Bölüm 7

10.2K 971 1.1K
                                    

R.E.M.
Everybody Hurts (1992)

Queen 
Love Of My Life (1975)


      Aradan beş gün daha geçti. Günlük rutinleri pek değişmemişti. Sadece 'birbirlerinden uzak durma' çabası eklenmişti. Aşktan bahsettikleri geceden sonra konu bir daha açılmamıştı. Zaten o gece de oldukça tuhaf geçmişti. Harry, Draco'nun omzunda uyuyakaldıysa da sabah koltukta ona yapışmış halde uyurken bulmuştu kendini. O sabahtan beri de birbirlerine dokunmamayı, gereğinden uzun bakmamayı, yaklaşmamayı tercih ediyorlardı. İstemediklerinden değildi. Aksine; fazla istediklerindendi. Aralarındaki iletişimi bozacak bir adım atmaktan korkuyorlardı. Bu korkuyu ikisi de dile getirmediği için karşı tarafın uzak durmasına farklı anlamlar yüklüyorlardı. Kısacası ikisi de o geceden sonra aptallaşmıştı.

      Draco'nun orada daha ne kadar kalacağı konusu da vardı. Dile getirmedikleri sebeplerle eve yerleşmiş gibiydi. Harry soramıyor, daha doğrusu sormak istemiyordu. Çünkü Draco'nun klasik cevabıyla karşılaşacağını biliyordu. Sana yaşamak için sebep bulana kadar, diye cevap verirdi kesin. Ama bu bir yalandı. Çünkü orada olduğu sürece kitap okumaktan, müzik dinlemekten ya da sohbet etmekten başka bir şey yapmıyorlardı. Bu şekilde ona yaşamak için sebep buluyor sayılmazdı. Asıl sebebin onu korumak olduğu ortadaydı. Harry ise bunu görmezden gelmeyi tercih ediyordu. Belki de öyle olamamasını umduğundandı.

      "Malfoy," diyerek koltuğun diğer tarafında oturan Draco'nun bacağını dürttü ayağıyla.

      Draco başını kitaptan kaldırmadan güldü. "Sence de artık birbirimize isimlerimizle seslenmenin zamanı gelmedi mi?"

      "Hmm," dedi düşünerek. "Bir deneyelim."

      "Pekala," diyerek başını kitaptan kaldırdı ve ona döndü. Ardından çok önemli bir şey söylüyormuş gibi ifade takındı yüzüne. "Harry."

      Harry ciddi kalmakta zorlanarak kafasını salladı. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. "Yok," dedi sonra. "Sen en iyisi Potter ile devam et."

      "Hadi ama!" Draco isyan ederek doğruldu. "Bunca yıldan sonra sana adınla seslenme şansım var ve bunu elimden alıyor musun?"

      "Onca yıl bana adımla seslenebilirdin ama sen okulu POTTAH diye inletmeyi seçtin," diyerek omuz silkti. Artık sırıtıyordu. "Her neyse, Draco, ben diyorum ki bugün rutini bozabiliriz."

      Draco yüzüne yapışıp kalan aptal bir gülümsemeyle Harry'nin suratına bakıyordu. "Ne?" diye sordu anlamamış gibi.

      Harry gözlerini devirdi. "Diyorum ki bugün daha farklı-"

      "O değil," dedi, sözünü bölerek. "Tekrar söylesene."

      Harry ne kastettiğini elbette anlamıştı ama biraz eğlenmeye karar verdi. "Üçüncü olacak, ne oldu, bu defa beyni çalışmayı bırakan sen misin? Dışarı çıkalım diyorum."

      "Anladığın ama pislik yaptığın için seninle konuşmayı kesiyorum, Potter." Gözlerini kısarak önündeki kitaba döndü. Harry ise sırıtmaya başlamıştı.

      "Draco," diye seslendiğinde Draco ona bakmadı ama yüz ifadesinin değiştiğini görebiliyordu Harry. "Draco?"

      "Seni duyamıyorum," dedi kitabın sayfasını çevirerek.

      Harry daha yüksek sesle, "Draco," diye tekrarladı.

      "Bir şeyler duyuyorum sanki."

Master of Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin