Giriş.

1.1K 52 42
                                    

Merhaba! Yeni bir kurguyla karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Bölüme geçmeden önce önemli bir şeye değinmek istiyorum. Bu hikayeyi çok severek kurguladım fakat yayımlayıp yayımlamamak arasında gidip geldim çünkü Vatanım Sensin final olduktan sonra, hikayelere olan ilgi azaldı. (En azından benim hikayelerimde) Oy, yorum her yazarın hakkıdır bunları alamadığımda bir yerden sonra benim de şevkim kırılıyor. O yüzden hikayeyi yayımlamak konusunda kararsız kaldım ve bekledim. Aylar öncesinden yazmaya başladığım halde bekleme nedenlerimden ilki buydu.
İkincisi yks illeti tabi. Neyse ki çok az kaldı bitecek. Hikayenin devamlılığının bozulmaması için bekledim ama zaman buldukça, bunaldıkça yazdım böylece bölüm stoklamış oldum. Bölümler eğer bir aksaklık olmazsa haftada bir gelecek.

İlk bölümden bunları yazmayı hiç istemezdim ama genellikle ilk bölümde gelen oy oranı bir daha gelmiyor. Artık problemin bende, kalemimde ya da kurgularımda olduğunu düşünmeye başladım en kötüsü de öyle mi yoksa değil mi hâlâ bilmiyorum. Eğer öyle buluyorsanız, bana bunu iletmeniz gerekir.

Bu arada inşallah tez zamanda bu virüsten de kurtuluruz. Hikayeyi atacak bu zamanı buldum evet...

Kapaktaki shop için chamaemilla_'ya yeniden teşekkür ederim. ❤

Keyifli okumalar.

Останови меня, не убивай меня

Durdur beni, öldürme beni.

Просто читай меня между строк

Sadece beni satırların arasında oku.

Переживай, и люби, и страдай

Hayatta kal ve sev ve acı çek,

Мы встретимся снова, прощай

Tekrar görüşeceğiz, hoşçakal.



15 Mart 2020.

Leon navigasyonun gösterdiği sokağa girdi, kütüphaneyi görebilmek için etrafına baktı. Navigasyondaki ok sol kaldırımda, beyaz büyük bir binayı gösteriyordu. Telefonu cebine koydu, karşı kaldırıma geçti. Binanın kapısının önündeki yazıyı okuduğunda doğru kütüphaneye geldiğini anladı, rahat bir nefes verdi. Bu aletle arası hiç iyi değildi. Daha önce birçok kez kaybolmuştu. Büyük, ağır kapıyı itip içeriye adımını attığında dudakları aralandı. Adeta büyülenmişti. Yorumlarda övüldüğü kadar vardı. İki katlıydı, kocaman rafları, geniş masaları ve pencereleri vardı. İçerisi aydınlıktı, mis gibi kitap kokusu her yeri sarmıştı. Henüz birkaç dakika burada olmasına rağmen gerçekten kütüphanede nasıl davranılmasını bilen insanlar olduğunu anladı. Buradan önce gittiği iki kütüphane hem bu kadar büyük değildi hem de hiç sessiz değildi. Mutlulukla gülümsedi, yazmaya devam etmek yerine biraz gezmenin, burayı keşfetmenin iyi olacağını düşündü. Yavaş adımlarla kendine bir başlangıç noktası seçti, gezmeye başladı. Tür tür ayrılan kitapları incelerken yukarıdaki raflarda daha eski hatta tırtılmaya yüz tutmuş kitapların olduğunu gördü. Bu kütüphane onun yeni mekanıydı. Yeterince gezdikten sonra üst kata gitmek için merdivene doğru yürümeye başlamıştı ki bir ses duydu.

Duru, sakin bir kadın sesi.

Başını sağa tarafa çevirdi. Oradan geliyordu. Ses çıkartmamaya özen göstererek oraya doğru yürüdü. Aralarında bir raf olmalıydı, sesi çok net geliyordu. Parmak uçlarında yükseldiğinde arkası dönük bir şekilde gördü. Sarı saçları omuzlarının hizasında, sağ omzunda çantası asılıydı. Elindeki kitabı bırakıp çantasını omzundan indirişini, içinden eski bir defter çıkartışını izlerken neden burada durduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Kadın sayfaları karıştırdı, en sonunda aradığını bulmuş olmalıydı ki gülümsedi.

Satırların Arasında (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin