Dağılmış kafamda biraz sen, içinde biraz ben; yani soyut bir resimden hiç farkım yok.
Donup kalmışım bu şarkılarda yalnız gülüşlerine dalıp dalıp var olmak imkansız.
Satırlarca yankılanır bir kadın ve şairiyim gözlerinde kaybolan bulutların.Bugün biraz farklıyım.
İçim dışım kararmış.
Bi tek seni sevmeyi bilen, yararsız bir adammışım.
Biraz da salakmışım.
Gözlerin bir sanatmış ve tanrım seni meleklerin küllerinden yaratmış.
Şimdi al aklımı, doğ benimle sabahları.
Giy üstüne bol bi şeyler incinmesin kanatların.
Gülünce yüz hatların of, inan bana çiçekleri afallatır.✒✒✒
Leon kütüphanenin önünde Hilal'i bekliyordu. Telefonunu çıkartıp saate baktı, dokuza geliyordu. Telefonu yeniden cebine koydu. On beş dakika kadar erken gelmişti. Sigarasından bir nefes daha aldı. Hilal'in sesi kulaklarında yankılanırken gözlerini kapattı.
"Bir ufka vardık ki artık.
Yalnız değiliz sevgilim..."Gülümsemeden duramadı. O kelimeyi uyurken duyduğuna inanamıyordu. Gözleri Hilal'in gözlerine değerken söylediğini, onun sesinden "sevgilim" kelimesini duyabilmeyi hayal etti.
Ciğerlerine hapsettiği dumanı serbest bıraktı. Başını duvara yasladı.
Aklının, hayalinin almadığı bir diğer şeyse Hilal'in sarılışıydı. Yumuşak saçları, mis kokusu... Sımsıkı, hiç bırakmayacakmış gibi sarılmıştı. Leon o an kendini öyle güçlü hissetmişti ki.
Ufka varmak böyle mi hissettirirdi? Bütün endişelerden uzak, yalnızca kalbinin sesini duyarak hareket etme özgürlüğü tanır mıydı? Eğer böyle bir hakkı varsa, kullanmanın zamanı gelmişti. Aylar önce hayal ettiğinde korkudan titrediği şey gerçekleşmişti. Hilal artık ilham perisi olduğunu biliyordu.Zamanla Leon'da daha fazla yer kapladığını öğrenecekti.
Gülümsemesi büyürken gözlerini araladı. Hilal'i karşısında görünce afalladı, dudaklarını yaladı. Bu defa gerçek olduğunu biliyordu. Hilal, "Teğmen aklına bir sahne mi geldi? Ağzın kulaklarında" dedi. Leon gözlerini kaçırdı. Ona daha fazla sarılabilmenin hayalini kurarken hatta onun adı zihninde yankılandığı an yüzünde bu ifadenin oluştuğunu henüz söyleyemezdi. Başını salladı.
"Hayatımın en güzel sahnelerinden biriydi."
Hilal güldü.
"Pekala, benimle paylaşacak mısın?"
Leon bunu yapabilmeyi her şeyden çok istiyordu. Sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi.
"Sen de istersen, upuzun bir süre paylaşacağım."
Hilal kaşlarını kaldırdı.
"Çok uzun bir sahne her halde."
Leon yutkundu, gözlerini Hilal'in gözlerine çevirdi.
"Öyle. Senin olduğun hiçbir sahneyi kısa yazamam ya da yaşayamam."
Hilal, Leon'a doğru bir adım attı. Sokak lambasının sarı ışığı ikisinin de yüzünü aydınlatıyordu.
"Önemli olan sahnenin etkisi değil mi? Bazen uzun sahneler insanı boğuyor. Okuyucuyu unutma."
Leon'un gözleri Hilal'in dudaklarına kaydı. Yarım ağız gülümsedi.
"Okuyucu mu?"
Hilal başını salladı.
"Evet, okuyucu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satırların Arasında (Askıda)
Fanficİlk kitabını yazmaya hazırlanan Leon rahatça çalışabilmek için ünlü bir kütüphaneye gider ve orada Hilal'le karşılaşır. Artık eksik olan parçayı bulmuştur, kitabının baş karakteri, savaşçı Smyrna karşısındadır. Hilal'i kendisine yardım etmek için ik...