her zaman hatırlarım, beni öptüğün beni sevdiğin yeri

578 36 26
                                    

O gün Sehun'u takip edip evinin adresini öğrendiğim için hiç pişman değildim. Sadece bu bilgiyi nasıl işe yarar bir hale getireceğimi sorguluyordum. Tamam, onu takip ettim ama? Sonra nolacaktı?

Evine gitsem, kafama saksıyla falan vurur. Birden karşısına çıksam, eliyle vurur. Evinin önünde beklesem, yine saksıyla vurur.

Yani her halükarda Sehun ağzıma sıçacaktı.

Ve lanet olsun ki ben onu bir buçuk sene boyunca aramış, beklemiş, her yerden yazmıştım. Onun için yapmadığım şey kalmamışken onun beni bir çöp gibi kenara atması koyuyordu.

Belki o da haklıydı, kendince. Ama her şeyi yanlış anlamış, üstüne üstlük gözümün önünde birini öpmüştü. Ödeşmek için. Ve ödeşeceğimiz bir olay bile yoktu. Ama ona hiç kızmıyordum, çünkü o haklıydı.

Onu gördüğümden beri gözüme uyku girmiyordu, onunla nasıl barışacağımızın sahnesini hayal ediyordum, onu ne kadar ve hala aramamı ve sonunda bulduğumu düşünüp duruyordum. Sehun bana hayatın bir hediyesi gibiydi. Ve ben bu hediyeyi kimseye göstermemek, paketinde saklayıp sadece onunla olmak istiyordum. Ama bunları bırakın, herif benden nefret ediyordu.

Ugh şimdi başımıza bir de Kris bey çıktı. Ne gerek vardı buna şimdi sevgili tanrım? Neden aramıza illa birileri girmek zorunda?

Kris sıkıcı biriydi orası kesin. Tanrım... Aptal Sehun ne buldun ki onda? Bende olmayan neyi buldun?

Bunu ona sorsam herhalde "o beni yarı yolda bırakmaz ama vik vik" diye zırlar durur. Ona tüm bu yanlış anlaşılmayı anlatacağım. Beni dinleyeceksin Sehun. Bunu yapma isteğime bugün gözlerime bakışından dolayı daha da körükle gittiğin için pişman olacaksın.

Aptal... Neyi zorluyorsun ki? 1998 Angelina Jolie aşk filmlerinde miyiz aptal Sehun? SANA İNANMIYORUM GEL EVLEN BENİML- YANİ GEL YENİDEN ÇIK BENİMLE İŞTE.

Odama. Date'e. Disneyland'a. Tokyo'ya. İstediğin her yere çık benimle Sehun. Yeter ki beni yeniden sev. Zaten seviyorsun da...

Hemen hazırlanıp evine gitmeye koyuldum. Onu istiyordum, onunla konuşmak ve artık şu lanet olası yanlış anlaşılmaya bir aydınlanma getirmek istiyordum.


Arabayı o kadar hızlı sürüyordum ki, Sehun'un o gün o adamla gidişini, gözümün içine baka baka onunla oluşunu, o esmer uzun boylu Çinli resmen hediyemi benden çalmıştı!

Hah. Kris'miş. Ne bu? Hristiyan olmadığına bile eminim.

(Ç/N: Christian diye bir isim var, bilirsiniz. O Hristiyan anlamına geliyor. Kai de burada ondan bahsediyor yanlış anlaşılmasın.)

Sonunda onun evinin olduğu sokağa gelmiştim. Arabayı herhangi bir yere park edip indim. Beni hala sevdiğini biliyordum çünkü oturduğu ev bizim içi boş diye arada gelip seviştiğimiz evdi. Beni unutmak istemediğini kendine kabullendiremiyordu demek ki minik Hunie


Gülümseyerek geceleri herkes uyurken bizim kahkahalarımız eşliğinde bu sokaklarda birlikte adım atışımızı hatırladım. Sarhoştuk biz, içkilerimiz birbirimizdik. Her öpüştüğümüzde sarhoş oluyorduk. Her birbirimize olan bakışımızda ölüyorduk. Onun bana o gün baktığında öfkeden başka görebildiğim bi başka şey de onun sarhoş olmasıydı. Biliyordum çünkü, hala beni seviyordu.

kapıcının oğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin