[37]

11.2K 483 177
                                    

Medyadaki çiftimiz tabii ki de Aras ve Kaan.

-37.Bölüm-

Üzerimize çekidüzen verdikten sonra bulduğumuz boş sınıftan çıktık. Aras'la birbirimize kaçamak bakışlar atarken gülümsüyorduk. Bileğimdeki kol saatini bakıp dersin başlamasına kaç dakika olduğuna baktım. Daha 13 dakika vardı. Bu demek oluyorduki 13 dakika daha sevdiğim adam ile vakit geçirebilirim.

"Daha dersin başlamasına var, istersen bahçeye çıkalım?" diye bir öneri sundum. Elimi sıkıca kavrayarak "Bana uyar ama biraz soğuk gibi üşürsün."

"Üşürsem sana sarılır ısınırım," dediğimde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Parmak ucunda durup gülüşünden öperek bende gülümsedim.

Öğle arası olduğu için okulda çok fazla kişi yoktu. O yüzden biraz rahat davranıyorduk." Bak buna hayır demem, hadi çıkalım," diyerek önden o arkasından da beni çekiştirerek bahçeye çıktık.

Normal de bahçe de dolu olurdu aralarda falan ama çoğunluk dışarıya çıkmıştı. Ve Aras'ın da dediği gibi hava biraz soğuktu. Bunun için 50 kişi ya var ya yoktu.

Her zaman oturduğumuz banka yerleştik. Bir süre sonra bizim tayfa da yanımıza geldiğinde kadro tamamlanmıştı. "Gençler yarın akşam Batuhan'larda toplanıyoruz hepinizi bekliyoruz," dedi Emre.

Ben Aras'a bakıp onun onayını olmak için 'Gider miyiz?' diye sordum. "Benim için uygun sevgilim." Emre'ye dönerek "Biz geliyoruz," dedim.

Diğerleri de geleceğini söyleyince "Tamam o zaman yarın akşam kafaları dağıtıyoruz," dedi Batuhan.

"Ya ben size bir şey soracağım," dedi Eylül. Bakışları bizde değildi. Parmaklarını seyrediyordu. Sanırım anlatmak istediği şeyi bizimkiler iyi karşılamayacakmış gibi hissediyordum.

"Sor birtanem," dedi Gizem. Eylül'ün omzuna elini koyarak okşadı.

Eylül başını kaldırıp Tunahan'a baktı. Bu bakış düşüncelerimin haklı yönde olduğunu gösteriyordu. Hem bakıyordu hem bakışlarını kaçırıyordu ona bakarken. "Dün okul çıkışında Melih benimle konuşmak istedi. İlk önce konuşmak istemediğimi ona söyledim, ama ısrar edince kabul ettim."

Eylül tam devam edeceği sırada Tunahan araya girdi. "Ne konuşacakmış o şerefsiz!?" Tunahan'ın Melih adını duyması bile onu sinirlendirebiliyordu. Yani haklı da onca şey yapmıştı.

"Barışmak istiyormuş. Beni aklından çıkaramıyorum falan."

"Çıkaramıyormuş öyle mi? Her hafta kız değiştir3n mi söylüyor bunu?" Tunahan'ın hafiften seni yükselmeye başladı.

"Sen ne düşünüyorsun?" diye sordum. Melih'in düşüncesi benim, afedersiniz ama sikimde bile değildi. Benim için tek önemli olan kardeşim bildiğim kişinin düşünceleridi.

"Bilmiyorum. Pişman gibiydi." Derin bir nefes alıp Melih'lerin oturduğu banka baktı. Arkadaşları bir şey konuşurken o bizden tarafa bakıyordu.

"Neden bize baktığı şimdi anlaşıldı," dedi Tunahan. Demek ki o da fark etmişti Melih'in habire bize baktığını. Ama fark edilmeyecek gibi de değildi. Gözleri resmen bizi taciz ediyordu.

"Hemen sinirlenme sevgilim, bi dur," diyerek kolunu sıvazladı Gizem Tunahan'ın.

"Nasıl sinirlenmeyeyim o piçin yaptıkları yüzünden bu kızı bir hafta toparlayamadık. Unuttunuz mu hemen o günleri?" Tunahan biraz olsun haklıydı. Melih Eylül'ü aldatmıştı. Hem de en yakın arkadaşı ile. Aldatmış olması yetmiyormuş gibi ayrıldıkları gün yeni biri ile sevgili olmuştu. Tabii o kıza da aynısını yapınca ilişkileri bir ay bile sürmemiş, ayrılmışlardı.

Aras & Kaan [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin