Bol bol satır arası yorum lütfennnÖptüm 💋
LİAM;
ÜÇ AY SONRA;
" Güzelim, hazır mısın? Artık çıkmamız gerekiyor. " Şoför kapının önüne bırakmış olduğum valizleri arabaya taşıyorken, ben eve girmiş ve Grace'e seslenmiştim. Grace saçlarını yukarıda topuz yapıp, aynı zamanda da merdivenlerden iniyorken bana gülümsemişti. " Kusura bakma Liam, son kez kontrol ettim bir şey unutmamak için. " dediğinde onu onaylayarak başımı sallamış ve gülümsemiştim. Yanına gidip elini tuttuğumda ikimizde evden çıkmış ve ben kapıyı kilitleyerek Grace ile beraber arabaya ilerlemeye başlamıştım.
Onunla Karayipler'de ki, Barbados adasına tatile gidiyorduk. Üç günlük bir tatil olacaktı işlerimiz olduğu için fakat bunun bize iyi geleceğini çok iyi biliyorduk. Üç ay... Üç ay geçmişti ilişkimizin üzerinden ve her şey mükemmel, olması gerektiği gibi ilerliyordu. Grace biraz daha iyiydi artık, tabiki Harry'yi tam anlamıyla unutmadığını ve ara ara aklına da geldiğini biliyordum. Fakat bunlardan en önemlisi bana değer verdiğini hissetmem ve bana bakarken gözlerinde gördüğüm sevgi her şeyin üzerini örtüyordu. Bu bile yetiyordu bana, onunla fazlasıyla mutluydum.
Ona yaklaşırken ilk gün ki gibi çekingen değildim artık, rahattım ve onu sevmenin, benim yanımda oluşunun tadını doyasıya çıkartabiliyordum.
O da aynı şekilde hiçbir şekilde uzak değildi bana.
Alışmıştı bana ve ikimizde sakin bir ilişkinin içerisindeydik. Hala daha, Grace ben ve Harry hakkında haberler ve yorumlar vardı ama ben takmıyordum ve Grace'de bu konuda yardım ediyordum. Biliyordum, medyada kolay kolay unutulamayacaktı bu olanlar fakat bizim bir şekilde üstesinden gelebileceğimizi biliyordum.Şoför arabayı havaalanına sürmeye başladığında biz Grace ile arkada oturmuştuk. O başını göğsüme yaslamış, bense kollarımı etrafına sarmıştım ve çenemi başına yaslamıştım. Pencereden dışarıyı izliyorken, bundan daha huzurlu bir an olmayacağını biliyordum. O yanımdayken, tamamen tamdım.
O yokken ise, eksiktim fakat o gelmiş ve tamamlanmıştım. Artık Grace ile birlikte çalışmaya karar vermiştik bundan bir ay öncesinde. Artık tüm fotoğraf çekimlerimi onunla gerçekleştirecektim ve bu beni hem oldukça mutlu ve hem de sanki ilk defa bir fotoğraf çekimi gerçekleştirecekmişim gibi heyecanlandırıyordu. Tanrım, o sürekli etrafımda olacaktı. Halbuki, o şuan yanımdayken bile özlüyordum ben onu.Başımı eğdim, burnumu saçlarına götürdüm ve kokladım o sevdiğim kokusunu uzun uzun.
Ardından dudaklarımı bastırdım saçlarına ve ondan bir kıkırtı kazandım. Bu beni gülümsetti ve belini okşadım. " Seni seviyorum. " diye söyledim o an dayanamayarak. Sık sık söylüyordum bunu ve onu sıkmak istemiyordum ama dayanamıyordum işte.
Belime sardığı elleri sıkılaştı, başını kaldırdı ve yüzüme baktı. Kirpiklerini kırpıştırdı gözlerimin içerisine bakarken. Başımı eğdim ve burnumu burnuna bastırarak sürttüm. Gözlerini kapatarak gülümsedi ve, " Bende seni seviyorum. " dedi gözlerini açıp gözlerime bakarak." Tanrım..." dedim o an ve alnımı alnına yasladım.
Derin bir nefes aldım ve dudaklarımı alnına bastırdım. " Senin dudaklarından bunu duyuyorum ya Grace, benden mutlusu kesinlikle olamaz.
İyiki benimlesin. " diye fısıldadığımda bir elini kaldırmış ve yanağımı tutup okşamıştı.
" Beni mutlu ediyorsun Liam, biz birbirimizi mutlu ediyoruz ve hep mutlu olacağız. " dediğinde bana, dudaklarını uzanıp yanağıma bastırmıştı.
Sıcak dudaklarını yanağımda hissettiğimde gözlerimi yumdum ve daha sıkı sardım onu.
Başıma gelmiş en güzel şeydi, o benim her şeyimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slowly || harrystyles.
Fanfiction" Beni yavaşça hayal kırıklığına uğratmanın bir yolunu bulabilir misin? "