Gün Batımı

3 0 0
                                    

Gün batımı nerede güzel izlenir çok iyi biliyordum. Çünkü beni bırakıp giden o kadınla buralara çok geliyorduk.
Kız ile birlikte yürüyerek yokuş yolları çıkmaya başladık. Kız tüm masumluğuyla etrafına bakınıyordu. Sanki buraları ilk defa görmüş gibiydi.
Tam tepeye çıktığımızda bir bank bulup oturduk. Uçurum yamacındaki evleri,ağaçları,yolları ve parkta oynayan çocukları izlerken,

"Her şey ne kadar da güzelmiş meğer"
diyen kıza baktım. Kafa sallayarak onayladım.

Saat daha henüz 6'yken güneş batmaya hazırlanırken biz sadece çevreyi izliyorduk.

Birden "Abi, ben senin yaşadıklarının birazını biliyorken adını neden bilmiyorum?"

Gerçekten kız benim yaşadıklarımın bir kısmını biliyorken adımı neden söylememiştim. Çok garipti. Gülümsedim ve,

"Adım Cihan Aksoy. Peki ben senin ismini ve yaşadıklarının çoğunu biliyorken neden soy adını bilmiyorum?"

"Sumru Aktaş"diye cevapladı.

Neden güldüğünü bilmiyordum ama burası neşe vermiş gibiydi.

"İkimizin de soyadı -AK- ile başlıyor ama hayatımız hiç de BEYAZ değil"

Bunu duyunca gülmemek elimde değildi. Gerçekten de doğruydu. Hayatımız hiç de ak yani beyaz gibi değildi. Kesinlikle yaşadığımız karanlık günlerimiz vardı. Kısaca hayat bir şekilde darbesini vurmuştu. 

Uzun sürmeyen sessizlik sonrası kız bıkmış bir halde "Biraz konuşsak ne olur ? Susmak bize hiç yakışmıyor. Hem artık sessizlikten çıkmak istiyorum. Söz vermemiş miydin?
Güçlü olacağız dememiş miydin?
Sürekli dalıyorsun Cihan abi kendine gel "

Doğru söylüyordu söz vermiştik bir kere. Sözünde durmayan güçlü olamaz demiştik.
"Merak ettiğin bir şey var mı bende?"

"Bana kendini anlatsana, kızını anlat,aileni anlat,hayatını anlat. Olmaz mı? Anlatmak istemezsen de anlatma ben başlayabilirim"

Kız masum masum bana bakıyordu. Bense nerden başlayacağımı bile bilmiyordum. Yüzümü çevirerek uçuruma diktim gözlerimi.
O ân hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Baştan başlamalıydım.

"KIRIK VE YARIM KALMIŞ KALPLERİN HİKAYESİ KISA OLUR"

Hayatım da kısaydı tabii. Anlatsam beni bir tek bu kız anlayabilirdi. Ne kadar baştan olmasa da konuşmaya başladım.

" Ben 5 yaşına daha yeni girmiştim ki ailem trafik kazasında ölmüş. Hatta bir erkek kardeşim vardı. Ben o gün neredeydim hiç bir fikrim yok ama ben de o arabanın içinde onlarla birlikte ölmek isterdim. Geçmişe gidecek olsam o âna geri giderdim. Öleceksek,yazılmışsa böyle bir şey ya hep beraber ya da tek ben. Ama olan oldu. Geçmiş yok artık...
Kazadan sonra beni birileri gelip Hasan dedemin yanına götürmüştü. Dedemle birlikte kalmaya başladık ama uzun sürmedi. Sanırım 1 ya da 2 ay. Dedem de öldü artık bir sığınağım yoktu. Sonrası malum tabii ben de senin gibi yetimhanelerin soğuk odalarında büyüdüm. Kimsem yoktu. Yetimhanedeki çocuklarla sürekli kavga ederdim. Hatta bir çok kez yetimhane müdürü yanına çağırıp yetimhaneden çıkış yaşım gelmeden beni sokağa atacağını söylerdi. İnanmazdım. Aldırış etmezdim.Herkesi 18 yaşına kadar tutmak zorundaydı. Ben 5 yaşımda yetimhaneye geldim. Ailemin bir süre sonra gelip beni alacağına inanırdım çünkü beni yetimhaneye bırakanlar ben çok soru sorduğum için annen ve baban burada beklemem gerektiğini ve geleceklerini söylediklerini söylemişlerdi bana. Taa ki 10 yaşıma kadar. 10 yaşımdayken her şeyin farkına varmıştım. Kaza yılları kardeşim daha yeni doğmuştu. 1 yaşına daha yeni girmişti sanırım. Kardeşimin nasıl olduğunu hiç hatırlamıyorum. Kardeşimin adı Yağız, annemin adı Ceyda, babamın adı da Yiğit. Babam ve annemi hayal gerçek karışımı hatırlıyorum işte.
Annemin sarı siyah karışımı saçları vardı. Bak işte benim saçlarım da annemin saçlarını andırıyor. Babamın ise gözlerini asla unutamıyorum. Mavi gözleri çok güzeldi. Galiba bu hayatta en son unutacağım şey babamın gözleri,annemin saçları ve kardeşimin omuzundaki kocaman bir beni olması. Bunları asla unutamam çünkü hatırladığım başka hiç bir şey yok..."
Duraklamıştım. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.
"10 yaşımdan sonra her şey çok çabuk gelişti. 17 yaşıma geldim ve bir işe girdim. 18 yaşımda yetimhaneden çıkışımı yaptım ve eve yerleştim. Sonrasında olanlar oldu. Sana bahsettiğim kadın ile 17 yaşımda tanıştık. Ve evlendik. Kızım oldu. Kızımın adı Ayla. O kadının adı ise Ela.      En kötüsü işte ne kızım var ortada ne de düzelmiş bir kalbim. Kızımın saçları aynı benim saçlarımdan. Gözleri de o kadının gözlerine benziyordu. Ela ela etrafa bakıyordu... Bu kadar yani şimdi ise gördüğün gibi...."

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin