15. Bölüm.

657 27 12
                                    

Bizi özlediniz mi? :) Bu sıralar kafam çok karışık açıkçası bu bölüm de hiç içime sinmiyor ama çok güvendiğim biri bölümü beğendi. O yüzden yayımlıyorum. Yorumlarınızla bana destek olursanız çok sevinirim. 💝

✒✒✒

Hilal hissettiği ürpertiyle gözlerini araladı, görüşünün netleşmesi için birkaç dakika beklerken yattığı yerin sıcaklığını, hareket ettiğini fark etti. Yine Leon'un göğsünde yatıyor olmalıydı. Yavaş yavaş kendine gelmeye başladı, başını kaldırdı, Leon'a baktı. Tahmin ettiği yerde, tam onun kalbinin üzerinde yatıyordu. Elini Leon'un yanağına koydu. Çoğu zaman ellerinin yeri orasıymış gibi hissediyor, bunu yapmadan duramıyordu. Şimdi mışıl mışıl uyuyor olsa da uyandığında ne yapacağını kestiremiyordu. Diğer elini dudaklarına bastırdı, gülüşünü durdurmaya çalıştı. Karışımın olduğu kavanozu saklasa iyi olurdu. Dün gece o kadar çok duyguyu aynı anda yaşamıştı ki o geceyi tarif edebileceği tek bir kelime vardı.

Karmakarışık.

Arzu, mutluluk, zaman zaman Leon'un dudakları ya da herhangi bir şekilde hissettirdiği tatlı ve hızlı bir şekilde hazza dönüşen acılar... O yüzden dün gece karmakarışıktı. Bütün gece boyunca sadece sevişmemişlerdi. Leon bol bol konuşmuştu. Normalde saatlerce dinleyebilceği, konuşabileceği hiçbir insan yoktu ama Leon istisnaydı. Ne anlatıyor olursa olsun eğer çok konuşuyorsa, mutlu olduğunu anlıyordu.

Leon mutluluk içinde yeşerdiği an tutamıyor, en yakınındakilere bulaştırıyordu. Eğer etrafında dinlemek isteyen insan yoksa yazıyordu. Bu zamana kadar yazmış olduğundan şimdi daha uzun konuştuğunu düşünüyordu ve konuşmak istiyorsa, onu özveriyle dinlemeye çalışıyordu. Leon çok fazla şey anlatmış, konudan konuya atlamıştı. Kendini zorladığında birkaçını zar zor hatırlıyordu. Belli bir süreden sonra o kadar çok gülmüştü ki şimdi tebessüm ettiğinde bile yanakları ağrıyordu. Neye, neden güldüğünü bilmiyordu. Parmaklarını Leon'un yanağında hafifçe gezdirirken dudaklarını yaladı. O uyanmadan önce gidip duş almalıydı. Yavaşça sağ tarafına doğru döndü, yatağın boş kısmından güç alarak doğruldu. Leon hareket etmemiş, ses çıkartmamıştı. Gülerken içinden, "Çok yorulmuş olmalısın" diye geçirdi, yataktan kalktı. Parmak uçlarında dolaba yürüyüp kapağını açtı, bir eşortman takımı çıkarttı. İç çamaşırlarını aldıktan sonra aynı sessizlikle odadan çıktı, kapıyı kapattı. Duş alırken suyun sesini çok fazla duyulmazdı ama tedbir almakta fayda vardı.

Lavaboya girdi, kapıyı kapatıp kilitledi. Eşyalarını bir kenara koyduktan sonra suyu açtı, sıcak tarafa çevirdi. Yeterince ılındığında küvetin tıpasını taktı. Küvet dolarken bornozuyla saç havlusunu çıkarttı, gözleri aynaya takıldı. Ayna büyük ve uzun olduğundan göğüsünün biraz altına kadar bedenini görebiliyordu. Omzunun hemen altındaki, göğüsünün etrafındaki diş izlerine, morluklara bakıp başını dikleştirdi. Aynıları belki de daha beterleri Leon'da olmasa bu kadar keyifli olmazdı. Sağ eliyle en belirgin izlerken bir tanesine dokundu, titrek bir nefes aldı. Bedeninde ne zaman böyle izler görse dokunmadan duramıyor, tüyleri diken diken olduğunda bundan büyük bir zevk alıyordu. Başını iki yana salladı, suyu kapatıp küvete bol bol sabun dökerek içine girdi. Bedeni ılık suyun etkisiyle gevşerken saçlarını küvetin mermerinden aşağı sarkıttı, gözlerini kapattı. Bir süre köpüklü suyun içerisinde öylece durdu. Yunanistan'da olanlardan sonra sürekli düşündüğü, onu çok korkutan bir şey vardı.

Leon yaptığı gibi ailesinin karşısına çıksa, nasıl bir tepki verirlerdi?

En son kanlı canlı on sekiz yaşında görmüştü. Annesinin instagram hesabında hep gençlik fotoğrafları vardı. Kendi fotoğraflarını gördüğünü ve beğendiğini biliyordu ama ekrandan görmekle karşında görmek arasında dağlar kadar fark vardı. Dış görünüşlerini biraz yaşlandırarak düşünmeye çalıştı. Yüzündeki çizgiler belirginleşmiş, saçları aklanmış... Derin bir nefes alarak gözlerini açtı. Etrafı buğulu görüyordu. Elini boğazına götürdü. Yine aynı ip oradaydı ve daralıyordu.

Satırların Arasında (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin