6- değilim.

320 54 44
                                    

Hayatım boyunca, en azından annemi yitirene dek, uyumlu bir çocuk olmaya çalışmıştım, ağız dalaşına bile kolay kokay girmezdim, büyük kavgalara dahil olmamaya çalışır veya başlatmazdım. Annem sayesinde iyi bir çocuk olmuştum belki de, bilmiyorum. Bazen, lisedeydim, büyük sınıflar bizi eziklerdi ve biz sınıf olarak laf atardık, o zamanda bile kendi başıma böyle işlere kalkışmazdım. Bir keresinde okul çıkışında arkadaşlarımda kendimizi bir kavganın içinda bulmuştuk ve hareket bile edemeden bıçak çekilmişti, hayatımda yaşadığım en büyük kavga buydu sanırım, yine de bir şey olmamıştı, okulumuzun kapısında polisler duruyordu ve kimseye zarar gelmeden müdahale etmişlerdi. Ancak şimdi kafama dayalı bir silah vardı, ilk kez böyle bir duruma düşmüştüm.

"Evet Taehyung, burası senin odan." Duyduğum cümle vücudumu titretirken Taehyung'un korku dolu bakışları önce beni, sonra arkamda duran adamı bulmuştu.

Korkmuyorum ben ayaklarına yatmayacaktım, dizlerim ve ellerim titriyordu, her an bayılacak gibiydim, deli gibi korkuyordum, umarım beynime bir kurşun yemezdim.

"Evine döneceğini biliyorduk Taehyung." Dediğinde Taehyung'un dişlerini sıktığını gerilen çenesinden anlayabiliyordum. Adamın dediklerini duymak, ona acı veriyormuş gibi duruyordu. "Ona zarar gelirse, o sikik, itaat ettiğiniz, sizi köpekmişsiz gibi kullanan o patronunuzu gözümü dahi kırpmadan öldürürüm ya da seni. Hatırlasana, en sevdiğin arkadaşındı değil mi-" onu susturan omzumda hissettiğim acıyla inlememdi. Yine de devam etti, "kardeşime zarar verdiğinde, onu öldürdüğümü hatırla. Acı çekerek öldü, hatırla orospu çocuğu ve bırak onu!" En sonunda bağırdığında gözlerimi kapatmıştım, cidden o sinirlendiğinde çok korkunç oluyordu. Az önce birini öldürdüğünü ve tekrar yapabileceğini söylemişti, o katildi ancak düşüneceğim son şey falandı şu an, omzum acıyordu ve en azından bana zarar vermeyeceğini biliyordum

Omzumdaki eli, sırtıma inmişti ve beni Taehyung'a ittikten sonra kahverengi kapıyı sertçe kapatmış ve birkaç kez kilitlemişti.

Taehyung kollarını bana sarmış, saçlarımı okşuyordu, "Özür dilerim, özür dilerim, seni buraya getirmemeliydim özür dilerim, bunlara maruz kalmamalıydın ben özür dilerim-" bacaklarım onun bacakları üstündeydi ve ben sıcacık kolları arasında kendimi güvende hissetmiştim, "Buraya gelmek için ısrar eden bendim, tehlikeli olduğunu söylemiştin." Dedim sözünü kestiğimde.

Umarım uzun süre bana sarılmayı sürdürürdü, başım göğsüne yaslıyken ve saçlarım okşanıyorken iyi hissetmiştim, annemin yokluğunda ilk kez birisi böyle saçımı okşamıştı,"Yine de gelmemeliydin, sana bir şey yapabilirdi." Bir şey dememiştim, gelmek istemiş ve gelmiştim, sonuçlarına katlanmak zorundaydım, öyle ya da böyle.

Bebeğiymişim gibi kucağında duruyordum ve olanları düşünüyordum, Guleum burada değilse neredeydi, onun da kafasına silah dayamışlar mıydı ve en önemlisi o nasıldı?

"Taehyung," sesim o kadar kısıktı ki ben bile zor duymuştum. Elleri saçlarımdaydı ve çenesini başımın üstüne yaslamıştı. "buradan kurtulacak mıyız?" Sesimin güçlü çıkması için uğraşsamda başaramamıştım, sesim korkudan titriyordu.

Elleriyle, göğsüne yaslı başımı kendinden uzaklaştırıp ona bakmamı sağlamıştı, gözlerinden korktuğunu anlayabiliyordum ancak sesi o kadar güçlü ve kendinden emin çıkıyordu ki söylediği her kelimeye inanabilirdim, "Elbette, sadece biraz sabretmen gerek." Ellerim sıkı sıkıya tutunmasa da belindeydi, biz çok yakındık, nefesini suratımda hissedebiliyordum.

Bacaklarımı kaldırıp üzerinden, ellerimi de belinden çekmiştim. Yine de bacakları arasında duruyordum, bilmiyorum, gitmek ve ondan uzaklaşmak istememişti bedenim, ben de aklıma itaat edip kımıldamamıştım fakat Taehyung benimle aynı düşünmüyor gibiydi, kendini geri çekip ayağı kalkmıştı.

IlungaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin