Bölüm 3

10.3K 1K 1K
                                    

Bon Jovi
It's My Life (2000)

      İç çekerek koltuktan kalkarken kapıda kimin olduğunu biliyordu. Çünkü bu eve kendisi dışında adım atan tek kişi Draco'ydu. Ron ve Hermione bile nerede yaşadığını bilmiyorlardı. Eğer bir başkası daha Harry'yi bulmayı kafaya koymadıysa kapıdaki Draco'dan başkası olamazdı. Harry kapıyı açtığında ve karşısında Draco'yu gördüğünde haliyle hiç şaşırmadı.

      "Bensiz en fazla bir hafta mı dayanabiliyorsun, Malfoy?" diye sordu, sırıtarak. Draco yüzünde ufak bir şaşkınlıkla gülümserken cevap veremedi. "Bu sefer neden geldin?"

      "Dün duruşma vardı," dedi. "Aklandık, yeniden."

      "Öyle mi?" diye sordu Harry. "Sevindim. Bunu haber vermeye mi geldin?"

      "Teşekkür etmeye geldim."

      "Neden?"

      "Gerçekten bilmiyormuş gibi mi davranacaksın?"

      "Neyi?"

      "Hadi ama, Potter. Dün duruşmadan önce bakanlıkta görülmüşsün ve Büyüceşura üyelerinden bir kişi bile aleyhimizde oy vermedi."

      "Neyden bahsettiğini bilmiyorum," dedi omuz silkerek. Elbette inandırıcı değildi.

      "Pekala. Yine de şunu vereyim," derken arkasındaki elini öne getirdi ve biraz kaldırdı. Elinde bir plak tutuyordu. "Yeni çıkmış sanırım, yoktur diye düşündüm."

      Harry şaşkınca plağa dikti bakışlarını. "Bon Jovi," diye okurken uzanıp elinden aldı. "Yoktu, teşekkür ederim."

      Draco sadece başını sallayarak karşılık verdi ve birkaç saniye sessizce dikildi. Aralarındaki bakışma uzayınca boğazını temizledi. "Donmadan önce içeri girerim diye düşünüyorum ama..."

      "Ha," diyerek kenara çekildi Harry. "Gidersin diye düşünmüştüm."

      "Konuşasım var," dedi ve içeri girdi hemen.

      Harry arkasından kapıyı kapattı ve plağa bakarken, "Ne konuşasın var?" diye sordu.

      Draco atkısını ve paltosunu koltuğa atıp oturmuştu bile. "Saçların gitmiş," dedi, sorusunu umursamadan.

      Harry bakışlarını plaktan kaldırıp Draco'ya dikti. "Konuşasım var derken bunu kastetmemişsindir umarım," dedi alayla. Sonra pikaptaki plağı çıkarıp Draco'nun getirdiğini yerleştirdi.

      "Uzun halini sevmiştim."

      "Sirius da sevmişti," dedi farkında olmadan.

      "Ne?"

      "Yani- severdi demek istedim. Neyse, bakalım ne getirmişsin," diye geçiştirmeye çalışarak müziğin sesini yükseltti ve koltuğa oturdu.

♪ This ain't a song for the broken-hearted

(Bu kalbi kırılmışlar için bir şarkı değil)

No silent prayer for the faith-departed

(İnancı bitmişler için sessiz bir dua değil) 

      Harry elinde olmadan gülmeye başladı. "Ne kadar da benlik ama," dedi iğneleyici bir tonda.

♪ I ain't gonna be just a face in the crowd

Master of Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin