Multimedya: Özge'nin odası (düştüm🧡)
Multimedya'ya kişilerin fotoğrafını bilerek koymuyorum ama isterseniz koyabilirim ;)
O zaman bölüm sonunda görüşürüz.Keyifli okumalar...
***
''Senin gezegenindeki insanlar'' dedi Küçük Prens.
''Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yinede aradıklarını bulamıyorlar...''
''Evet bulamıyorlar '' diye yanıtladım onu.
''Halbuki, aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir.''
''Haklısın'' dedim. Bunun üzerine küçük prens şöyle dedi:
''Ama gözler gerçeği görmez ki. Yüreğiyle aramalı insan.''
***Yaklaşık yarım saattir yoldayız. Midem bulanıyor. Başım dönüyor. Acaba neden?
-Rüya kapa artık şu çeneni- yol boyunca o kadar çok konuştu ki valizlerden birini kafasına geçirmemek için kendimi zor tuttum.
-Vallahi kızım bir sus artık ya sabahtan beri vır vır kendi sesimi duyamıyorum.- Allah senden razı olsun Nurten teyzecim.
Geçtiğimiz yerlerden defalarca geçmiş olmama rağmen bugün yollar bir ayrı güzel geliyordu."Bir öpüş gibidir bu kent uzanır gök yüzüne
Yaşlanmayan bir bahar süzülür yağmurunda.
Körfezinde sakinlik, sıcağında aşk parlar
İzmir'im güzel şehrim, seninle ömrüm artar."Yollardan geçerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Her şey o kadar çabuk olmuştu ki bu üç gün içinde bir anda taşınacağımızı öğrendim bir anda valizler hazırlandı ve şuan yoldayız yeni bir hayata başlıyoruz ve korkunç olan şu ki bu başlagıcın benim için iyi mi yoksa kötü mü olacağını kestiremiyorum. Tek bildiğim benim için zor olacağı...
-Özge geldik bak bu siteymiş!-
*Bir dakika ne? Dibim düştü..evet tam anlamıyla dibim düştü.* Site gereğinden fazla büyük ve güzeldi ,yan yana dizilmiş bir sürü iki katlı evler. Bazılarının terası vardı...
Babam sitenin içinde yavaşça bize evlerin yapılışını anlatıyordu ama beynim uyuşmuştu. Yaşayacağımız ev tam olarak burasıydı!Babam birkaç dakika sonra bir evin önünde durdu. Burası kalacağımız yerdi sanırım.
*Hayır Özge burası sadece kalacağın yer değil, burası artık senin yuvan.*Ben camdan bakarken herkes çoktan arabadan inmiş valizleri bagajdan çıkarmaya çalışıyordu. –Özge kızım biz içerideyiz kendi valizini al gel. –
*Baba bari benimkini de alsaydın ben nasıl taşıyım o kadar ağır şeyi?*
Bagajın kapağını açıp valizimi çıkarmakla uğraşırken bir anda kolumda bir el hissettim. O anlık refleksle ne yapacağımı şaşırıp dirseğimi arkamdaki kişinin yüzüne geçirince tiz bir çığlık geldi. *Aferin sana özge. Aferin!*
Şuan öyle bir durumdaydım ki arkamdaki çocuğa bakmamıştım bile yüzümü elimin altına almış gözlerim kapalı bir şey demesini bekliyordum.
-Napıyorsun?- diye sordu şaşkınlıkla.
*Bir bilsem bende ne yaptığımı ...*-Arkamda ne işin var be senin?-
bir hırsla çocuğa yükseldiğimde bu hırs bir anda sönüverdi çünkü karşımda bir insanın durduğundan emin değilim. Gözleri yeşil, saçları kumrala çalıyordu.. ben ne diyorum be?
-Evet mükemmel yüzümü incelemeyi bıraktıysan artık valizini içeri götürebilirim bence – nE?
- Bir de egoist çıktı başımıza, çekil valizimi kendim taşırım,Ben dururken sen kimsin?, kim dedi gel diye?--Aaa geldin mi Kaan oğlum. Ben tanıştıracaktım ikinizi ama siz bakıyorum kaynaşmışsınız- Ya baba sorma öyle bir kaynaştık ki alıp öpücem şimdi çocuğu.
-Evet Murat amca ,ben senin ufaklığın valizini alacaktım da yüzüme dirseği yiyince...- Şuan çok kararsızım ufaklık demesine mi kızıyım yoksa dirseği yemesine mi güleyim bilemedim.
-Baba ben içerideyim- diyerek içeri kaçtım.İçeri girer girmez bir şoka uğradım evin içi muhteşem. Salon boydan boya camla kaplıydı. Evde Amerikan mutfak vardı mükemmel. Şaşkınlıkla etrafa bakınarak yürürken Rüya bir anda elimden tutup beni merdivenlere çekiştirdi. Yukarı çıktığımızda bir merdivenin daha olduğunu gördüm demek bu evde de teras vardı.
-Özge bak burası senin odan ikimizinki yan yana akşam duvarına yumruk atıcam- Rüya senin burada olmaman lazım senin yerin akıl hastanesi kankacım. *Duvara yumruk atacakmış* Odamdan içeri girdiğimde salondaki gibi boydan boya cam olduğunu gördüm. Odam bayağı genişti. Birkaç gün önce nakliyeci gelmiş ve evimizdeki tüm mobilyaları buraya getirmişti zaten. Ona rağmen odamda fazlaca boş yer vardı.
-Özge bak şuraya birbirimizin fotoğraflarını astım, tüm küçüklükten kalan fotoğraflarımızı- Tam yatağımın başlığında ışıklı tellerle çevrili fotoğraflar vardı. Şimdi çok belli olmuyor fakat odamın akşam çok güzel görüneceğinden eminim çünkü odamın her yerinde ışıklar var. Küçüklüğümden beri karanlıktan deli gibi korkuyorum o yüzden ışıklarım hep yanımda olurdu.
"Seni karanlıktan kurtaracak şeyin ışık olmadığını öğrendiğinde, sabahların ve sokak lambalarının hiçbir önemi kalmayacak."
Saatler geçmişti eve çok kişi gelmiş çok kişi gitmişti *tıpkı hayatlarımızdaki gibi.* Sonunda babam vakit bulmuş yanıma gelmişti. Şimdi odamda birlikte oturmuş camımdan yıldızları izliyorduk. Hava biraz soğuk olduğu için terasa çıkamamıştık akşamları burası fena esiyordu.
-Baba artık bana anlatacak mısın neler olduğunu? – Babam derin bir iç çekti...
——————————————————
İveet sonunda o beklediğiniz bölüm geldii
Bence çok güzel bir bölümdü.🌼Yalnız ben Kaan'a düştüm.
Kitabın içindeki alıntılarda hoş bir hava kattı bence. Yorumlarınız varsa tam buraya yazarsanız hepsine teker teker cevap veriyorum zaten öpüldünüz muah🧡
![](https://img.wattpad.com/cover/186057262-288-k455573.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Kayıp Umutlar~
Ficção AdolescenteBenim hayatımda bir dönüm noktasıydı. Birileri benim hayatımdan bir parçayı alıp sökmüştü sanki gözlerimin önünde. Bir daha onun sesini asla duyamayacak, hayatım boyunca onun sevgisinden yoksun kalacaktım, bu acı hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak k...