"Tavşancıklar yalan söyleyemez."
•
"Jungkook, gerçekten de dün akşam Jimin hyungun beni çok korkuttu."
Vişneli meyve suyumun son damlalarını vakumlarken, yanımda bıkkın bir vaziyette sıraya yayılmış Haemin'i dinliyordum. Gerçekten de bıkkın gibi görünüyordü. Dün gece mahvedilen ve sabah okula gelen ve kıçı ağrıyan ben olmama rağmen normal bir şekilde sıramda oturuyordum fakat Haemin sanki sakatmış gibi asla düzgün oturamıyordu. Bazen buna sinir oluyordum.
"Aslında korkunç birisi sayılmaz. Sadece biraz um.. koruma iç güdülerinden dolayı diyebilirim. Anlarsın ya, abi kardeş gibiyiz sonuçta."
Onunla gülümseyerek konuşuyordum fakat konuşurken sesim çatlamasın diye çaba sarf etmek zorunda kalmıştım. Jimin hyungdan bahsederken bir şeyler takılıyordu sanki boğazıma, onun hakkında istemediğim şeyleri söylemek istemiyordum çünkü.
Burun kıvırıp kafasını yasladığı sıradan kaldırdı. Beni kısaca süzüp "Neden koruyacakmış ki seni benden? Biz uzun zamandır arkadaşız. Çok saçma." dedi homurdanarak.
Ah, keşke ona gerçeği söyleyebilsem diye düşünmeden edemedim. Bazı insanların canından çok güvenebildiği arkadaşları olurdu fakat bende hiç yoktu. Buna rağmen eğer Jimin ile olan ilişkimi açıklayabilecek olsam gideceğim ilk kişilerden biri Haemin olurdu. Haemin saftı fakat sır tutardı. Ve muhtemelen gay olduğum için beni yargılamazdı da. İyi bir çocuktu fakat ona asla söyleyemeyecektim muhtemelen. Jimin buna izin vermezdi çünkü.
"Bilmem. O fazla evhamlı biri. Ve paylaşmayı sevmiyor."
Konuyu kapatsın artık diye dua edeceğim sırada homurdanarak başını tekrar sıraya yanağı değecek şekilde koydu ve ellerini aşağıda birleştirdi. Sonra da bacaklarını açtı. Bu uyuyacağı anlamına geliyordu. Evet, başlı başına garip bir pozisyondu fakat sorduğumda böyle rahat ettiğini söylemişti.
***
"Millet! Hoca gelmeden hepinize bir şey duyurmam lazım baksanıza bir!"
Oldukça gürültülü olan sınıfımın gürültülü olmasının nedenlerinden biri bunun gireceğimiz son ders olmasıydı. Bugün cumaydı dolayısıyla herkes çok mutluydu çünkü ikinci sınıfta olduğumuzdan öğretmenler bize zorunlu program hazırlamıştı ve programda boş olan tek günümüz cumaydı. Herkes ders çalışmak zorunda olmadığı için mutluydu fakat ben değildim. Ders çalışmıyordum çünkü zekiydim. Hocalar da bunu bildiğinden çok üstüme gelmiyordu fakat bazen kafamı şişirdikleri oluyordu tabii.
Kalabalığı susturan minyon tipli kız konuşmaya başladı.
"Heh, sonunda sustunuz. Neyse! Bu akşam evimde doğum günü partim var, hepiniz davetlisiniz! Gelmeyeni pazartesi günü test kitaplarıyla kovalarım ona göre!"
Tıpkı benim gibi, birkaç kişinin ifadesiz yüzünden çok, daha fazla gürültü yapmaya başlayan aptallarla dolmuştu birden sınıf. Cidden mi? Aptal bir doğum günü partisinde en fazla ne yapabileceklerini düşünüyorlardı ki? Sınıfın çoğu daha reşit bile olmamıştı. Hem o kız, içki bile sokmazdı partiye muhtemelen. Boş sevinçleri beni güldürüyordu.
Doğum günü partilerine katılan net salaktır.
****
Minyon kızın doğum günü partisindeydim.
Evet, ben katıksız bir salaktım ama bunun nedeni partiye gelmem değildi. Genel olarak salak bir insandım. Zekamdam bahsetmiyorum ona kimse bir şey diyemezdi çünkü fakat normal hayatımda, insanlarla konuşurken falan bile aptalca davranabiliyordum. Bu yüzden sinirim bozuluyordu. Buraya gelmemin tek nedeni ise... aslında belli bir nedenim yoktu. Haemin gitmek istediğini söylemiş ve başımın etini yemişti ama gerçekten istesem onu reddedebilirdim. Galiba zaman geçirmek istemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
velleity ࿐ jikook
Fanficuyursam geçer mi gece senden güzel mi top!jimin bottom!jungkook