4K 🎉 Çooook teşekkürler. 💕 Son bölümü atalı bir hafta olmasına rağmen hem yorum hem de oy sayısı artmadı ve biraz üzüldüm açıkçası...
Sizce hikaye nasıl gidiyor? Belki hoşunuza gitmeyen şeyler yazmış ya da sizi sıkmış olabilir miyim bilmiyorum ama sormak istedim. Bu arada uzun bölümler bitti, bundan sonraki bölümler daha kısa olacak.
Gidişatı nasıl bulduğunuzu merak ediyorum. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. 🙏✒✒✒
Leon omzunda uyuyan Hilal'i incelerken sağ elini yavaşça kaldırdı, saçlarını düzeltti. Araba sallanıyordu ama Hilal bundan etkilenmiyor olmalıydı. Uçaktan inip bu arabaya bindikleri an omzuna yatmış, uykuya dalmıştı. Dudaklarını alnına Hilal'in bastırdı, gözlerini kapattı. Her ne kadar birkaç gün kalıp dönmüş olsalar da tatilin en kötü yani insanın üzerinde bıraktığı yorgunluktu. Yine de bu yorgunluğu Hilal'le yaşamaktan büyük bir keyif alıyordu. Aslında bu zaman dilimini tatil kelimesiyle geçiştirmesi pek doğru değildi. Olsa olsa unutulmayacak bir dönüm noktası olabilirdi.
Her şey üst üste gelmişti. Bazılarını tahmin etse de beklenmedik şeyler yaşamıştı. Bu kadarı Leon'un hayal gücünü bile aşıyordu. Kendini bedbaht konulu bir romanın baş kahramanı olarak buluvermişti. Yanında Hilal'in olması, tek şansıydı fakat bundan sonra her şey bambaşka olacaktı. İnsanı yaşadıkları şeyler değiştirirdi. İyi veya kötü bir tecrübe olarak kalacaktı anılarında. İlk günlerde böyle düşünmemiş, unutmak hatta yok saymanın en iyisi olacağını söylemişti fakat şimdi dersini çok iyi almıştı. Acı ve yalnızlık duygusu azaldıkça, gözlerinin önündeki pus dağılmaya başlamıştı. En azından hatırlamak artık canını yakmıyordu. Bir tebessüm oluşuyordu yüzünde ve gerçekleri görebildiği için mutlu olan bir adamın gülümsemesiydi. Kendine acıyan, hep bir ihtimal veren adamı Yunanistan'da dedesinin kulübesinde o büyüteçle beraber çekmecenin içinde bırakmıştı.
Bu dönüm noktası zamanında ailesi içinde olanları bir kenara koyduğunda Hilal'le sevgili oldukları gerçeğini görüyordu. O kadar şeyin içerisinde bir ışık demeti misali parlayan bu hadise, yaşadıklarının kesinlikle gerçek olduğunun kanıtıydı. Doğduğu, büyüdüğü topraklarda sevdiği kadın tarafından kabul edilmişti. Oraya giderken en çok bunun olma ihtimalini aklından geçirmemişti. Sadece gelip o yerleri gördüğünde kendisini daha iyi anlayacağını ummuştu. Hilal öyle bir ters köşe yapmıştı ki... Güldü, ona daha sıkı sarıldı. Belindeki kolların sıkılaştığını hissedince eğilip Hilal'in yüzüne baktı. İfadesinin gevşemesi için yanağını okşadı. İstediği gibi Hilal'in çatılan kaşları düzeldi, dudakları aralandı ve büzüştü. Kendini tutamayıp eğildi, üst dudağını dudaklarını arasına aldı. Yavaşça emdiğinde Hilal önce irkildi ama daha sonra biraz doğrulup dudaklarını araladı, Leon'un dudaklarını öptü. Leon geri geri çekildiğinde gözlerini araladı, etrafına baktı. Kollarının arasından çıkmak için bir hamle yaparken, "Geldik mi?" dedi. Leon, Hilal'i yeniden kendine doğru çekip göğsüne yatırdı.
"Az kaldı."
Hilal biraz kollarını açıp gerildi.
"Neden uyandırmadın beni? Hep böyle yapıyorsun sonra gece uyuyamıyorum."
"Uyumasaydın."
Hilal gözlerini yere çevirdi. Aslında uyumak gibi bir amacı yoktu. Sadece Leon'a yaslanmak istemişti ama onun sıcak bedenine, kokusuna dayanamamıştı. Leon onun yüzünün düştüğünü görünce güldü, yanaklarını sıktı, öptü. Hilal dayanamayıp güldü.
"Haklısın."
Leon'un bileklerini tutup ellerini yüzünden çekmesini sağladı.
"Yastığım sen olunca uyumamak imkansız oluyor."
![](https://img.wattpad.com/cover/201905988-288-k742387.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satırların Arasında (Askıda)
Fanfictionİlk kitabını yazmaya hazırlanan Leon rahatça çalışabilmek için ünlü bir kütüphaneye gider ve orada Hilal'le karşılaşır. Artık eksik olan parçayı bulmuştur, kitabının baş karakteri, savaşçı Smyrna karşısındadır. Hilal'i kendisine yardım etmek için ik...