22.Bölüm

5 6 0
                                    

Planları Canmore'u alıp çıkmaktı ama belli ki sadece belli bir kısmı buradan sağ çıkabilecekti. Gölge Canmore'u kötü şekilde yakalamıştı, Windsor Aurora'nın kılıcını kullanmaması gerektiğini biliyordu son olanlardan sonra bunu bir daha yapamazdı. Canmore'u o kılıçlardan kurtarmalıydılar sayıca avantajlıydılar onlar, baş tanrılar ve Windsor da dahil yirmi kişilerdi. Gölge ise yalnız başınaydı ama yine de hepsini öldürebilecek güce sahipti. Kendilerinden zayıf kişileri tehlikeye atmak istemiyorlardı çünkü gölge ne kadar öldürürse o kadar güçlenecekti, ölülerin vücutlarından Auralarını zorla çalıyordu hatta bunu öldürmeden önce yapıp eziyet ediyordu. Auranın vücuttan çıkarılması çok can yakan bir olaydı ve çoğu kişi daha işlemin yarısında kendinden geçiyordu. Hepsi savaşa hazır bekliyordu gölge haricinde, elinde sadece kılıcı vardı o kadar onun dışında vücudu tamamen saldırılara açıktı. Hemen hareket etmek isteseler de bu tehlikeliydi gölge bir şey planlıyor gibi duruyordu, yani onlara hala saldırmadığına göre bir şey planlıyor olmalıydı. Hepsi birlikte hareket ederse hepsini birden savunamazdı. Hepsi birlikte gölgeye atıldığında bariyere çarparak sarsıldılar özellikle Windsor çünkü o biraz fazla hızlı ilerlemişti gözle görülemeyecek hızlara ulaşmasına rağmen bunun gölgeye karşı hiç bir avantajı yoktu. Onlar bariyere çarptığında altlarındaki sembolleri gördüler çoğu onların içinde değildi ama baş tanrılardan biri içinde kalmıştı, semboller parladıkları an yerden kayboldu. Alanın içinde kalan baş tanrının Aurası vücudunu terk ederek doğruca gölgenin elinin üstünde küre şeklini aldı, Windsor baş tanrının öldüğüne emindi yani yere öyle hareketsiz düşüşünü görünce korku içinde dona kaldı ve yere baktı aynı sembollerden bir sürü vardı her yerdeydiler.  Durum böyleyken ilerleyemezlerdi bu onlar için imkansızdı yine de Canmore'u orada bırakamazlardı. Başka bir plan düşünmeliydiler, gölgeye doğruca saldırmanın hiç bir anlamı yoktu. Gölge diğerlerini görmezden gelip Canmore'un yanına geri döndü elindeki dördüncü kılıcı Canmore'un göğsüne sapladı kılıç bariyer, zırhı ve Canmore'u görmezden gelerek doğruca ağaca saplandı. Canmore kılıcın vücuduna girmediğine emindi ama kılıcın vücudunun içinden geçtiğine de emindi. Canmore'un ani acıdan gözleri açıldı, Gölge, Aurasını mı emiyordu ? ne olduğundan emin değildi ama sürekli renk değiştiren Auranın kılıçtan doğruca gölgeye doğru ilerlediğini görebiliyordu. Zırhın Aurası Canmore'un ki ile yer değiştirdi, artık o kadar canı yanmıyordu ama zırhın aurası ne kadar dayanabilirdi ki ? Hiç biri Canmore'a nasıl ulaşacaklarını bilmiyordu düz bir çizgi halinde ilerleseler bile yarısından çoğu o tuzakların içinde kalıp anında ölecekti. Windsor Wolf'a, Elytra'ya bakıyordu ama onlar bile çaresizdi 

Windsor: Hiç bir şey yapamaz mıyız ? kimse bize yardım edemez mi ? başkaları olmalı. 

Wolf: O zaman başka çare yok savaşa herkes katılacak güçlü ya da güçsüz Canmore'u orada bırakamayız. 

Wolf bunu dedikten saniyeler sonra yanlarında ilk Shawn belirdi. 

Shawn: Eğer bunu yaparsam beni yaptıklarımdan dolayı affeder misin ? 

Wolf başını hayır şeklinde salladı.

 Shawn hafifçe gülümsedi: Denemeye değerdi. 

Windsor şaşkınlık ve korku içinde baktı çünkü Shawn doğruca sembollerin üzerine ilerliyordu. 

Shawn: Arkamdan ilerleyin. 

Zırhı üzerinde ilk sembolüm üzerine bastığı anda Aurası vücudundan büyük bir hızla ayrılıp gölgenin eline geçti. Shawn ilerlemeye devam ettikçe, başka bir sembolün üzerine bastıkça zırhının etrafında çizili semboller loş bir ışık saçıp tekrar sönüyordu. Windsor Shawn'ın tam arkasında en önden gidiyordu. 

Efsanevi Savaş (Serinin 2. kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin