Hilal gözlerini araladı. Otel odasının tavanını gördüğünde yeniden kapattı. Sanki günlerdir uyumamıştı, üzerinde öyle bir ağırlık vardı. Elini yatağın yanına götürdü ama eli Leon'un bedeni yerine çarşafı bulunca yeniden gözlerini açıp odada göz gezdirdi, seslendi.
"Leon!"
Lavaboda da yoktu. Yatakta doğrulurken ellerini başına bastırdı. Gulette uyuyakaldığı zamandan sonrasını hatırlamıyordu. En son hatırladığı şey, Leon'la beraber oturduklarıydı. Hatta Leon uyandırmak istediğinde uzun süre direnmiş, sonunda yemek kelimesini duyunca kalkmıştı. Bir uyanıp bir uyandığı için aptala dönmüştü. Yataktan kalkıp lavaboya gitti, elini yüzünü yıkayıp diğer işlerini hallettikten sonra yeniden yatağa döndü. Şimdi daha dinç hissediyordu. Telefonunun ışığının yanıp söndüğünü gördüğünde komidinin üzerinden aldı, bildirimlere baktı. Leon'un mesajını gördüğü an üzerine tıkladı. Sesli mesaj atmıştı. Telefonun sesini yükselttikten sonra mesajı oynattı.
"Sevgilim günaydın. Toplantı yapmamız gerektiği için uyandığında yanında olamayacağım ama işim biter bitmez geleceğim. Oda servisi on bire doğru gelir. Masa hazırlamalarını istedim. Kahvaltıya yetişeceğimi umuyorum. Görüşürüz."
Leon'un en son çevrimiçi olduğu zaman sesli mesajı attığı zamandı. Mesaj bittiğinde saate baktı. On buçuktu. Diğer bildirimlere göz gezdirdi, Melis'in ve Rüya'nın mesajlarına yanıt verdi. İşle ilgili olanları sonraya bıraktı. Yatağın başlığına yaslandı, telefonu dizinin üstüne koydu. Dünü hatırlamak için hafızasını zorladı. Gözünün önüne birkaç şey geldi. Leon'un söylenmelerini hatırlıyordu. Kendi kendine güldü. Çok uykusu olduğu için duşa girmek istememiş, Leon kucağına alıp lavaboya götürmüştü. O kısmı pek hatırlamıyordu ama aralarında bir şey olmadığı kesindi. Olsaydı, mutlaka hatırlardı. Yavaş yavaş kendine gelmeye başladığında Leon'un çok normal davranmadığını fark etti. Karşısında moyayla olduğu zaman bile değişen Leon, duş yaparlarken hiçbir şey yapmamıştı. Nedeni vücudu olabilir miydi? Kendini baştan aşağı süzdükten sonra aklına bir şey geldi.
Anksiyeteyle beraber uyku ilacı almak zorunda kalmış, bir süre kullandığı ilaçla yüzünden uykusu ağırlaşmış, sonunda uykuya bağımlı olmuştu. Şimdi sadece gerektiğinde anksiyete ilacını alıyordu ancak uykuya kadar bağımlıydı ki ilaç almadığı halde vücudu ihtiyaç duyuyordu ve onu bu uykusuzluktan kurtaran tek şey, kahveydi. Dün hiç içmediği için böyle olması normaldi. Ellerini saçlarından geçirdi. O kadar olayın üstüne Leon bütün vücudunu kendi elleriyle yıkamış, çocuk gibi ilgilenmişti. Ofladı. Belki de Leon'a aynı şeyi düşünüp yeltenmemişti ama şimdi Hilal'in düşündükleri çok kötüydü... Hem kendine hem de Leon'a bunu yaptığına inanamıyordu. Onu çok fazla zorlamamış olmayı umut ediyordu. Gördüğünde teşekkür etmesi şarttı.
Kapı çaldığında yataktan kalktı, kapıya doğru yürüdü. Leon'un gelmediğini biliyordu. O olsaydı anahtarla açardı. Kapıyı açtığında görevlileri gördü, geri çekildi. İki adam masayı balkona götürürken diğeri kahvaltılıkların olduğu arabayı odaya soktu. Hilal kapıyı kapatıp arkalarından gitti. Yapacak hiçbir işi olmadığı için onların masayı hazırlamasını izledi. O kadar fazla şey getirmişlerdi ki bir an masa yetmeyecek sandı ama düşündüğü gibi olmadı ve getirdikleri her şeyi yerleştirmeyi başardılar. Odadan çıkmadan önce Yunanca bir şeyler söylemişlerdi. Hilal ne dediklerini anlamasa da tebessüm etti, İngilizceye karşılık vererek en azından birinin anladığını umdu. Görevliler odadan çıktığında balkona geçti.
Otel denize sıfırdı, arkasının ağaçlık olduğunu rüzgarın etkisiyle titreyen yaprakların sesinden anlıyordu. Bir süre deniz kokusunu içine çekip rüzgarın sesini dinledi. Bu adanın Leon'un üzerinde bıraktığı izleri merak ediyordu. Özellikle buraya getirmesinin özel bir sebebi olmalıydı. Midesinden sesler geldiğinde masaya baktı. Artık yemeye başlasa iyi olacaktı. En köşede duran büyük termosu alıp burnuna götürdü, kahve olduğunu anlayınca gülümsedi. Şu anda onu bundan daha çok mutlu edebilecek tek şey, Leon'du. Bardağına kahve döktü, sandalyeye oturdu, arkasına yaslanıp yudumlamaya başladı. Bardağının yarısına geldiğinde kapının açılma sesini duydu, doğrulurken başını çevirip arkasına baktı. Leon'un geldiğini görünce gülümsedi, bardağı bıraktıktan sonra ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satırların Arasında (Askıda)
Fanficİlk kitabını yazmaya hazırlanan Leon rahatça çalışabilmek için ünlü bir kütüphaneye gider ve orada Hilal'le karşılaşır. Artık eksik olan parçayı bulmuştur, kitabının baş karakteri, savaşçı Smyrna karşısındadır. Hilal'i kendisine yardım etmek için ik...