Böyle olacağını bilemezdim.
Bunun neyle sonuçlanacağını bilemezdim.
Gerçekten katıksız bir aptalım ben.
Şu an kameranın önüne geçip hayatımda verip verebileceğim en seksi pozları veriyordum. Ve bunu yaparken de aklımda o vardı, Kai.
"Şimdi yatağa uzan bakalım. Tavana bakacaksın, natural ol."
Fotoğrafçının dediğini yaptım ve yine onu düşündüm. Pozlara benden istenilenin dışına çıkıp farklı şeyler ekliyordum bazen. Mesela şu an gözlerim kapalıydı, ya da bazen açıyı değiştiriyordum ve ne zaman pozlarımda değişiklik yapsam arkadaki yönetmenler ve diğer çalışanlar beni alkışlıyordu.
Bu çekim olayından sonra bizim okul yıkılmıştı. Jaehyun da dahil olmak üzere bir sürü velet peşimde koşturmaya başlamıştı. Onların sahtelikleri ve maskeleri gayet net görünse bile, Taeyong her zaman yanımdaydı. Sık sık çekimlerde bana destek oluyordu.
Ve tabi bir de Baekhyun. Hem annesi hem Chen hem de o, yani Byun ailesi de hep yanımdaydı. Bana destek olan insanların etrafımda olması o kadar güzeldi ki! Ama tabi ki bu çok sürmeyecekti çünkü bu işe devam etmeyeceğimi biliyordum.
Adımı sanımı bilmeyen babam bile benimle gurur duyduğunu söyleyip duruyordu ki gurur kelimesinin manasından bile haberi olmadığına emindim. Ama olsun, bir oğlu olduğundan haberi varmış demek ki.
Herkes yanıma geliyor, instagramdan yazıyor, telefonumu her açtığımda koca bir mesajlar yığınıyla karşılaşıyordum.
Ha ama bir kişi vardı ki, muhtemelen artık benden nefret ediyor ve bana asla yazmıyordu. Kai. Ve haklıydı da, onun işini ve hayalini ben çalmıştım. Bu yüzden kendimden nefret ediyorum! Ama bilmiyordum ki, siktiğimin fotoğraf çekimine onun gitmesi gerektiğini bilmiyordum!
"Sehunie, bak şimdi Jaehyun bile sana yürüdüğüne göre diyorum ki, acaba şu çocukla bi konuşsan mı ha?"
İçtiğim su şişesini kenara bırakıp bana yavru kedi bakışı atan Taeyong'a döndüm.
"Oğlum sen mal mısın lan? Sevdiğin çocuk hyunguna yavşıyor ettiğin lafa bak"
"Üff hyungum varıp gelip te Nakamoto Yuta falan değil ki! Allah'ın Sehun'u işte!"
Taeyong gülerek ellerini saçıma soktuğunda ben de gülerek ona eşlik etmiştim. Yuta, kankasının sevgilisine yürümesini gayet normal bir olaymış gibi seyreden malın tekiydi ve kesinlikle anlaşılmaz bir kafayı yaşıyordu.
"Bak tamam. Tekrar mesaj attığında onunla konuşucam. Ha bu arada Yeri-"
"Aaaa sen beni hiç tanıyamamışsın Oh Sehun! Tabi ki ona haber verdim, boş olduğu ilk anda sana yazacak şüphen olmasın"
Ağzım bir karış açılmış bir şekilde Taeyong'a bakıyordum, o da masadaki şekerleri gömüyordu.
"Lan yavaş ayı"
"Ne var oğlum beleşe işte ne güzel sen de yesene"
"Yok, bana yasak. Şekerli ve un mamüllerden yiyemiyorum"
Taeyong bir iki saniye dudağını büküp bana baktı ve sonra omuz silkip tatlıları gömmeye devam etti. Ben de telefonumdan ona bakıyordum. Ondan mesaj gelecek mi, diye, bekliyordum.
*****
osh's boyfriend♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kapıcının oğlu
Fanficpişt, kapıcının oğlu, ağzın değil elin iş yapsın her yeri bok götürüyor