Bölüm 4

11.2K 1K 1.8K
                                    

Queen
Bohemian Rhapsody (1975)

      Draco, Harry'nin iyi olmadığının farkındaydı ama altında bu kadar yoğun acıların yattığını hiç düşünmemişti. Tavırlarının, ruh halinin daha basit sebeplerden kaynaklandığını sanmıştı. Ginny ile ayrılığından dolayı olabileceğini bile düşünmüştü ama hiç beklemediği noktalarla karşılaşmıştı. Harry'nin bu kadar çaresiz olabileceği aklının ucundan bile geçmezken şimdi kollarına almış, teselli etmeye çalışıyordu. Ne söyleyebilirdi ki? Onu iyi olabileceğine nasıl inandırabilirdi? Bilmiyordu. Doğrusu Harry de bunu umursamıyordu. Bir süre sessizce sakinleşmeyi bekledikten sonra geri çekildi, ayağa kalktı ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.

      Draco arkasından bakarken, "Nereye?" diye sordu.

      "Uyuyacağım," diye cevaplarken yatak odasının kapısını açtı Harry. "Sadece uyumak istiyorum. Giderken kapıyı çekersin."

      Draco cevap veremeden yatak odasının kapısı kapandığında ne yapacağını bilemeyerek oturmaya devam etti. Buradan gitmeye niyeti yoktu. Harry ile doğru düzgün konuşmadan, ona iyi gelecek bir şeyler bulmadan gitmeyecekti. Ancak şimdi belki de biraz uyumasına izin vermeliydi. Onu zorla karşısına oturtup konuşmaya devam ettiremezdi. Yani aslında yapabilirdi ama bu pek mantıklı bir hareket olmazdı. O yüzden yerden kalkıp bir süre boş boş odaya bakındı. Sonra rafların olduğu tarafa gidip plakları incelemeye başladı. O sırada duyduğu şak sesiyle irkilerek arkasına döndü.

      "Sen kimsin?" diye sordu telaşla. Karşısındaki ev cinine bakarken refleks olarak asasını çıkarmıştı. "Burada ne işin var?"

      "Asıl sen kimsin?" dedi ev cini. "Kreacher seni burada hiç görmedi!"

      "Potter'ın arkadaşıyım," diye açıkladı Draco.

      "Efendinin arkadaşa ihtiyacı var. Kreacher da ona yemek getirdi," derken sinirli görünüyordu Kreacher. "Kreacher her gün iki kez yemek ve iksir getiriyor." Yemek masasına yemekleri ve iksir şişesini bırakırken konuşmaya devam etti. "Yoksa aç kalır, düzgün yemiyor! Efendi uyuyor mu?"

      "Evet," dedi Draco, şaşkınca. "Ne iksiri?"

      "Uyku iksiri," diye açıkladıktan sonra masayla uğraşmayı bırakıp Draco'ya döndü. "Kreacher efendinin en sevdiği turtadan da getirdi," dedikten sonra başıyla selamlayıp hiçbir şey söylemeden ortadan kayboldu. Draco şaşkın şaşkın dikilmeye devam ederken Harry'yi çağırıp çağırmaması gerektiğini düşündü. Henüz uyumadıysa yemek yemesi için çağırabilirdi.

      Yatak odasının kapısına gidip kulağını iyice yaklaştırdı ve dikkatle dinledi. Ses yoktu. İçeri girip girmeme konusunda bir süre kararsız kaldıysa da girmemeye karar verdi. Hala elinde olan asayı yemeklere doğrulttu ve sıcak kalmaları için bir büyü yaptı. Sonra yeniden raflara gidip kitapları karıştırmaya başladı. Hayatı boyunca büyü kitapları okumaya alışmış olan Malfoy, Muggle yazarlara ait kitapları görmenin şaşkınlığını yaşıyordu.

      Harry saatler sonra gözlerini açtığında karşılaştığı manzaranın gerçek olmadığını düşündü. Uyku sonrası sersemliğinden kaynaklandığını düşünerek gözlerini kapattı ve yeniden açtığında daha normal bir görüntüyle karşılaşmayı diledi. Ancak görüntü değişmemişti. Yatağın diğer tarafında yarı uzanmış halde kitap okuyan bir Draco vardı.

      "Şaka olmalı," diye mırıldandı kendi kendine. Draco onu duyar duymaz başını çevirip bakışlarını yakaladı.

      "Günaydın," dedi, hafifçe gülümseyerek. "Gerçi günaydın demek için çok saçma bir saat ama olsun."

Master of Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin