10. Bölüm.

641 34 109
                                    

Selamlar! Öncelikle 2K olduğumuz için teşekkür ederim. Oylarınız ve yorumlarınız benim için çok değerli, lütfen beni desteklemeye devam edin. ❤

Bölüme geçmeden önce uyarmak istiyorum, çok uzun bir bölüm.
10. 397 kelime. 😂 Bu bölümden sonraki birkaç bölüm de böyle uzun olacak. Bence çok seveceğiniz bir bölüm. Bol bol yorum bekliyorum! Keyifli okumalar. 💕

✒✒✒

"Leon'u buraya davet etmen çok güzel bir şey, aynı zamanda önemli bir gelişme. Davet edebildiğine göre hastalığını öğrendiğinde verdiği tepki ona karşı güvenini büyük oranda etkilemiş olmalı."

"Garip bir şekilde ona karşı bir güven hissediyordum zaten. Eğer hissetmeseydim ilk başta, bana kitabı için yaptığı teklifi reddederdim. Leon daha tanıştığımız zaman beni konuşmasıyla, hareketleriyle etkilemişti. Bu etki ne zaman böyle bir şeye dönüştü bilmiyorum... Şöyle anlatabilirim bunu; karşında çok sıcakkanlı bir insan varken ona karşı soğuk davranamamaya başlarsın zamanla. Önce kaba olduğunu düşünerek suçlu hissedersin sonraysa bir bakmışsın, senin de ondan bir farkın kalmamış."

"Onun gideceğini söylemiştin. Yokluğunu düşünmek seni üzüyor mu?"

"Üzüyor tabi... Rüya sanki ona gönülden bağlandığımı hissediyorum. Hislerimi sorguluyorum ama galiba hissettiklerime en yakın şey bu, gönülden bağlanmak. Aramızda görünmez bağlar var, anlayabiliyorum bunu. Görünmez diyorum ama elimi uzatsam tutabilirmişim gibi geliyor. Tutabilirsem bırakamam, bırakmak zorunda kalırsam kaybolurmuşum gibi..."


Hilal dün Rüya'yla konuştuklarını düşünürken Dudu'nun peşinden sürüklenmeye başladı, nefes nefese kaldı. Bir saattir geziyorlardı. Telefonu çaldığında cebinden çıkarttı, ekrana baktı. Melis arıyordu. Yanıtlayıp kulağına yasladı.

"Alo?"

"Hilal nasılsın?"

Hilal Dudu'yu zar zor durdurdu, derin bir nefes aldı.

"İyi değilim Melis. Dudu'yu gezdirmeye çıkarttım. Artık o beni gezdirmeye başladı. Yorulmadı hiç. Eve dönmeye çalışıyorum."

"Öyledir benim kızım. Eh sen istedin biraz daha kalsın diye. Bir de iyi tarafından bak, yağ yakıyorsun."

Hilal güldü. Leon, Dudu'yu çok sevdiği için kalmasını istemişti. Yüzündeki gülümsemenin solması uzun sürmedi. Bugün, Leon'un İstanbul'daki son günüydü. Yarın bu saatlerde Yunanistan'da olacaktı. Eve gidene kadar Melis'le sohbet etti. Evin işlerini hallettiği için mutlu olduğunu anlatıyordu. Hilal'de en az onun kadar mutluydu. Melis sürekli eşya fotoğrafı attığından galerisi bir sürü eşyayla dolmuştu. Dün gece hepsini gönül rahatlıyla silmişti. Sokak kapısından içeri girdiğinde, "Sonra konuşalım mı? Asansöre bineceğim şimdi" dedi.

"Olur."

"Görüşürüz sonra."

"Görüşürüz, işlerin bitince ara."

"Tamam."

Telefonu kapattı, Dudu'ya baktı.

"Çok yordun beni Dudu."

Eğilip kucağına aldığında biraz kirlendiğini fark etti.

"Anlaşılan yine duş vaktin gelmiş. Ben de alsam iyi olur aslında, dışarısı çok sıcaktı değil mi annecim?"

Satırların Arasında (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin