2. Bölüm.

1.4K 36 32
                                    

Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen! 💙

✒✒✒

Hilal bilgisayarının ekranına bakarken kahvesinden bir yudum aldı. Sabah her zamanki gibi kalkmış, bir tost yemiş, çalışmak için masasına oturmuştu ancak bilgisayarının güncellemesi olduğunu görünce planı suya düşmüştü. Geçen gün de böyle yapmış, tamirciye götürmek zorunda kalmıştı. Virüs kaptığı anlaşılınca format atmışlardı. Tamirci birkaç güncelleme yapacağını söylemişti ama Hilal bunu unutmuştu. Sandalyesine oturdu, gözlerini kapattı, ellerini yüzüne bastırdı. Gözlerinin önüne Leon'un yüzü geldiğinde hemen gözlerini açıp ellerini yüzünden çekti. Dün kafedeki halini hatırlamıştı. Masasının üzerindeki takvime baktı, mırıldandı.

"Bugün günlerden cumartesi."

Leon kütüphanede miydi? Arkasına yaslandı. Neden onu düşündüğünü biliyordu. O, normal biri değildi. Hilal'de değildi. Açıkçası hiçbir insanın 'normal' kelimesine uyan bir kişiliği olduğunu düşünmüyordu ama Leon tanıştığı herkesten çok farklıydı. İki saatin dolduğunda, kalkmak istemişti. O zamanki ifadesini hatırlayınca gülmeden duramadı.

"Artık gitmem gerek."

Leon gözlerini Hilal'e çevirdi. İki saat dolmuş muydu? Saati kontrol ettiğinde haklı olduğunu fark etti. Onsuz geçmeyen zaman, onun yanında bir anda geçivermişti. Hilal telefonunu cebine koydu, çantasını alıp masadan kalkacağı sırada Leon ondan önce davrandı, ayağa kalktı.

"Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim ama böyle teşekkür edilmez aslında, değil mi?"

Hilal kaşlarını çattı. Leon etrafına baktı.

"Yani ikimiz de çalıştık... Yorulduk... Bir şeyler yiyemez miyiz? İstersen başka bir yere de gidebiliriz?"

Hilal defalarca kez böyle konuşmamasını söylese de bir şeyin değişmediğini anladı. Saygı çerçevesini ortadan kaldırmak en iyisi olacaktı.

"Teşekkürünü böyle de kabul edebilirim. Aç değilim, sağ ol."

Hilal kalktığı sırada Leon aniden aklına gelen fikirle Hilal'e baktı. Onu daha önce burada Alman pastası yerken görmüştü.

"Buranın tatlıları çok güzel oluyor. Islak kek? Cheesecake? Alman pastası?"

Hilal yutkundu. Alman pastasının adı bile o mükemmel lezzeti damağında hissettirmeye yetmişti... Uzun süredir yememişti. Leon onun gözlerini kaçırdığını fark edince, kenarda duran garsonu eliyle çağırdı.

"Hiç değilse sana tatlı ısmarlamama izin ver. Teşekkür manasında. Olur mu? Otur lütfen. Ne istersin?"

Hilal yeniden sandalyeye otururken Leon'un gülümsemesi büyüdü.

"Gerek yoktu ama madem bu kadar ısrar ediyorsun... Alman pastası olsun."

"Sadece pasta mı?"

Hilal başını salladı. Leon garsondan bir dilim Alman pastası ve espresso
istedi, Hilal'in karşısına oturdu. Notebooku kapattı, çantasına koydu, unutmamak için aklına gelen sahneleri not aldığı defterini açtı, yazdığı sahnelerin üstünü çizdi. Hilal onun dolma kalemini o sırada fark etti.

Satırların Arasında (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin