[32]

11.9K 534 174
                                    

Medyadaki Aras ve Kaan

-32.Bölüm-

Aras: Kaan neredesin?

Kaan: Revirdeyim ama merak etme iyiyim.

Aras: Nasıl?

Aras: Revirde ne işin var?

Aras: Bekle geliyorum.

Kaan: Tamam gelince anlatırım.

Revirin kapısı sertle açılınca akapıya doğru baktım. Aras içeri girince korktuğu yüzünden anlaşılıyordu. Yüzü kireç gibiydi sevgilimin. Emre ve Batuhan kapı açıldığında oturdukları yerden kalkmıştı bir anda. Çünkü bir kaç saniye önce oynaşıyorlardı gözlerimin önünde. Muhtemelen hoca falan geldi sanmışlardı. "Oğlum ödümüzü koparttın," dedi Batuhan.

Aras, Batuhan'ın söylediğini duymazdan gelip yanıma geldi hemen. Sedyeye oturup elimi ellerinin arasına aldı. "Ne oldu? Neden buradasınız?" diye sordu.

"Bir şeyim yok sadece düştüm."

Emre yerine tekrar otururken konuya açıklık getirdi. "Sınıfta bi çocuk Kaan sırasına geçerken çelme taktı düşerken de ayağını burkmuş." Sinirlenmiştim ve kötü bakışlarımı Emre'ye atarken o da 'Ne?' bakışı atıyordu. Salaktı bu çocuk yeminle. Ona mı kalmıştı da söylüyordu.

"Kim o çocuk?!" diye sordu Aras tıslayarak.

"Boş ver kim olduğunu," dedim. Aras'ı sakin tutmam gerekiyordu yoksa başına bir bela alabilirdi. Bana çelme takan çoçuğa bulaşacak olursa o da ona bulaşırdı ve çocuk okulun belalısı gibi bir şeydi.

"Nasıl boş vereyim amına koyayım! Sevdiğim adama çelme taksın sonra boş verelim oldu! Boş veremem ben!" Aras"ı  ilk kez bu kadar sinirli görüyordum. Beni düşünmesi hoşuma gitmişti hatta gülümsememi bile saklamaya çalışıyordum böyle bir durumda.

Batuhan Aras'ın kolunu sıvazladı. "Sakin ol, Kaan bi iyileşsin onunda icabına bakarız ama şimdi de in sakin olman gerekiyor."  Aras başını eğerek sağa sola salladı.

"Tamam. Kim olduğunu söyleyin şimdi." Emre ile göz göze geldiğimde kaşımı yukarıya kaldırdım söylememesi için. Başını salladığı sırada Batuhan söylemişti bile.

"Emirhan."

Aras elimi bırakıp ayağa kalktı. Ellerini saçlarına getirdi sonra da yüzünü kapattı. "Sakin olacakmışım," dedi ve bi hışımla odadan çıktı.

"Off..." yerimden kalkacağım sırada Emre durdurdu.

"Senin dinlenmem gerekiyor, kalksana bir şey yapamazsın senin yerine Batuhan gider." dedi. Batuhan'a bir kaç şey söylemişti. Batuhan başıyla onaylayın Arasın peşinden gitti.

Emre haklıydı. Aras'ın peşinden gitmiş olsam ayağımın ağrısından engel olamazdım. Ayakta da duramıyordum zaten." Umarım başını belaya sokmaz. "

🍫🍫🍫

Demiştim ama Aras bey başını belaya sokmuştu bile. Emirhan'ın yüzü gözü yara içerisindeydi. Eminim ki o yaralar sadece yara olarak değil morarıp bir iki hafta yerlerini koruyacaktı.

Bir yandan da hoşuma gitmişti Emirhan'ı böyle görmek. Bugüne kadar yakmış olduğu canların acısını çıkartmış gibiydi ama bu da yetmezdi bu şerefsize. Emirhan  bana sert bakışlar atmaya devam ederken Aras müdürün odasından  çıktı. Yanımıza gelirken gözleri bizde değil Emirhan'daydı. Emreyi koluyla geriye çekip koluma Aras girdi. "Ne dedi?" diye sordum.

"Son senim olduğu için uyardı sadece. Bir daha olursa son senem değmezmiş atarmış öyle dedi." Emirhan'ın duyamayacağı kadar kısık bir sesle konuşmuştu.

"Aras dikkatli olmamız gerek bunu biliyorsun değil mi?"

Gözünü devirdi. "Biliyorum, ama o bunu hak etti!" dedi.

"Of Aras of," dedim ayağımın burkulduğunu unutup uzaklaşmaya yeltendim ama sonuç acıyla bitmişti.

"Dikkat et," dedi. Korkmuştu. Yüzünden belli olabiliyordu korkusu. Ellerimi yanaklarına koydum biraz sıkıp dudaklarını ön plana çıkarttım. Tam Bi buse konduracağım sırada müdürün odasının önünde olduğumuzu hatırladım ve geri çekildim. "Öpseydin ya," dedi dudaklarını büzerek.

"Yok sana öpücük falan." Yüzü düşerken "Hadi yemek yemeye gidelim," dedim. Başı ile  onaylamakla yetindi sadece. Kolunun altına alıp kantine doğru yürümeye başladık.

İkimizde köfte ekmek almıştık. Boş bulduğumuz bir banka yerleştik. Yüzüm Aras'a dönük bir şekilde bağdaş kurdum. Aras köfte ekmeğinden bir ısırık alırken ben de Aras'ı izlemeye başladım. Adem elması yutkunmasıyla birlikte yukarı hareket edişini izlerken bende yutkundum. Şaheser gibiydi aynı. "Beni değil yemeğini yiyeceksin," dedi Aras yan bakış atarak bana.

Kıkırdadım. "Seni yemeyi tercih ederdim okulda olmasaydık," dedim.

Benim gibi bana dönüp bağdaş kurdu. "Okulda da yiyebilirsin bence."

"Oldu. Müdür de sonra bizi yesin,"  dememle göz devirdi Aras.

"Müdür nereden görecek?" diye sordu tek kaşını kaldırarak.

Cevap vermek için hazırlanmıştım ki göz hizama iki kız geçti. Aras'ı işaret ederek aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. "Nereye bakıyorsun sen öyle?" diye sordu Aras.

"Şu kızlara bakıyorum," dedim. Aras'a döndüğümde kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Dürüst ol tamam, ama bu kadar da kırıcı şekilde dürüst olma!" yanlış mı anlamıştı şimdi bu salak sevgilim?

"Hayır ya yanlış anladın o manada bakmadım ben. Seni işaret ederek aralarında bir şeyler konuşuyorlar ona bakıyordum."

Başını çevirip kızlardan tarafa baktı. Kızlar bakışlarını başka tarafa çevirselerde yakalanmıştılar. "Aman boş ver baksınlar."

"Bakmasınlar," dedim ben de hemen. Sesim tuhaf çıkmıştı, sanki içime kaçmışta geri çıkmaya çalışıyormuş gibi.

"Benim gözlerim bir tek seni görürken onların bana bakması bir şeyi değiştirmez." Haklıydı ama kıskanıyordum ve ne konuştuklarını merakta ediyordum.

"Lavaboya gidelim mi?" diye sordum.

Gözleri parlarken" Ne yapacağız orada?"  diye sordu.

" Ne istersen onu," dedim muzip bir gülüş ile.

🍫🍫🍫

Off ne azgın heriflersiniz siz her bölümün sonunda çok farklı yerlere gidiyor olay dkenekejejee

Oy ve yorummm:**

-Birkan

Aras & Kaan [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin