"Hiç kimse göründüğü kadar masum değildi."
31 Aralık 2017 - Pazar
Genç adam uzun bir süredir zifiri karanlığın içinde, maktulüyle, öldürdüğü kişiyle baş başaydı. Ani bir şekilde bu eylemi gerçekleştirmediğini o da biliyordu. Maktulle defalarca göz göze geldi, defalarca ölümü onda gördü.. Ancak bu sefer ki olay, soyutluktan somutluğa doğru geçmişti. O artık bir katildi, o artık masum değildi! Hiç kimse göründüğü kadar masum değildi. Başını ellerinin arasına alıp sessizce sessizliği dinledi. Önündeki görmeye tahammülü bile yoktu. Onu bir an önce yok etmesi gerekiyordu. Hem de çabucak...
Evi kasabanın biraz daha dışında kalsa da burada yalnız değildi. Çevresindeki evler onun diğerlerinden farklı olmasını engel kılıyordu. Cesedi siyah torbanın içine - zor da olsa- koyduktan sonra arabasının bagajına yerleştirdi. Çevresindeki evlerde yaşayan kişiler muhtemelen yenı yıl çoşkusuyla sevinç içinde ya evlerinde duruyor ya da yakınlarına gidiyordu. Kimsenin olmadığını anladığında maktulün arabasıyla kasabanın en ıssız yerine, ormanın en derinliklerine doğru yol almaya başladı.
Karın yağmış olması işi daha da güç bir hale getiriyordu. Cesedi bagajın içinden çıkardıktan sonra, aniden çıkan sesle irkildi. Ölü bedenin karla buluşmasının getirdiği ses, genç adamın adımlarını geriletmişti. Cesedi ağacın kenarına sürüklemeye çalışırken bir çift kan izi karla bir araya gelmişti ve beyazlığın masumiyeti yerini kanın acımasızlığa bıraktı. Genç adam bozuntuya vermeden hızlı hareketlerle cesedi ağacın dibine getirdi ve kibrit kutusunu cebinden çıkardı. Odunları bir araya getirip ateşi yakmayı başarmıştı. Cesedi torbanın içinden çıkarıp, öyle ateşin içine atmak istesede o bu kadarını yapacak kadar ne cesur, ne de acımasızdı. Cesaret insanı ya iyiliğe ya da kötülüğe sürüklüyordu. Torbanın ucundan maktulüyle göz göze geldi.
" Sen bunlardan daha da fazlasını hak ediyorsun pislik! Ateşler içinde yan ve kül ol."
Ani bir hareketle torbayı kapatıp ateşlerin içine attı. Ateşin ani yükselişi ile gözlerini sıkıca yumdu. Yumduğu gözlerinin arasından iki çift gözyaşı peşi sıra gelmeye başladı. Gözyaşlarının sebebi, öldürdüğü kişiye acımasından değildi. Birini öldürebilecek kadar vahşileşmiş olmasıydı. Kendi içinde konuşuyordu ve kendisini haklı çıkarmaya çalışıyordu.
" Hakettin bunu Allah'ın cezası! Hakettin!"
Torbadan uzaklaşıp arabanın içine girdi. İçinde özel bir eşyası kalıp, kaldı mı diye bakarken bir şey olmadığını anladığında koltuğun arkasındaki benzini aldı ve arabadan çıktı. Benzini arabanın farklı yerlerine döktükten sonra arabayı ateşe vermeye başladı. Ani bir refleksle kendini geriye attı ve bir süre daha orayı izledi. Ölümle donanmış bu sessizliği havai fişek sesleri bozmuştu.
2018...
Lanetiyle gelmişti genç adamın kollarına. Ancak genç adam bilebilir miydi ki o lanet beraberinde aşkı da getirecek?. Bilemezdi.. Tıpkı onun da bilemeyeceği gibi...
***
Artık bu yerden uzaklaşması gerektiğinin farkında olduğunda saat 00.11'i gösteriyordu. Ormanın farklı bir yolundan evine gitmek için yürümeye başladı. Ellerini karla temizlemeye çalışmak istemişti çünkü beyaz çabuk kirlenirdi. Ona göre planı kusursuz işlemişti, kimseye yakalanmamıştı ve kimse onu görmemişti. Hoş, bu ıssız yerde gecenin bir yarısı kim neden gelirdi ki?
Ancak genç adamın unuttuğu önemli bir detay vardı.. Bu ormanın diğer kısmı başka bir kasabaya açılıyordu ve o kasabaya misafir olarak gitmiş bir kadın eski günlerini yad etmek için buraya gelmişti. İşin kötü tarafı genç kadın, bu genç adamı fark etmişti. Daha da kötüsü bu genç kadın mesleğinde yükselmek uğruna her şeyi yapabilecek bir dedektifti.
-----
Selamlarr yine ben! :D İlk kurgum olan Girift'i bitirmeden ikinci kurgum olan Kırmızı Kar'ı sizlerle paylaşmak istedim çünkü daha fazla dayanamazdım! İlk bölüm için epey kısa bir bölüm olduğunun farkındayım ancak her olayı tek bir bölümde açıklamayı bu hikaye için daha uygun gördüm ayrıca olaylara yeni yeni giriyoruz tabii bunun da payı var :)
Kapak için caaaanııımm arkadaşım Kezban'a sonsuz teşekkürler ❤️ _-moonbow-_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI KAR
ActionBir kış günü, etraf kar altında, hava buz.. Bembeyaz kar, insanın ruhunu cezbediyor, adeta onu masumiyete çağırıyor.. Ancak yine bir kış günü o bembeyaz kara bir çift kan izi bulaşıyor ve kar kırmızının en acımasız tonuna bürünüyor... O karları mas...