluşturmuş sürekli olarak etraflarında daireler çiziyordu. Devasa bulutun içinde ki ruh ateşi de onunla birlikte daireler çizip etrafı yakıyordu ve yayılıyordu. Bulutun içinde ne olduğu gözükmüyordu ama ne oluyorsa olsun  siyah bulutun içinde yayılan yıldırım ve ateş muhteşem bir görüntü oluşturuyordu. Etrafı saran bulut yavaşça dağılmaya başladı hepsi bulutun içinde ne olduğunu görmek için bekliyordu. Bulut dağılmadan önce Brynnların yıldırım ve şimşeği kullanarak yaptığı saldırıları görebilmişlerdi o kadar. Bulut tamamen dağılınca karmaşa içinde ki savaş alanı tekrar gözle görünür hale geldi. Brynn kılıcını tam olarak aynı yerden savaşçının göğsüne yeniden saplamayı başarmış gibi duruyordu. Açık yeşil gözler yavaşça sönüp kaybolduktan sonra Brynn kılıcını geri çekti savaşçının cansız vücudu öylece yere devrildi. Yine de ölmeden önce Brynnlara büyük bir zarar vermişti bulutun içerisinde ne olduğunu dışarıdan bakan kimse görmemişti ama Brynnların sayısı yarıyı bulmuştu ama ölenler aralarında ki en zayıf Brynnlardı yani bu beklendik bir şeydi. Sadece bir savaşçı kalmıştı herhangi bir Aurası veya bir elementi kontrol ediyor gibi durmuyordu ama bu kadar uzun sağ kalması yaratıcılara garip gelmişti. Zırhına çarpan kılıçlar gerçekten zırha anca zarar veriyordu. Savaşçının kılıcını kim karşılarsa kendi silahı ikiye ayrılıyordu üzerindeki zırhın ve kullandığı kılıçların neyden yapıldığını bilmiyorlardı ama her neyden yapıldıysa kesinlikle Yaratıcılar sahip olduğu zırhtan daha sağlam olmalıydı özellikle de kılıcı. Brynnlar hala en az iki yüz kişi olmalıydı iki yüz kişi kulağa fazla gelmese de bu iki yüz kişinin Brynn olması durumu değiştiriyordu. Wolf Yaratıcıların doğruca ona baktığını hissediyordu onun neden hala saldırı emrini vermediğini merak ettiklerini biliyordu ve sorunun sorulması an meselesiydi bunu da biliyordu ama yine de savaşı dikkatlice izlemeye devam etti. Savaşçının durumu pek iyi değildi Brynnların saldırıları her yönden geliyordu ve artık buna karşı koyabilecek durumda değildi artık ne kendini savunabiliyor ne de saldırabiliyordu. Her kılıç darbesiyle sürekli olarak başka bir yöne ittiriliyordu. Brynn en iyi açıyı bularak saldırdı kılıcı savaşçının kaskına çarptığında kılıç savaşçının yanağının yan kısmını keserek kaskın sağ kısmını parçalara ayrıldı. Darbenin etkisi ile parçalanan kısmın bazı parçaları derisini delerek içeri doğru saplandı. Sadece tek bir darbe ve şimdi savaşçı iki dizinin üstüne düşmüştü eğer onu burada şimdi öldürmeseler bile kanama onu en az iki dakika içinde öldürecekti. Wolf Yaratıcıların şaşkın ve öfkeli şekilde bakışlarını ona çevirdiklerini hissetti. Yine. 

Efsanevi Savaş (Serinin 2. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin