8- yanına geleceğim.

336 50 102
                                    

Öpüştürdüm ehehe


En son bir yerden kaçtığımda lise ikideydim, okuldan kaçıyordum. Sevgilim okula gelmemiş ve bunu ders başladığında haber vermişti. Tabi deli çağlarımız, okuldan kaçıp zaman geçirmek istemiştim. Bu yüzden okulun arka tarafında, tellerin olmadığı ufak kısımdan kaçmıştım. Tüm gün dondurma yiyip, sahilde yürümüş, denizi seyretmiş aptal konular üzerinde saatlerce durmuştuk. Omzuma başını yaslamıştı, onu seviyordum.

Şimdi yirmi iki yaşındayım ve silahlı adamlardan kaçıyordum.

"Taehyung, sence de bu kadar kolay olması garip değil mi?"

Taehyung merdivenleri inerken aniden durup bana dönmüş ve kaşlarını çatmıştı, "Nasıl yani?" Tutunduğu demiri bırakıp tamamen bana döndüğünde omuz silkip ilerlemesini işaret etmiştim. Kımıldamayınca da önüne geçerek merdivenleri inmeye devam etmiştim, "Ne bileyim senin anahtarı kolaylıkla alman, bizim kimseye yakalanmadan kolayca sıyrılabilmemiz, garip değil mi?"

"Bilmem." Arkamdan adımladığında iç çamaşırıyla sokağa çıkacak olmam beni germişti sanırım. Ancak pantolon alacak paramız yoktu, şu anda hiçbir şeyimiz yoktu.

Merdivenler bittiğinde çıplak ayakla ilk adımımı atmıştım sokağa, "Biri sana bir şey söylerse onu döverim, endişelenme." Omzumun üstünden kulağıma fısıldadığında gülümsemiştim. Ben yaralarımı kimseye göstermezdim, küçükken düştüğümde dizim kanasa da anneme söylemezdim, şimdi herkes görecekti, Taehyung görmüştü bile.

Sokakta koşuyorduk, muhtemelen beni deli falan sanıyorlardır, biraz öyle sayılabilirdim, pek akıllı olduğum söylenemezdi. Ara sokaklardan ilerliyorduk ve ben nereye gittiğimizi bilmiyordum, umarım Taehyung biliyordur.

Yaklaşık on dakikadır durmadan koşuyorduk ve artık dizlerimde güç kalmamıştı, durup soluklandığımda Taehyung da fark edip yanıma gelmiş ve kolumdan tutmuştu, ne yapacağımızı bilmiyordum, ne olacağını da. Taehyung'la hep beraber mi olurduk yoksa yollarımızı ayırır mıydık ya da ben ister miydim onlarla zaman geçirmek, yaşadıklarımı kolayca atlatabilir miydim mesela, bilmiyordum işte.

Ama yine de şu an daha büyük sorunlarım olduğu kesindi, öncelikle yaşamak, sonra bir pantolona da hayır demezdim, ayrıca en sevdiğim eşofmanımdı o, neyseki çok sevdiğimden iki tane almıştım ve biri hala duruyordu, güzel taraflarından da bakmamız gerekiyordu.

"Jimin, iyi misin?" Eli karnıma değdiğinde sızlayan bedenim, yanmıştı. Evet acısına alışmıştım ama dokunmak, öleceğim sanmıştım, canım acıyordu. Yüzümü buruşturduğumda mırıldanmıştım, "Hayır, canım acıyor." Üstelik çıplak bacaklarımdaki yaralar havayla temas ettiğinde de yanıyordu. Yapacağınız işi sikeyim demezler mi adama? Kaşları çatılmıştı, suratında anlamdıramadığım bir ifade vardı.

"Gitmemiz gerek." Beni bırak sen git Taehyung, yapamayacağım, kendimi feda ediyorum tanımadığım bir adama. "Biliyorum, gidelim." Beni nereye götürecek bilmiyordum ama kolumu omzuna atıp belime sarmıştı kendi kolunu, yorulduğumu da biliyor olmalıydı. Artık koşmuyorduk, ben zaten yeteri kadar uzaklaştığımızı düşünüyordum.

Duyduğum adam sesleri teorimi yerle bir ederken bir binanın girişine itmişti Taehyung beni, "Beni tanırlar, sokakta kaç tane çıplak gezen adam var sanki?" Dediğimde yakınlaşan seslerle ikimizde seslere odaklanmıştık. Bu sefer öldüreceklerine emindim, elektrikli sandalyeye bağlamasalar iyiydi, en korktuğum şeyler arasında ilk üçe girerdi sanırım. "Ne yapacağı-?"

Sırtımı kapıya yasladığında yüzünü bana yaklaştırmış, kollarımı tutarak kendi boynuna sarmamı sağlamıştı, "ayakkabılarımın üstüne bas, ayaklarını görmesinler." Dediğini yaptığımda, arkamda kalan boşlukla ona iyice sarılmıştım, bir adım atarak beni kapı ve duvarın kesiştiği noktaya, sıkıştırmış ve bir elini kapıya yaslarken diğer elini belime koymuştu. Korkunun verdiği heyecanla kalbim hızlı atıyordu, adamlar iyice yaklaşmışlardı, ya ölecektik ya da bu yaptığımız işe yarayacaktı. Ama bana göre ben onlar bizi bulmadan heyecandan ölecektim.

IlungaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin