1.8

2.3K 229 373
                                    

Multideki şarkı: Dolu Kadehi Ters Tut / Aldattım

Yorumlarınızı aynı zamanda görüşlerinizi lütfen belirtin ve oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar.

'00.46 - 31.12.19'

"Herkesten beklerdim ama Cüneyt amca... Aklım almıyor gerçekten." Sude'nin hayretler içindeki sesiyle birlikte iç çektim. Haklıydı, o öyle bir adam değildi. Yani, değilmiş gibi davranmıştı. O gün, annemle kapıda göz göze geldiğim andan sonra annemin ne kadar güçlü bir kadın olduğunu anlamıştım.

Önce Alaska'yı yere indirdi, ardından gözyaşlarını silerek yanımıza geldi. Dudakları iki yana doğru kıvrılmıştı, yemin ederim hayatım boyunca o kadar kendinden emin bir gülümsemeyi daha önce görmemiştim ben. Beni arkasına alıp babamın karşısına geçti ve üç cümle kurdu babama.

'Üzerinde ne kadar hakkım varsa helali hoş olsun. Boşanma evraklarını arkadaşıma hazırlatacağım, beş kuruş paranı da istemiyorum.' Bir anne ya da bir kadın olarak değil, insan olarak gurur duyulacak birisi olduğunu o cümleleriyle daha çok kavramıştım.

Barkın'ın hâlâ haberi yoktu ve nasıl söyleyeceğimizi de bilememiştik. Hele ki aramızda babama en çok düşkün kişi oyken böyle bir şey nasıl söylenir hiçbir fikrimiz yoktu. Dün gece, annemle konuşurken tekrar öğretmenliğe devam edeceğini söyledi ama bunun işini özlemekten çok daha ayrı bir yerde olduğunu biliyordum. Kafasını öğrencileriyle toparlamaya ihtiyacı vardı. Ve yine dün geceki konuşmamızda beni yıllarca ağlatacak o şeyi söylemişti.

'Hissetmiştim yalnızca emin olamamıştım, yatağıma başka bir kadının kokusuyla girdiğindeyse emin oldum ama o an söylemedim hiçbir şey çünkü onun ağzından çıkacak bir açıklamayı hak ettiğimi düşünüyordum.'

"Ben hele ne kadar severdim Cüneyt amcayı, hiç bu kadar hayal kırıklığına da uğramamıştım üstelik." Gözde hafif bir ses tonuyla konuştuğunda sakince ona doğru döndüm. Dudaklarımı birbirine bastırırken ne kadar kötü göründüğümün pekâlâ farkındaydım. Zaten böyle bir durumda kim iyi görünebilirdi ki?

"Ne desem boş, bizi aldatabileceğini ben de düşünmezdim ama bu devirde babana bile güvenmeyeceksin diye boşuna dememişler." Yutkunmaya çalıştığımda boğazıma dayanan o yumru gözlerimi de doldurdu. Bana ne oluyordu böyle yahu? Ben ki hayatı laylaylom yaşardım, şimdi ne olmuştu da bu kadar takar olmuştum?

Cevabı kendi içimde bile bulabiliyordum aslında, üç yıldır bize babalık yapmayan adamın bir çocuğu vardı ve görülen o ki ona gayet de babalık yapıyordu. Üç yıldır bana bir kere bile sarılmazken o çocuğa sevgi gösteriyordu ve benim küçük kalbimin bunu kaldırabilmesi neredeyse imkansızdı. En azından şu an yanımda bulunan dostlarım olmasaydı imkansız olurdu.

"Benim güzeller güzeli baldızım, üzülme sen. Bak sen iste yeter ki ben sana baba olurum... Bakmayın lan bana öyle, yemin ediyorum bana baba demene bile izin veririm." Kaan Filiz'in yanından kalkıp kollarını bana dolayarak bunları söylerken herkesin yüzünde hem dehşete düşmüş bir ifade hem de gülmemek için kendilerini kastıklarını belli eden bir kızarma vardı. Kollarımı boynuma sardığı kollarına koyarken başımı geriye atarak omzuna yerleştirdim.

"Ellerin dert görmesin babacım, sen olmasan ben ne yapardım?" Kaan kollarını boynumdan çekerek tekrar Filiz'in yanına oturduğunda göğsünü gere gere kibirli bir gülüşle böbürlenmeye başladı.

"Altına yapardın tabii ki babacım, bak yanında baban var diye mis gibisin." Bu salak hâline güldüğüm sırada masadakiler bana uzaylı görmüş gibi bakmakla birlikte işaret parmaklarıyla da beni gösteriyorlardı. Evet, ben Avza Tilki olduğumdan herkes beni parmakla gösterirdi ve yine evet, benim birinci sınıftan beri fanlarım var.

Meet the Music | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin