Eet aşkım yb istediği için
atıyorum tşkBoynuma asılı kolyenin ucunu parmaklarımla kapattığımda güç alırmış gibi sıktım.
Annemin kolyesiydi bu, öldükten sonra bana kalan tek şeydi. Annem benim için her şeyden önemliydi, öl dese ölmeye hazırdım fakat ölen ben değildim, oydu.
Ona binlerce kez yalvarmıştım, sigara içmemesini söylemiştim. Beni dinlememiş, onlarcasını içmişti ve sonunda sigara onu öldürmüştü. Aptalcaydı, öldüreceğini bile bile bunu yapmak aptalcaydı.
Yine de ona kızamıyordum, yanımda olmayan birine kızamazdım. Öyle değil mi? Kızamayacağımı biliyordum, zorundaydım.
Avcumun içindeki kolyeyi de bana verirken, uzunca bir konuşma yapmıştı. Yaklaşık yarım saat sürse de o an bana asırlar gibi gelmişti. O zamanlar aklım bir karış havadaydı. Şimdiki aklım olsaydı dinlerdim, her bir kelimesini aklıma kazırdım fakat artık çok geçti. Söylediklerini hayal meyal hatırlıyordum.
Ancak, bir cümle vardı ve o cümleyi tamamıyla hatırlayabiliyordum, unutmayacağıma emindim.
'Sen tüm zorlukların arasından sıyrılmış bir meleksin, sakın şeytana kapılma.'
Bu cümlenin ne anlattığından hala emin değildim, tıpkı önceden de olduğu gibi. Ucunda melek kanadı olan bu kolyeyi asmıştı boynuma ve tam iki yıl sonra arkasında beni, babamı bırakmıştı.
Babamı seviyordum, onunla birlikte çok ağlamıştık, babam anneme aşıktı.
Fakat psikolojim berbattı ve yalnız başına bunun üstesinden gelemiyordu. Bu yüzden annem öldükten sonra başka bir kadınla evlenmişti.
Onu suçlamıyordum elbette. Kendi hayatını istediği gibi yaşayabilirdi, bana hiçbir zararı da dokunmamıştı açıkçası. O kadın, ne annem yerine geçmeye çalışmıştı, ne de babama annemi unutturmaya çabalamıştı.
Şimdiyse, ayda bir ya da iki kez konuşuyorduk. Babam çok yoğundu. Çok görüşemiyorduk bu yüzden.
Tek yaptığım eskiden sahnelerime çalıştığım, evimin koca bir odasını ayırdığım pratik odasında aynanın karşısında dans etmekti.
Müziğin bedenimle dans edişi, ruhuma iyi geliyordu. Bu benim dinlenmek için kullandığım bir yöntemdi.
Artık, yalnızca yalnızken dans edebiliyordum. Kollarım müzikle hareketleniyordu, zihnim tamamen boştu. Hiçbir şey düşünmüyordum. Kollarımla beraber, vücudumda dansa dahil olduğunda tamamen soyutlanmıştım dünyadan. Artık müzik sesi bile en düşük seviyedeydi, sadece ben ve yaptığım hareketlerden ibaretti her şey.
Bunu seviyordum.
Terapistlere binlerce kez, çuvallarla ödediğim paralardan daha etkiliydi.
Annem ölmeden önceydi tabii tüm bunlar. Dünyanın güzel yanlarından birini keşfetmiştim annem sayesinde, annem öldüğünden de bırakmıştım. Eğer dans etmeyi bıraksaydım. tutunacak dalım kalmayacaktı, bırakmıştım, kalmamıştı.Ve böylelikle ilk ölümüm gerçekleşmişti.
Evet, tutunacak bir dalım yoktu.
Dans etmeye devam ettim, saatlerce. Dans etmek annemi hatırlatıyordu, tüm güzel anılarımızı. Bunu seviyordum işte. Ancak sevmediğim bir şey vardı, anılarımıza yenisini ekleyemiyorduk, ekleyemezdik.
Sahnelere dönmeliydim.
Eskisi gibi binlerce insanın izlemek için geldiği Park Jimin olmalıydım. Ama yapamazdım, her dans edişimde ağlardım. İnsanların bana acı dolu bakışlarını dikmelerinin üstünden gelemezdim.Bunun üstesinden gelemeyeceğimden emindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ilunga
Fanfiction[vmin] "Tek eksik olan inanmaktı, sen tereddüt etmeden inandın bana, ve her şey tamamlandı." •|21.04.20|' •|?|'