Bölüm 8

10.6K 995 1.1K
                                    

Bryan Adams 
(Everything I Do) I Do It For You (1991)

      Kendisini geride bıraktığı için Draco'ya olan öfkesi, ona bir şey olma ihtimalinin doğurduğu endişe ve zarar vermeyi denedikleri için adamlara duyduğu nefret bir araya geldiğinde ortaya çıkan Harry; tehlikeliydi. Savaştan sonraki bir yılı elindeki asanın gücünü sınayarak ve onunla güçlü bir bağ kurarak geçirmişti. Sevdiklerinin bir daha zarar görmemesi için güçlenmesi gerektiğini düşündüğü zamanlardı. Hayatı boyunca hiç duymadığı büyüleri öğrenmiş, zamanı geldiğinde kullanabilmek için ustalaşmıştı. Ancak sahip olduğu gücün zamanla kendisini tükettiğini ve ona bağımlı olmaya başladığını fark ettiğinde Mürver Asa'yı kullanmayı bırakmış, bugüne kadar eline bile almamıştı. Bugün; Harry'nin gelmesinden korktuğu türden bir gündü ve zayıf düşmeye hiç niyeti yoktu.

      Suya hapsolmuş adamları izlerken öfkesi dinmek yerine daha da kuvvetleniyordu ama onları boğmayacaktı. En azından suyla değil. Asasının bir hareketiyle su kütlesini okyanusa geri gönderirken adamlar doğrulmaya çalıştılar. Harry ise onlara birkaç saniyeden fazlasını vermedi ve asasını bir kez daha salladı. Böylece adamların boyunlarında halat belirdi. Harry asasını yukarı kaldırırken adamlar da yükselmeye başladılar. Draco şok içinde bir onlara, bir Harry'ye baktı. Sonra Harry'ye doğru koşmaya başladı.

      "Potter!" diye bağırarak dikkatini çekmeye çalıştı. Harry'nin umurunda olmamıştı. O sırada ev cinleriyle beraber başkalarının cisimlendiğinin bile farkında değildi. Ron, George, Hermione, Neville, Luna, Dean ve Seamus biraz ileride belirmiş ve ellerinde asalarla donup kalmışlardı.

      Draco, Harry'ye ulaştığında, "Onları öldüreceksin," dedi telaşla. "Yapma." Harry tepki vermedi. Adamlara bakarken gözlerini bile kırpmıyordu. "Harry," dedi, yalvarır gibi. "Sen böyle biri değilsin. Sonra pişman olacaksın, biliyorum. Yapma."

      Harry yine tepki vermedi. Draco bu kez asa tutan eline doğru uzandı ve hafifçe bileğini kavradı. "Lütfen," dedi. "Sen katil değilsin." Harry yutkundu ve bir anlığına Draco'ya baktı. Draco bundan cesaret alarak elini indirmeye çalıştı. Harry ona karşı koymadı, asasını indirip adamların yere yığılışını izledi. Birkaçı nefes almak için kıvranırken diğerleri baygındı. Az önce gelen arkadaşları adamları kontrol ederken Ron ve Hermione onlara doğru yaklaşıyorlardı.

      Harry başını çevirip Draco'ya baktı. Zarar görüp görmediğini anlamak için hızlıca süzdüyse de tavrını korumaya çalıştı. "Korunmaya ihtiyacım olmadığını söylemiştim," dedi. "Kendimi korumuyor olmam, koruyamayacağım anlamına gelmiyor, Malfoy."

      Draco bir şey demeden başıyla onaylarken yaklaşan ayak sesleriyle başını çevirdi Harry. Karşısında Hermione ve Ron'u gördüğünde ne tepki vermesi gerektiğini kestirememişti. En son beş ay önce gördüğü arkadaşlarına öylece bakmaya başladı. Ron da, Hermione de daha fazla dayanamayınca birkaç adımda iyice yaklaşıp aynı anda sarıldılar Harry'ye. Draco ise rahat etmeleri için birkaç adım uzaklaştı.

      "İyisin," dedi Hermione. Sesi ağlamak üzereymiş gibi çıkmıştı.

      Geri çekildiklerinde Ron, "Bizi korkuttun, dostum," diyerek gülümsedi.

      "İyiyim," derken kafasını da sallamıştı Harry. Gülümsemeyi denedi ama pek başarılı olamadı. Hala sakinleşmiş değildi. Rol yapmak onun için kolay olmayacaktı ve Draco herkesten daha farkındaydı durumun.

      "Geç kaldığımız için üzgünüz, Harry." Neville yaklaşıp Harry'nin omzuna dokundu.

      "Bize iş bırakmamış ki zaten," diyen George'du. Gayet keyifli görünüyordu.

Master of Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin