[40]

9.6K 467 106
                                    

Medyada ki Kaan

-40. Bölüm-

"Daha iyi misin?" diye bir soru yöneltti Batuhan. Ben ise sadece başımı sallayarak iyiyim demek istedim. Aras'ın o sözlerinden sonra o soğuk betonda dakikalarca ağlamıştım. O an dersin başladığını bile fark etmemiştim bu yüzden de okulu asıp okula yakın bi' cafede oturuyorduk.

"Anlatmak ister misin bize?" diye sordu Gizem.

İsterdim istemesine de ya onlarda Aras gibi bir tepki verirlerse diye düşünmeden edemiyordum.

"Olum ne oldu da Aras kendini kaybetmiş gibi boğazına yapıştı senin?" Tunahan'ın sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim. Evet kendini kaybetmişti. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. Benim tanıdığım Aras bana el kaldırmazdı.

"Dün akşam.." parmaklarım ile oynarken bir anda oflayarak cümlemi tamamladım. "Dün akşam Taha beni öptü."

"Taha da kim amına koyayım?" dedi Tunahan.

"Hatırladığım kadarıyla kuzeninin adı Tuna'ydı.. O mu?" diye sordu Emre.

Başımla onayladım tam konuşacağım sırada Tunahan araya girdi. "Bir dakika ya ben bir bok anlamadım. Kuzenin seni mi öptü yani?"

O kadar saçma bir şeymiş gibi geliyordu ki kulağa, şaşırmalarını anlayabiliyordum. Taha beni öptüğünde ben de şaşırmıştım. Şaşırmamış olsaydım eğer onu daha erken itip Aras'ın görmesini engelleyebilirdim belki de. Onu bu kadar kırmışta olmazdım.

"Ders çalışmak için bize gelmişti, bitince de gitti. O akşam da Aras ile buluşacaktık. Ben Aras'ı beklerken mesaj atıp dışarı çıkmamı söyledi. Sonra da işte beni öptü o sırada da Aras görmüş bizi. Ama yemin ederim ittim ben onu, istiyerek öpmemiştim ki ben onu.." dedikten sonra ağlamaya başladım yine. Kollarımı basanı üzerine koyup başımı da kollarımın üzerine koydum ve öyle ağlamaya devam ettim.

Omzumdaki el omzumu okşarken başımı kaldırdım. "Beni affetmeyecek değil mi artık?" diye sordum.

"Senin bir suçun yokmuş ki. Affeder." dedi göz yaşlarımı silerek Emre. "Ama ilk önce senin bi kendine gelmen gerekiyor." diye devam etti.

"Aynen kendini harap etme. Emin ol Aras gerçeği öğrendiğinde pişman olacaktır." dedi Eylül de.

"Peki, hadi kahvaltı yapalım sonra da okula geçeriz benim yüzümden yok  da  yazıldınız." dedim kendimi toparlamaya çalışarak. Böyle yaparak onları üzdüğümün farkındaydım. İkinci ders sınavımız vardı ve daha çok morallerini bozmaya hakkım yoktu.

"Yok yazılmak sorun değil de sınavda ne bok yiyeceğiz lan?"

Eylül çantasından birkaç tane kağıt çıkardıktan sonra "Ben hazırlıklı geldim sıkıntı etmeyin" diyerek gülümsemeye başladı.

Eylül'ün kopyaları masaya sıralamasıyla bende gülümsemiştim. Sanırım bu dersten geçmemin sebebi bu kağıtlar olacaktı. Tabii yakalanmazsak.

"Sen süper bir arkadaşsın." dedi Gizem.

Tunahan ise "En çok seni seviyorum bu grupta bunu biliyorsun değil mi güzelim," diye yalakalık yapmaya başlamıştı ki Gizem'den ensesine çaplak yiyince susmak zorunda kalmıştı.

"Yat kalk şu kıza dua et yoksa sen zor geçerdin bu sene," dedi Emre.

Tunahan tam cevap vereceği sırada Eylül lafa girdi. "Bakın şimdi şu iki kağıt Emre ve Batuhan da kalsın şu ikisi Gizem ve Tunahan alsın. Bunu da Kaan ile biz alalım, ama hızlı hızlı bakın ki kağıtlar elden ele ulaşırken zaman kaybetmeyelim." dedi.

"Teşkilatı da kurduğumuza göre şu kahvaltımızı edelim artık."

Yüzümü avucuma yaslayıp arkadaşlarımın planlarını dinliyordum. Ama bir yandan da Aras ile arayı düzeltmenin yollarını düşünüyordum. Sevgilimin kalbini kırmıştım. İstemeyerek de olsa bunu yapmıştım. Artık sevgilim değildi belki de ama onu geri kazanmak için elimden ne geliyorsa değil elimden gelenin fazlasını yapacaktım.

Çünkü o benimdi ve ben de onundum.

Biz ayrılamazdık. Biz birdik. Ayrı olamazdık...

🍫🍫🍫

Dün mutlu son olmayacak demiştim,siz de çok güzel inandınız dırnfrk3nrıt zaten bayadır bölüm atamadım bir de mutsuz sonu hak etmiyor bence kitap neyse çok uzattım.

Oy ve yorum her zaman ki gibi :)

-Birkan

Aras & Kaan [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin