*Düzenlendi*
Evet bu hikaye hepsinden farklı...
Gelecekten ben, kendimi övmeyi seviyormuşum belli ki :))))))
Jisoo ağzını şaşkınlıkla açtı, artık herkesin odak noktası Zayn yerine Jisoo olmuştu."Asırlar mı? Ne demek oluyor bu?"
Celine'nin tahtı yavaşça yere indi ve Celine elini Jisoo'nun elinin üzerine koydu,"Evet tatlım,şimdi sana her şeyi bir bir anlatacağım..."Celine uzaklara dalarak anlatmaya başladı,"Hiç Silviya efsanesini duydun mu?"bana yönelttiği soruya kafamı evet biçimde sallamıştım. Dünyanın oluşumu sırasında Tanrının gönderdiği 4 yıldızı ve sonradan gönderdiği üç kardeşten bahsediyordu."Orada bahsedilen en küçük kardeş benim ve sadece bir kişi dışında tüm efsane doğru...Orada bahsedilen şeytan tek bir kişi değildi, beni öldüren Ares'ti. Ares saf bir şeytan değildi. O bir zamanlar melekti. O bir zamanlar çok güzeldi,iyidi...biz sevgiliydik Jisoo. Fakat kibrine yenildi ve her şeyi mahvetti. Ares senin şuan istekle öldürmek istediğin V. O Cehennem Kralı'nın oğlu değil bizzat kendisi. Tekrar güçlenmek için seni bekliyordu. Asırlar dedim değil mi? Hayır devirler dönüp geçti, onu Kötü Ruhların olduğu yerde tutmayı başardım taa ki sen gelene kadar. Sen onun dayanağısın, tılsımısın, tapacağı bir tanrısın,onun kurbanısın, lanetisin, sen Quija oyununda onunla asla kopmayacak bir bağ kurdun, sen onun karısısın, kehanette senin bir şeytana aşık olacağın ve bunun şeytanların yok olmasını sağlayacığından bahsediliyor. Emin ol ki kehanetler yanılabilir ama bu kehanet yüzyıllarca ayakta kalmış ve asla değişmemiş olan tek kehanet-"
Birden masaya ellerini vurdu"Ne demek ondan hoşlanacağım? O pisliği sevebileceğimi nasıl düşünürsünüz. Kardeşim saydığım iki insanı canice gözümün önünde öldürdü o iblis. Savaşmamı isteyebilirsiniz ama onu seveceğimi,sevebileceğimi benden asla isteyemezsiniz."
Karşısında oturan sarışın ortaya bir kahkaha bıraktı"Bu kadar agresif olmaya gerek yok güzelim,hele ki karşındaki minnet duyman gereken bir Kraliçeyse hiç olmamalısın."
Celine onu elini havaya kaldırarak susturdu" Zayn benim tek çocuğum. Ares beni öldürdüğünde bir gen bağışlama şansımda kalmamıştı. Tanrıya yüzyıllarca yalvardım ve sonunda bir çocuğum oldu. Her neyse fazla uzatmadan asıl konuya geleceğim. Genelde oğlanlarımızı bin küsür yaşına gelene kadar eğitiriz ve sonrasında eğer evlenmek istiyorsa evlendiririz. Ve Zayn'nin yaşı geçiyo bile hatta yarın 1011. yaşını kutlayacağız..."Bu sırada Zayn ağzını açmıştı ama Celine onu bakışlarıyla susturdu. O da bu konudan nereye geleceğini merak ediyordu. Ama masadaki çoğu kız anlamış gibi surat ifadeleri vardı,"Sizden evlenmenizi istiyorum. Hayır demenizi kabul etmeyeceğim çünkü şuan savaşa giriyoruz. Ne alaka derseniz, şeytan ırkını düğününüze çağıracağız. Yarın Zayn'nin doğum gününde bunun duyurusunu yapacağız."
Celine'nin anlattıklarından sonra Jisoo hiçbir şey demeden kalkmıştı. Yaptığının saygısızılık veya görügüsüzlük olduğu umurunda bile değildi. Celine'nin yaptığı izdivaç programı mıydı yoksa dünyayı, insanlığı kurtarmak için yaptığı bir plan mıydı?
Jisoo bunun başka bir yolunun olmasını umuyordu. Fakat niye bu kadar endişe ediyordu? Kalbi neden korkudan dolayı bu kadar hızlı atıyor ve acıyordu? Jisoo odasında duran boydan aynaya doğru yaklaşıp elbiseyi omzundan göğsüne kadar sıyırdı. Gördüğü şey damarlarında parlayan mavi bir şey oluşuydu. Parmaklarıyla yol çizdi ve sonra aklına o görüntüler geldi...
Bir boşluktaydı. Kendisi dışında iki kişi daha vardı. Birisi, yerde hareketsiz biçimde yatan Siyah saçlı, bembeyaz tenli ve beyaz, uzun elbiseli bir kızdı. Bu kendisiydi. Diğeri ise ona doğru yaklaşan, zeminin su olmasından kaynaklı çıkan şap şup ayak sesleri duyulan mavi saçlı bir erkek... Bu V'ydi ama bu casper kılıklı adam iyiydi. Jisoo'nun aşık olduğu çocuktu. Ne Jennie'yi yakarak öldüren ne de Rose'yi canice kesen Ares'ti.
Ama yerde yatan kıza doğru yürüyen erkek sadece Tae'ydi. Jisoo olayı izlemeye başladı. Neden böyle bir şey görüyordu. Bunun yaşandığını hatırlamıyordu. Biraz zaman geçtikten sonra Tae Jisoo'nun bu sorusuna yanıt verdi.
Elleri gözümü kapattı. Şuan uzun bir masada bir ceset misali yatıyordum. Damarlı elleri gözümün üstünde ve anlamadığım şeyler fısıldıyordu.Ardından kulağıma eğildi ve şunları fısıldadı;
"Merak etme ̶m̶e̶l̶e̶ğ̶i̶m̶ evine döneceksin ve hiçbir şey hatırlamayacaksın... En azından o zamana kadar."
Sana güvenmiyorum ̶h̶a̶y̶a̶l̶e̶t̶i̶m̶s̶i̶, mavi casper kılıklı şey. İçimi okuduğundan belki kahkaha attı. Ama bir anda ciddileşen yüzünden dolayı endişemin üstüne 100 kupon endişe kazandırdım.
"Şimdi bir boyuttan geçeceksin. Biraz sarsılabilirsin ve canın yanabilir..."
Bunu dediği gibi bir şey beni içine çekiyor gibi geldi ama ne gözümü açabiliyordum ne de şu kulağımdaki çınlamayı durdurabiliyordum. Tüm yüzümün bir sıvıya çerçevelendiğini hissediyorum. Kalbim... Alev alacak şekilde atıyordu. Hissedebiliyorum... Tüm vücudumu...Vücudumdaki her şeyi. Damarlarımda akan kanın sesi o iğrenç çınlamaya karışıyordu. Her organıma dokunabilirmişim gibi geldi fakat ne elimi ne de ayağımı bir mimik oynatabiliyordum.
Jisoo'dan
Acı hissetmiştim. Onu hatırlayamadığım için acı hissetmiştim. Dizlerim ağırlıkla yere düştü. Bağırmak istedim ama bende güç falan yoktu. Ardından o beni fark etti. Şuan yerde yatan ne diğer ben vardım ne başkası. Sadece acınacak bir şekilde dizlerinin üstüne oturmuş ben vardım.
Yanıma yaklaştı... Her bir adımında bana daha çok yaklaşıyordu ve bu kalbim için asla iyi değildi. Sonra benim gibi yere çömeldi. Yüzüme doğru yaklaştı. Yanağını yanağıma doğru değdirdi. Adeta midemin titrediğini hayal edebiliyorum. Midemin titremesi normal bir şey mi? AMA YANAĞINI YANAĞIMA DOĞRU DEĞDİRDİ!
Sonra bir ıslaklık hissetim. Ağlıyordu. Geri çekildi ve yere baktı. Ellerimle yüzünü avuçladım, "N-Noldu?"
Cevap gelmedi.
"Noldu Tae?" dedim hem kekelemeden hem de adını söyleyerek. Bu kez yüzüne kaldırıp bana baktı.
"Senin onların yanında olacağını düşünmüştüm."dedi
"Kimlerin?"
"Ruhların"
"Şuan nerede olduğumu ben de bilmiyorum Tae,"
"Neden? Oraya giden bir daha dönmek istemiyordu halbuki?"
"Yakında bende dönmek istemeyebilirim..."
"Ne demek istiyorsun?" dedi Tae
"Celine beni oğluyla evlendirmeyi düşünüyor."
"Ne? Niye? Nasıl olabilir? Bu kadın ne düşünüyor? Sik*yim!"
"Gelecekte çok kötü birisin-bana bile saldırdın- ve bana ulaşamaman için böyle yapacaklarmış."
Bunları dedikten sonra histerik bir gülüş attı. "Ah Jisoo... Her zamanki gibi safsın güzelim."Bunları derken saçları kırmızılılaşıyordu." Sence. Ben. Senden. Hoşlanabilir. Miyim? "
Bunu dediği an ayağa kalktım. O Ares'ti. Beni kurban olarak gören Ares. Koşmaya başladım. Ama o konuşmaya devam etti." O damarlarında parlayan parlak mavi şey BENİM KANIM JİSOO! ASLA BENDEN KAÇAMAZSIN! O SENİN LANETİN BEYAZ TENLİM. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost❦kth+kjisoo✓
Adventure"Lisa sen Ouıja oyununu oynayalım demeseydin Jisoo Unnie'min başına bu gelmeyecekti."dedi ağlayan Rose Lisa gözlerindeki yaşı tutmayı bırakmış bakışlarını Jennie ve Rose'ye doğru yöneltmişti" Bu benim suçum değil tamam mı!? Oynamasaydınız o zaman! "...