1.3

2.5K 242 328
                                    

Multideki şarkı: Nihat Ünal / Yenilirim

Yorumlarınızı aynı zamanda görüşlerinizi lütfen belirtin ve oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar.

'00.32 - 08.12.19'

"Abi bana bundan alır mısın? Çok beğendim." Abim elimdeki parmaklı çorapları görünce yüzünü buruşturup gözlerini gözlerime dikti. Bana 'Sen zevksiz misin?' der gibi bakarken birkaç homurtu istemim dışı ağzımdan çıkıyordu fakat anlaşılmıyordu.

"Avza bu ne ya? Almam sana böyle bir çorap, evde böyle şeylerle gezip psikolojimi mahvetmeni istemiyorum." Kollarımı göğsümün hemen üzerinde birleştirip abime adımlarken sakin olmaya çalışıyordum. Param yoktu, annem bana para vermeyi reddetmişti ve ben bu çorabı istiyordum.

"Bana bu çorabı olmanı istiyorum ama ben." Abim oflayarak gösterdiğim çoraplara bakarken dudaklarını büzdü. "Çok iğrenç ama bunlar, hem senin ayaklarını çirkin gösterir. Almayalım." Başımı olumsuz anlamda salladım, illa onu tehdit etmem için kıvranıyor ve bana yalvarıyordu. Oysa çok masumane bir şekilde ne istediğimi belirtmiş, aynı zamanda da rica etmiştim.

"Bak abi, rica ediyorum ya. İstesem tehdit ederek de aldırırdım yani, hadi koçum. Al bana şu çorapları." Gözlerini devirip beni kolunun altına aldığında yumruk yaptığı elinin boğumlarıyla kafamı deşmeye başladı. O kadar hızlı ve bastırarak yapıyordu ki biraz daha devam etse başımdan alevler çıkabilirdi.

"Sen çok fena bir yılansın, sinsi köpek." Elinden kurtulmaya çalıştıkça beni daha fazla sarıyor ve sıkıyordu. Bedenim tamamen sağ omzuna yaslanmıştı, kaslı kolu her saniye daha fazla boğup beyaz ışığı gösteriyordu bana.

"Dur artık Allah'ın cezası, dur!" Debelenmekten dolayı boğuk ve kısık çıkan sesimle beni bir paçavraymış gibi bırakıp rafa doğru fırlattığında zar zor dengemi sağlayabilmiştim. Etrafımızdaki insanlar bize kötü kötü bakıyordu ama biz bunu gram umursamıyorduk çünkü Avza ve Tunay İris olmak bunu gerektirirdi.

"İyi tamam. Sen al kasadaki sıraya geç, ben de şu salak Barkın nereye kayboldu bir bakayım. Hayır çocuğu iki dakika boş bırakmaya gelmiyor, hemen girecek bir delik buluyor." Söz konusu Barkın ve alışveriş merkezleriyse her yeri kurcalamak farzdı. Şayet sizin bir reyonda geçirdiğiniz süreyle Barkın; tüm reyonları geziyor, beğendiği her şeyi topluyor ve en sonunda onların hepsini deneyerek sepetine atıyordu. Yani ben daha burada bir çorap seçebilmişken büyük ihtimalle o kendine yeni bir gardırop edinmişti.

Abimin dediği gibi sıraya geçtiğimde önümdeki kişilere baktım. Benden önce tam beş kişi vardı ve abim büyük ihtimalle bu süre içerisinde Barkın'ı bulurdu. Birkaç dakikanın ardından sinir küpü bir abi ve fazlasıyla keyifli olan erkek kardeşimi gördüğümde diğer dikkatimi çeken şey Barkın'ın elinde duran iki koca sepetti.

"Hepsini mi alacaksın Barkın?" Hayretler içerisinde çıkan sesime karşıt alayla gülümsedi ve omuzlarını dikleştirdi.

"Evet abla, hepsini alacağım ama merak etme. Bedenlerimiz aynı olduğundan sen de giyeceksin yani." Olaya bakış açım an itibariyle değişmişti çünkü söz konusu benim çıkarımdı. Bu özelliğim çoğu kişi tarafından 'Bu kız kötü biri.' olarak yorumlansa da ben buydum. Umursamaz, çıkarımın olmadığı olaya burnumu sokmaz, insanların yalanlarını yakalayarak şantaj yapardım. Bunun yanın da kimsenin arkasından da konuşmazdım hani o yüzden bazı insanlar beni sever, bazılarıysa benden son derece nefret ederdi.

Etseler ne olur anacım, düşmanlarım bile bir süre sonra hayranım oluyordu sonuçta.

"Tamam o zaman canım kardeşim al sen, hakkın." Abim bana pis pis baktığı zaman aslında onun da bu durumu umursamadığı biliyordum çünkü yediğimiz, daha doğru az sonra yiyecek olduğumuz para onun ilk staj parasıydı ve bu durum onu çok sevindiriyordu. Ailesine bakmayı her zaman isteyen biriydi çünkü babamın himayesi altından kurtulmak istiyordu ama bunun sebebini hiçbirimiz bilmiyorduk.

Meet the Music | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin